BirGün, gazeteciliğin karabasan misali bir dönem yaşadığı bu atmosferde meslektaşımız Faruk Bildirici’nin ‘bağımsız ombudsmanlık’ çağrısını değerli buluyor, olumlu yanıt veriyor ve görüşlerini/denetimlerini dikkate alacağını kamuoyuna beyan ediyor.

Editörden: BirGün, Faruk Bildirici’nin ombudsmanlığını tanıyor

Türkiye’de gazetecilik, ülke tarihinde görülmemiş bir baskı ve iktidar kaynaklı manipülasyonla karşı karşıya. Güncel tablo, gazetecilik adına da pek parlak bir içeriğe sahip değil. Sansür, ceza baskısı, engellemeler, gözaltılar ve tutuklamalar bugün Türkiye’de gazetecilik mesleği ile birlikte akla gelenlerden sadece bazıları.

AKP’nin 20 yıla yaklaşan iktidar yolculuğu boyunca kademeli biçimde ilerleyen bu süreç, bir anlamda Gabriel García Márquez’in ünlü eseri “Kırmızı Pazartesi”de anlattığı hikâye gibi göz göre göre gerçekleşti. Gazeteciliğe dışarıdan gelen saldırı, sendikal örgütlenmesi dağıtılmış, içinde elit merkezler yaratılmış, ticari ve siyasi ilişkilerin belirleyiciliğine teslim edilmiş, toplumla bağı büyük ölçüde koparılmış bir meslek yapısı nedeniyle karşılanamadı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün yayımladığı Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre bugün Türkiye 180 ülke arasında 153'üncü sırada. Reuters Enstitüsü tarafından yayınlanan 2021 Dijital Haber Raporu’na göre ise Türkiye’de habere güvenme oranı ortalama yüzde 41.

Çağımızda, internet gelişimin vardığı aşamada, her ne kadar bilgiye ulaşma geçmişe oranla daha kolay hale gelse de bilgi kirliliğinden etkilenme olasılığı da paralel ölçüde arttı. Bununla beraber iktidar merkezli medyanın bilinçli biçimde yaratığı dezenformasyon da toplumun doğru ve gerçek bilgiye/habere ulaşmasının önündeki en büyük engel işlevi görüyor.

İktidar eliyle medyanın içine sürüklendiği durum vahim boyutlara ulaşmışken biat etmeyen, bağımsız/muhalif medyada da pek çok sorun yaşanabiliyor. Haber yazımından kaynakların teyidine, kullanılan dilden haberin sunuş şekline kadar dikkat edilmesi gereken çok nokta var.

TAAHHÜT EDİYORUZ

BirGün olarak yayın hayatına başladığımız 2004 yılından beri, eleştirdiğimiz bu tablonun aksine, kendi değerlerimizle harmanladığımız evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda yolumuza devam ediyoruz. Haberlerimizde mesleki ve etik sorumluluklarımızdan taviz vermezken, gazeteciliği basit bir ‘iletkenlik’ mekanizması olarak gören sığ anlayışların tersine, kamu yararını önceliyoruz.

Mesleğin dışından, ticari ortaklık ve kaygılar odaklı, gazetecilik icrasından ziyade ‘sosyal medya’ merkezli denetim süreçlerini bir ölçüde dikkate almakla beraber, bunlar yerine ‘okur denetimi’ öncelikli olmak üzere esas olarak meslek içi değerlendirme ve denetimlere önem veriyoruz.

Geldiğimiz noktada bu denetimin daha kurumsal bir boyut kazanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle son 2 yıldır medya denetimini bağımsız olarak sürdüren, zaman zaman haber üretme süreçlerinde görüşlerinden faydalandığımız Faruk Bildirici’nin ‘ombudsmanlığı’ kurumsallaştırma girişimine olumlu yanıt veriyoruz.

Faruk Bildirici’nin ilettiği sözleşmeyi imzaladığımızı ilan ederken, toplumun daha sağlıklı bir zeminde haber alması amacıyla, yaptığı mesleki değerlendirme ve denetimlere saygı göstermeyi, bunları dikkate almayı taahhüt ediyoruz.

Bildirici’nin yaptığı çağrıda ifade ettiği gibi: “Siyasal, hukuksal, finansal zorluklar, kısıtlar, sorunlar ne olursa olsun; gazetecilik herkesten, her kesimden, her şeyden önce gazetecilerin mesleğidir. Mesleğimize ilişkin yanlışları eleştirmekle yetinmeyip, öğrenilmiş/dayatılmış çaresizliklere aldırmayarak iyi/doğru/güvenilir gazetecilik için kurumsallaşma hedefli bir çözüm yoluna, gazeteciler olarak birlikte çıkabiliriz.”

BirGün