Merhabalar, Biliyorsunuz, uzun süredir ara verdiğimiz bu "Editörden" köşesini iki hafta önce yeniden başlatmıştık. Bundan böyle, siz okurlarımızla gazete arasındaki ilişkinin...

BirGün gündemi etkiliyor

Merhabalar,

Biliyorsunuz, uzun süredir ara verdiğimiz bu "Editörden" köşesini iki hafta önce yeniden başlatmıştık. Bundan böyle, siz okurlarımızla gazete arasındaki ilişkinin daha sağlıklı kurulması adına her iki haftada bir "Editörden"bu köşede olacak. Yaptıklarımızı ve yapmayı planladıklarımızı düzenli olarak sizlerle paylaşacağız. Arada önemli gelişmeler olduğunda, iki haftalık ritmimiz dışında da, bu köşeden sizleri bilgilendirmeyi düşünüyoruz.

Sabah-ATV ihalesinin nasıl sonuçlandığı geçen hafta gazete ve televizyonların hemen tümünde geniş yer aldı. Ülkenin ikinci önemli medya grubunun hükümetle "akrabalık" ilişkisi içinde olan bir sermaye grubunun eline geçmesi, hemen her kesimin kafasında ciddi soru işaretleri doğmasına yol açtı. BirGün bu gelişmeyi, düğünlerimizin modernleşme sürecine de direnen "geleneksel takı törenlerine bir göndermeyle aktardı: "Kayınbabadan damada bir televizyon bir gazete". Manşete dönük övgülerini ileten okurlarımıza teşekkür ediyoruz.

Bu gazeteyi yoktan var eden sizler çok iyi biliyorsunuz ki, Sabah ve ATV'nin satışıyla ortaya çıkan manzara, aslında, BirGün'ün doğuşuna yol açan nedenlerin en önemlisiydi. Son çeyrek yüzyılda, dev holdinglerin; kendi önlerini açmak, rakipleri sindirmek, iktidarlarla ilişkilerini düzenlemek ve kapitalizmi tozpembe gözlüklerle görmemizi sağlamak için medya alanını bütünüyle kontrollerine aldıkları bir süreç yaşandı. Silah sanayinden kimya sanayine, finanstan otomotive her sektörü ele geçirmiş olan korporasyonlar bilgi, haber ve kültürel tüketim gereksinmelerimizi de "karşılamaya" başladılar!

Ya çıkarları emek çevrelerinin ve insanlığın çıkarlarıyla taban tabana zıt olan bu çevrelerden gelen haberlere inanacak, ya da BirGün gibi alternatif, bağımsız haber kaynaklarımızı yaratacaktık. İkinciyi seçtik ve yıllardır sizlerin desteğiyle bu zorlu yolda ilerliyoruz. Güçlüklerimize karşın diğer gazetelere ilham veren haberlere de imza atabiliyoruz.

Geçtiğimiz günlerde birinci sayfaya taşıdığımız haberlerden kimilerinin önemli yansımaları olduğunu gözledik. "Sömürge valisi işbaşı yaptı" haberimizin ardındaki kavram mitinglerde, basın açıklamalarında kullanılır oldu. Gazeteler alıntıladı, radyolarda okundu. Ve belki de o haberin estirdiği rüzgar ABD büyükelçisinin planladığı yemeği ertelemesinde etken oldu.

29 Kasım'da ilk kez bizim yayınladığımız ve 1 Aralık tarihinde sürdürdüğümüz "Aleviysen çekeceğin var" haberi, bu konuda bizden bilgi isteyen diğer gazeteler tarafından da işlendi. Esenyurt'ta oruç tutmadığı için şiddet uygulanan öğrenci haberi, şimdi Meclis gündeminde.

Yayın politikamız gereği Malatya'daki katliamın izini de yakından sürmeye, projektörümüzü, olanaklarımız ölçüsünde, bu kez de vahşi bir Hıristiyan katliamında kendisini gösteren "Susurluk"a odakladık. "Alın silahınızı işinize gidin" manşetimizde altındaki imzayı ve içeriğini yayınladığımız belge bir gün sonra bir başka gazetenin manşetindeydi.

Bu gazetecilik başarıları, büyük özveri içinde çalışan genç arkadaşlarımızın işlerine daha bir şevkle sarılmalarına neden oluyor. Umarız, siz okurlarımızın da aynı şevkle gazetemize sarılmanıza neden olur.

Geçen "Editörden"de Ercan Karakaş'ın yazılarına tekrar başlayacağını duyurmuştuk. Bu hafta, yazılarıyla daha da zenginleşeceğimiz Ercan

Bey'in köşesinin anonsunu okuyacaksınız.

Öte yandan, eğitimci ve öğretmen okurlarımızın yakın ilgi göstereceği bir köşeyi de "Eğitim" sayfamızda başlattık. Eğitimci Ünal Özmen'in hazırladığı "Yazı Defteri" köşesi yurdun en ücra köşesindeki öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin, velilerin, kısacası eğitimle ilgili herkesin sorunlarına açık bir kürsü olacak.

Medya ve iletişim alanında çalışan akademisyenlerin altını çizdikleri bir gerçek vardır: Bugün gazetecilik alanının en büyük sorunu üretilenlerin vatandaşlara ulaştırılabilmesi, yani dağıtımdır. Bu yüzden, medya tekelleri dağıtım alanını kontrol etmeye öncelik verirler ve bu durum bizim gibi bağımsız gazetelerin en büyük darboğazıdır.

Bu darboğazı ancak siz okurlarımız sayesinde aşabileceğimizi biliyoruz. Ülkenin tüketim toplumu yaratmayı başat ödev sayan holding medyasıyla bu alanda onlarla yarışan yeşil sermaye medyasının tahakkümünden kurtulabilmesi ancak "BirGün"lerin çok yaşaması ile mümkün olacak.

Bu yolda siz değerli okurlarımızın sağlayabilecekleri en büyük destek iade oranını en aza indireceğimiz bir gazete dağıtımını gerçekleştirebilmemizi sağlamaktır. Yörelerinde BirGün'e sahip çıkacak, satılan kadar gazete gönderilmesini, gönderilenlerin iadesiz satılmasını izleyecek okurlara gereksinimiz var. Bu konudaki gönüllü çabalarınız, etrafınızdaki bayilerde iadesiz gazete satışını gerçekleştirebilmemiz ve satış grafiğimizi yukarıya doğru çıkartabilmemiz "çok yaşa"mamızın en büyük garantisi olacak. Yaşadıkça daha nitelikli bir gazete yapmak için çabalamak da bizim görevimiz olacak.

Daha iyi BirGün'lerde buluşmak üzere!

BirGün