Edirne’nin koronavirüs bilançosu: Sınır kapısıyla birlikte kepenkler de kapandı
Edirne ekonomisi için tehlike çanları çalıyor. Sınır ticaretiyle ayakta kalan kent ekonomisi yanlış siyasi kararlar ve pandemi etkisiyle durdu. 45 bin üniversite öğrencisinden de mahrum kalan kentte hayat durma noktasına geldi. 2019’da yaklaşık 4 buçuk milyon turist gelen kentte, yüzde 60’lık bir düşüş yaşandı. Sadece Edirne merkezde yaklaşık 800 esnaf kepenklerini kapattı. 3 bin yatak kapasiteli pansiyonlar bomboş, ticaretin kalbi tarihi çarşılar ise sessiz.
Yaren ÇOLAK
Edirne de pandeminin en sert etkisini hissettirdiği kentlerden biri. Salgın sürecinde vakalarda yaşanan artış Edirne’de sık sık tehlike çanları çalmasına ve kırmızı bölge ilan edilmesine yol açtı. Koronavirüs nedeniyle Valilik ve Bakanlık tarafından getirilen yanlış, eksik ve tutarsız tedbirler ise bambaşka tahribatlara neden oldu. İktidarın politikaları, Edirne’yi adeta ekonomik buhrana soktu. Edirne ekonomisinin büyük bir çoğunluğunu oluşturan hizmet sektörü, pandemiyle beraber adeta açlığa mahkûm edildi.
EKONOMİDE ANA DAMARLAR TIKALI
Edirne ekonomisini ayakta tutan dört ana damar var. İlk damar Yunanistan ile yapılan sınır ticareti. İpsala ve Pazarkule Sınır Kapısı’ndan geçerek her gün binlerce Yunan, Edirne’ye gelir, alışverişini yapar ya bir gün kentte kalır ya da aynı gün ülkesine dönerdi. Dönerdi diyoruz çünkü yaklaşık 15 aydır kapalı. Suriyeli göçmenler için ‘açık kapı politikası’ başlatan AKP iktidarı kararı sonrası binlerce göçmen sınır kapısına dayandı. O tarihten bu yana Yunanistan’la sınır kapısı kapalı. Diğer bir komşu ülke Bulgaristan. Cuma günleri kurulan pazarın devamlı müdavimleri olan Bulgarlar, kapı açık olmasına rağmen Edirne’ye gelemiyorlar. Çünkü Türkiye tarafından zorunlu tutulan test çok pahalı. Edirne ekonomisini ayakta tutan üçüncü ana damar ise üniversite öğrencileri. Sayıları 50 bine dayandı. Üstelik yaklaşık yüzde 10’nu yurtdışından geliyordu. Onlar da bir yılı aşkın süredir yoklar. Ekonomiye can veren son damar ise tarımsal üretim ve buna dayalı sanayi. Ülkede tarımın geldiği olumsuz nokta Edirneli çiftçiyi de etkilemiş durumda. Buna rağmen hâlâ ekonominin de çarkın da dönmesini sağlayan tarımsal üretim.
Edirne’ye hayat veren dört ana damarın üçü tıkalı. Kalp tekliyor. Durmaması için acil çözüme ihtiyaç duyuyor. TÜİK verilerine göre Edirne’de 2019 yılında yüzde 59,6 olan işgücüne katılım oranı, 2020’de 55,9 puana düştü. 2019’da yüzde 53 olan istihdam ise yalnızca bir yıl içerisinde 50,9’a kadar geriledi. 15 ayı geride bıraktığımız pandemide hayatta kalmaya çalışan 16 bin 200 Edirneli esnaftan yaklaşık 800’ü kapandı.
Gerek pandeminin korkutan rakamları gerekse uygulanan yanlış politikalar nedeniyle şehre gelemeyen yabancı turist, esnafı yoksulluğun pençesine itti. Edirne’de bulunan Hamzabeyli, İpsala, Kapıkule, Pazarkule sınır kapıları deyim yerindeyse iktidarın politikalarının kurbanı oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2019’da 4 milyon 348 bin 565 turist Edirne sınır kapılarından ülkeye giriş yaparken 2020’de bu sayı 1 milyon 804 bin 51 sınırında kaldı. Kuşkusuz bu dramatik düşüşün pandemiyle doğrudan ilgisi var. Ancak Yunanistan’la yaşanan gerilim sonucu sınır kapılarının kapanması da diğer bir etken oldu. Kapının tekrar açılmasına rağmen Bulgaristan’dan gelişlerin sınırlı olmasının en önemli nedeni ise giriş için zorunlu tutulan PCR testlerinin pahalılığı.
Kent ekonomisinin aktörleri yaraların sarılması için bir an önce sınır kapısında yaşanan sorunun çözülmesi gerektiğini söylüyor.
Kentin son bir yılını değerlendirmesi için ziyaret ettiğimiz Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Recep Zıpkınkurt yetkililere acil çözüm için çağrıda bulundu. Zıpkınkurt, “Kent ekonomisi hizmet sektörü üzerine kurulu. Turist ve öğrenci gelmediği için de ekonomi yerle bir oldu. Destek verildi deniliyor ama ticaret ve sanayi erbabı ne hibeden ne de herhangi bir destekten faydalanabildi. Bize sürekli kredi verildi. Bu kredilerin de en düşüğünün faizi 17-18 civarı. Hangi parayla bu faizi ödeyeceğiz? Dükkân kapalı, üstüne bir de vergi ödüyoruz. İş yok ki kredilerimizi ödeyelim.Aynı şey vergi affı için de geçerli. Aftan faydalanmak için de para gerekiyor. Geçmişe dönük borçlar yapılandırılmalı, ilk ödemelerinde işlerin normale döneceği tarihe kadar ertelenmesi lazım. Bir de buna ek olarak faizin düşmesi önemli. Tabii bu arada yeni bir kapanma yaşanmaması lazım. Eğer bir kapanma daha olursa işletmelerin en az yüzde 70’ini kaybederiz” dedi.
