AKP’nin üniversite politikaları sonucunda yükseköğretime yerleşen öğrenci oranında 15 yılda 24 puan düşüş oldu. Barajın kaldırılmasıyla aday sayısının arttığını söyleyen Rehberlik Uzmanı Ünsal, “Talep enflasyonu yaratıldı” dedi.

Eğitim sisteminin ayarıyla oynadılar

Deniz GÜNGÖR

AKP iktidarının üniversite sistemini hedef alan politikaları sonucunda sınava girenlerin sayısı her geçen gün artarken yerleşen öğrenci oranı düşüyor. 2022 yılında üniversite sınavındaki baraj sisteminin kaldırılmasıyla ise aday sayısının yükselmesi beraberinde üniversitelere talep enflasyonunu artırdı. Ancak üniversitelerdeki kontenjan ve aday artışı arasındaki dengesizlik sebebiyle öğrencilerin üniversiteye yerleşme oranında düşüş yaşandı. Rehberlik Uzmanı Salim Ünsal’ın derlediği verilere göre, son 15 yılda üniversiteye yerleşen öğrenci oranında 24 puanlık düşüş oldu.

YGS-LYS sınav sistemine geçildiği 2010 yılından itibaren yerleşme oranlarında düşüş yaşandı. Buna göre 2010’da yüzde 48,1, 2011’de yüzde 44,9, 2012’de yüzde 45,7, 2013’de yüzde 45,6, 2014’te yüzde 44,2, 2015’de 46,2, 2016’da 42,6, 2017’de 36,4, 2018’de 36,4 oldu. En yüksek düşüş YGS-LYS sınav sisteminin TYT-AYT olarak değiştirildiği 2018 yılından sonra başladı. 2023 yılında üniversite sınavına giren 3 milyon 527 kişiden yalnızca 1 milyon 63 bin öğrenci üniversiteye yerleşirken bu son 23 yılın düşük oranı oldu.

AKP’NİN BAŞARISIZLIK TABLOSU

2023’te sınava giren 3 milyon kişiden yalnızca 1 milyon 63 bini üniversiteye yerleşti. Bu son 23 yılın düşük oranı oldu.

TALEP ENFLASYONU ARTTI

Rehberlik Uzmanı Salim Ünsal, 2022 ve 2023’te üniversiteye yerleşme oranındaki en yüksek düşüşün yaşanmasının sebebinin barajın kaldırılmasıyla aday sayısının artması olduğunu söyledi. Kontenjan ve aday sayısının dengeli olmadığını ifade eden Ünsal, “Baraj hakkı olmadığı için herkes tercih hakkı elde etti ve daha çok kişi başvurdu. Kontenjanlar da aynı oranda artmayınca doğal olarak düşüş yaşandı. 2018’den başlayan süreçteki 2019, 2020 ve 2021’deki düşüşteyse biraz üniversite algısı ile alakalı sorular ortaya çıkmıştı. Sınav sistemi ve tercih algısı değişti. 250 binlere dayanan bir kontenjan açığı vardı. O yüzden de barajları tamamen kaldırdılar. Baraj olmuş olsaydı, büyük ölçüde kontenjanlar boşlukları olurdu” dedi.

Sıfır netle üniversiteye yerleşme olanağına dikkat çeken Ünsal, “Bir talep enflasyonu yaratılmış oldu. Dolayısıyla 2018’e kadar YGS-LYS sistemi vardı ve bunlar öğütücü sınavlardı. Daha fazla öğrencinin yeteneklerini, bilgisini ön plana çıkarıyordu. Barajı geçen öğrenci sayısı da azalmıştı. Bu da doğal olarak öğrencilerin sınava olan ilgisini azaltıyordu. TYT-AYT ile sistem kolaylaştı, kontenjanlar kaldırıldı. Bu da yetmedi barajları kaldırdılar. Uygulanan sistemin yarattığı bir durum bu” ifadelerini kullandı.

EKONOMİK KRİZ DE SEBEP

Ünsal, üniversiteye yerleşen öğrenci oranındaki düşüşün bir başka sebebinin ise ekonomik kriz olduğunu söyledi. Ünsal son olarak şunları aktardı: “Üniversitelerin istihdama geçişteki algısının tamamen değiştiğini görüyoruz. Ondan sonra artan barınma ve beslenme sebepleri etkili. Üniversite ile ilgili beklentiler konusunda önemli bir artış yaşanmadı. Üniversitelerin kalitesinde akademik anlamda gerileme yaşandı. Sosyal medyada bu konular gündem oldukça, tıp ve sağlık bilimleri gibi alanlarda yaşanan çalışma koşulları, alınacak ücretler bu durumu yaratıyor.”