Kalkınma hamlesi olarak tanıtılan mega endüstri bölgeleri, eşsiz ekosistem alanlarını yok edecek. TEMA’dan yapılan açıklamada, bu bölgelerin biyolojik çeşitlilik ve doğal varlıklar üzerinde büyük bir tehdit oluşturacağı belirtildi.

Ekolojik tahribata kolaylık sağlanıyor

HABER MERKEZİ

Türkiye için yeni bir iktisadi kalkınma hamlesi olacağı belirtilen “mega endüstri bölgeleri”nin yer seçim kararlarını inceleyen TEMA Vakfı, projelerin Türkiye’nin sahip olduğu eşsiz ekosistem alanlarını koruyacak bir kurgu içinde gözetilmeden, önemli doğa alanlarına telafi edilemeyecek zararlar verilmesine yol açılacak şekilde planlandığını belirtti. Anlık olarak alınan yatırım kararlarının Türkiye için geri dönüşü mümkün olmayan zararlar doğuracağını paylaşan vakıf, ekolojik değerlerle çelişen, biyolojik çeşitlilik ve doğal varlıklar üzerinde tehdit oluşturan bir kalkınma hamlesinin sürdürülebilir olmadığını vurguladı.


SERMAYENİN ÖNÜ AÇILIYOR

Yerli ve yabancı yatırımların yer alacağı, yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesinin planlandığı belirtilen “mega endüstri bölgeleri” ilk kez 2018 yılında kamuoyuna duyurulmuştu. Türkiye’nin 4 önemli bölgesinde yapımına başlanan endüstri bölgeleri; kamu arazilerinin tahsisi, çeşitli vergi/harç indirimleri ve muafiyetleri, altyapı desteği, hızlandırılmış ve kolaylaştırılmış izin, onay ve ruhsatlandırma süreçleriyle var olan ekolojik değerlere vereceği geri dönüşü mümkün olmayan zararlar dikkate alınmadan geliştirilmeye başlandı. Projelendirme süreçleri devam eden, Zonguldak, Trabzon, Sakarya ve Adana illerinde bulunan mega endüstri bölgeleri Türkiye’nin 4 önemli kıyı bölgesindeki ekosistemi ve bağlantılı diğer önemli doğa alanlarını yok edecek şekilde geliştirildiğini ifade eden TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç; “Sanayi yatırımının yapıldığı bu bölgeler yeterince planlama yapılmaksızın ve doğaya etkileri dikkate alınmaksızın kurgulanmış çekim merkezleri haline gelecektir” dedi.

Ülke genelinde alınan yatırım kararlarının coğrafi anlamda akılcı bir biçimde olması gerektiğini de vurgulayan Ataç; “Flora ve fauna bakımından bu kadar önemli olan kıyı bölgelerinde yapı yoğunluğu, kirlilik yükü ve afet riskleri engellenmelidir. Bugün yaşadığımız iklim krizi, iktisadi kriz ve sosyal adalet sorunlarının birlikte çözümü için ekonomik ihtiyaçlarla birlikte ekosistem üzerindeki geri dönüşü olmayan ve gelecekte çok daha ağır ekonomik ve sosyal sonuçlara sebebiyet verebilecek etkilerin hesaba katılması gereklidir. Bunun için daha fazla gecikmeden sürdürülebilir bir iktisadi gelişim politikasına ve bu politikanın bir sonucu olarak planlı ve doğaya saygılı bir mekansal planlamaya ihtiyaç vardır” dedi.

***

Doğayı yok edecek endüstri bölgeleri

1 Filyos Endüstri Bölgesi: Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Zonguldak ili Çaycuma ilçe sınırları içerisinde yer alan Filyos, koyları, kumsalları, doğal ormanları ve zengin bitki örtüsü ile sadece ulusal değil uluslararası ölçekte de öneme sahip bir bölge. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği koruma altına alınan bitki ve hayvan türlerinin yaşadığı bölge, aynı zamanda “Amasra Kıyıları Önemli Doğa Alanı” sınırları içerisinde yer alıyor. Filyos Çayı boyunca, binlerce yıldır alüvyonlarla zenginleşen verimli topraklar, Batı Karadeniz Bölgesi’nin en önemli tarım arazilerini oluşturuyor.. Filyos Vadisi Projesi kapsamında serbest bölge, endüstri bölgesi, liman, sanayi ve depolama alanları gibi kullanımların inşaatları bölgenin doğal yapısını hızla yok edecek şekilde sürmektedir.

2 Trabzon Yatırım Adası: Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, Trabzon ili Arsin ilçesinde faaliyete geçmesi planlanan Trabzon Yatırım Adası Projesi yaklaşık 278 hektar yani yaklaşık 390 futbol sahası büyüklüğünde, tamamı denizin doldurulması yoluyla elde edilecek dolgu alanı üzerinde planlanmıştır. Trabzon’da bu denli büyük sanayi amaçlı dolgu projesinin hayata geçirilmesi sonucunda zemini kayalık kaplı olan denizel alanda hem biyolojik çeşitliliği hem de Karadeniz’de kirliliği ciddi ölçülerde etkileyecek bir tahribat meydana gelecektir. Ayrıca dolgu alanının elde edilebilmesi için gereken milyonlarca metreküp dolgu malzemesi ihtiyacının karşılanabilmesi adına Karadeniz’in dağlık alanlarında yeni taş ocakları açılacaktır.

3 Karasu Münferit Yatırım Yeri: Sakarya ilinde planlanan bu endüstri bölgesi Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yerde oluşan; su basar ormanlarını, yaklaşık 40 km uzunluğunda kıyı kumullarını ve tatlı su göllerini içeren delta ekosisteminin doğusunda projelendirilmiştir. Türkiye’de kesintisiz olarak uzanan en uzun kumul kuşağı olan bölge Karadeniz kıyılarının biyolojik çeşitlilik açısından en zengin olan ekosistemlerinden birini oluşturmaktadır.

4 Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi: Türkiye petrokimya endüstrisinin yatırım odağı olarak belirlenen bu endüstri bölgesi de Adana ilinde, içinde tatlı su ve tuzcul bataklıkların ve irili ufaklı göllerin, lagünlerin bulunduğu Seyhan ve Ceyhan deltalarının devamında kumul ekosistemini tehdit eden bir yatırım kararıdır. 3 km kıyı hattını ve yaklaşık 293 hektar yani yaklaşık 400 futbol sahası büyüklüğünde deniz dolgu alanını içeren ve yüzlerce hektar alana yayılan endüstri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan birçok tür bulunmakta.