İşyeri sahiplerinin krizi demirbaşlarını satarak aşmaya çalıştığını söyleyen Zıpkınkurt, “Evi sattı, arabayı sattı hatta demirbaşlarını satmaya başladı. İşyerindeki iki buzdolabından birini sattı, iki araçtan biri gitti. Borçlarını, kiralarını ödeyemiyor” diye konuştu.
Yunanistan ve Bulgaristan’dan gelen turistlerin kent ekonomisi açısından önemine vurgu yapan Zıpkınkurt’un bir de şikâyeti var. Zipkunkurt “Kapıkule’den giriş için test zorunluluğu var. Testler hem Bulgaristan tarafında hem de kapıda pahalı. Bu nedenle 5 aydır Bulgar turistler gelmiyor ya da çok az geliyor. Biz ETSO olarak ülkemize yabancı turist çekebilmek için şimdi alınan ücretten yüzde 50 daha, uygun fiyata test yapan bir laboratuvarla anlaştık. Bu laboratuvar hali hazırda Bakanlık tarafından onaylanan Antalya’dan Kıbrıs’a 6 farklı kentte test yapıyor. Ancak Edirne’ye gelecek yabancı turistleri teşvik edecek bu uygulamaya onay verilmiyor. Bulgar turistler de test fiyatlarının pahalılığı nedeniyle kente gelmiyor. Sağlık Bakanlığı ile bu süreci bir türlü aşamadı” diyor.
Boşalan dükkânların yeri dolmuyor.
ÇOK KRİZ GÖRDÜK AMA BU BAŞKA
Arasta, Bedesten, Alipaşa gibi tarihi çarşılar Edirne ekonomisinin kalbinin attığı merkezler. Ama şimdi sesizliğe bürünmüş durumda. “Biz çok ekonomik kriz gördük ama bu defa başka” diyen esnaf, bir bir kepenk kapatıyor. Tarihi çarşıların durumunu Arasta Çarşısı Dernek Başkanı Adem Bayrak ve Bedesten Çarşı Dernek Başkanı Hakan Fındıklı ile konuştuk.
Gelen turistlerin çarşı için öneminden bahseden Bedesten Çarşı Dernek Başkanı Hakan Fındıklı, pandemiden önce kente günde yaklaşık 40 otobüs turist gelirken şimdi yalnızca bir otobüs geldiğini söylüyor. Krize karşı dayanacak güçlerinin kalmadığını ifade eden Fındıklı, “Bedesten’de toplam 98 dükkân var. Pandemide bunların 13’ü kapandı. Kilidi vuran Vakıf’a anahtarı teslim etti gitti. Yerine yeni dükkân da açılmıyor” diye konuştu. Esnafın mal dahi alamadığını kaydeden Fındıklı, “Kapalıçarşı’da 37 tane ayakkabıcı var. Geçen gün kadın 34 numara çocuk ayakkabısı sordu. Ancak 37 ayakkabıcıda bir tane 34 numara ayakkabı yoktu. Çünkü mal alacak güçleri yok” diyerek tepki gösterdi.
EDİRNELİ KIZANLARA EKMEK GÖTÜREMİYOR
Tarihi çarşıdaki tüm dükkânların vakıfa bağlı olduğunun altını çizen Fındıklı, “Hiçbir kira yardımı yapılmadı. Bu dükkânlar vakıfa ait. Kiralar yarıya düşürülebilirdi. Bu süreçte devletin sabit giderlerimizi karşılaması lazım. Verdikleri hibeden hiçbirimiz faydalanamadık. Her çarşıda bir tane çay ocağı var, sadece onlar aldı. Hepimizi borçlandırdılar, batırdılar. Devletin bizden sigorta primi almaması lazım” ifadelerini kullandı.
“Siftah yapmadan dükkânı kapıyoruz” diyen Arasta Çarşısı Dernek Başkanı Adem Bayrak sözlerine şöyle devam etti: “Gelirimiz yok. Yanımızda çalışana yevmiye veremiyoruz. Pek çok insan işsiz kaldı. Müşteri olacak da satış yapacağız da kızanlara ekmek götüreceğiz. Dükânı ancak yan gelirimiz varsa ayakta tutabiliyoruz. Çiftçilikten kazandığımız 3-5 kuruşu da dükkânımızı kapatmamak için harcadık. Ama dayanacak gücümüz kalmadı.”
***
YURTLARIN KAPISINA AYLARDIR KİLİT VURULU
Uzaktan eğitim sürecinde kente gelmeyen öğrenciler yurt ve pansiyonların boş kalmasına neden oldu. Eylül Kız Pansiyonu’nun sahibi Nazım Türkoğlu da gelmeyen öğrencilerin kentin ekonomisine büyük darbe vurduğunu söyledi. Öğrenci yurdu ve pansiyonların 2020 Mayıs’tan bu yana kapalı olduğunu vurgulayan Türkoğlu, “Terk edilmiş bina gibi kapısında kilit duruyor. Ne KOSGEB ne de başka bir yerden bir yardım alamadık. Emekli maaşım olmasa ne yapacaktık bilmiyorum” şeklinde konuştu. Öte yandan çalışanların da çeşitli nedenler gösterilerek Kısa Çalışma Ödeneği’nden mahrum bırakıldığının altını çizen Türkoğlu, “Güvenlik emekli olduğu için KÇÖ alamadı. Diğer çalışan doğum iznindeydi o da faydalanamadı” diyerek tepki gösterdi.