İnsanlara neyi nasıl yapmaları gerektiğini söyleyebilecek bir çağda değiliz. Toplumda işsizlik, ekonomik sorunlar çoğaldıkça hayaller de yıkılıyor. Bunun artık bir ilgiden çok durup dururken bir alerji yarattığına inanıyorum.

Ekonomik sorunlar hayalleri yıkıyor
Yiğit Güralp. (Fotoğraf: BirGün)

Şule USLUTEKİN

Bugünlerde farklı illerde kitap fuarlarının sıklaştığı kış mevsiminde yeni bir ilk kitap yayımlandı. Sinemaseverlerin ‘Sınav’, ‘Ayla’ ve ‘Uzun Hikaye’ filmlerinin senaristi olarak tanıdığı Yiğit Güralp’in ‘İyi Hissettiren Yazılar’ı Masa Kitap tarafından okurlara sunuldu. Son yıllarda yazdığı senaryolar dışında ülkenin her yerinde onlarca üniversite ve lisede ‘Sinemanın Yeni Yüzyılı’ başlıklı söyleşiler ve dijital seminerler de gerçekleştiren, sinema konulu yeni kitaplarının da yakın zamanda çıkacağının müjdesini veren yazar ile buluştuk.

15 yıl ilk filminiz Sınav’ın ardından gençlik dizilerinizi yazdığınızda henüz 20’lerinizin sonundaydınız. Bunun üzerinden 15 yıl daha geçti ve zincire yeni halkalar eklediniz. ‘Uzun Hikaye’ çok sevildi, ‘Ayla’ rekorlar kırdı, şimdi de yeni kitap. Ne anlatıyor ‘İyi Hissettiren Yazılar’?

İşte tüm bu geçen zaman zarfında bütün bu olanlardan ne anladım, ne öğrendim, nerde düştüm, nasıl kalktım bunu anlatıyor. Bardağın dolu tarafını seçerek anlatıyor ki bütün bu olumsuzluklar çağında insanlara örnek olsun, iyi hissettirsin.

Ama bir kişisel gelişim kitabı da değil. Bunun altını özellikle çiziyorsunuz…

Bana göre insanlara neyi nasıl yapmaları gerektiğini söyleyebilecek bir çağda değiliz. Toplumda işsizlik, ekonomik sorunlar çoğaldıkça hayaller de yıkılıyor. İstihdam olamamış, düşlerini yaşayamamış bir toplumun karşısına geçip de “bak işte ben böyle yaptım” dediğinizde bunun artık bir ilgiden çok durup dururken bir alerji yarattığına inanıyorum.

Kitapta bu yüzden mi dostça, aileden biri gibi bir dil kullandınız?

Evet. Toplumun kişiler üzerinde mütevazı olma baskısından hiç hazzetmem ancak kibirsiz, üstten bakmayan bir dil kullanmamaya çok özen gösterdim. Özellikle gençlerin şu an becerebilmiş kişilere hayranlıktan çok adeta bir öfkesi var. Bunun için onları suçlayamayız. Buna “side effect” deniyor, yani tüm gidişatın yol açtığı kaçınılmaz bir yan etki. Bütün bu TED konuşmaları vesaireler de artık birer kibir gösterisi olarak algılanmaya başlayarak tavsadı mı zaten?

İkincisi de hazır. Yeni yılla birlikte raflarda olacak. İsmi “Biraz Sert”. Aslında ilk kitabım olacaktı ama bunca dert içinde insanların önce biraz rahatlaması gerektiğini düşünerek ilk tanışmamızı “İyi Hissettiren Yazılar” ile yaptık. “Biraz Sert”te ise yaşadığımız dünyayı bu çekilmez hale getiren düşünce ve hareketlerden söz ediyorum. Adı üstünde biraz sert.

İYİ HİSETTİREN YAZILAR, Yiğit Güralp, Masa Yayınevi, 2022İYİ HİSETTİREN YAZILAR, Yiğit Güralp, Masa Yayınevi, 2022

Peki. Siz özünde batıda “showrunner” denilen, tabirle “yaratıcı yapımcı” dediğiniz, gösteriyi sadece yazmaktan ziyade bir bütün olarak tüm detaylarıyla tasarlayan kişisiniz. Bu çıkan ve çıkacak kitaplara, isimlere ve kapaklara bakınca da sinemada yaptığınızı şimdi kitaplarla yapıyorsunuz diyebilir miyiz?

Çok iddialı tanımlar yapmayayım, işlerin sakinlikle yürümesini istiyorum ama aslında şu an uzun zaman üzerinde düşünülmüş ve doğru zamanın gelmesini beklemiş bir külliyat oluşturma heyecanı içindeyim. Yaş aldıkça, insanlar hayatımı, görüşlerimi, tecrübelerimi her geçen gün daha fazla daha detaylı merak ediyor. Herkese tek tek, tekrar tekrar anlatmak yerine, bakın burada ilk yarıyı eksiksiz anlattım demek hayatımı çok kolaylaştıracak.

Peki sinema? Seyirci yeni filmlerinizi görebilecek mi?

Elbette. 2019’da kendi yapım şirketim Gayet Güzel Filmler’i kurdum. 75 kayıtlı ve her biri orijinal içeriğimiz var. Son 1 yıldır özellikle dijital platform ilişkilerinde bu kataloğu sevgili Nida Karabol temsil ediyor. Ortağım Ümit ve çok minimal bir ekip ile hem sinema hem platformlar için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Bazen benim bu işleri bıraktığım düşünülüyor ama öyle değil. Filmlerim hep “o artık bir şey yapmıyor, barutu o kadarmış” denilen zamanlarda ortaya çıkar. Mahsus yaptığım bir şey değil, büyük filmler, farklı konular, ikna süreçleri büyük zamanlar alıyor. Kitaplarımı da okur yıllardır soruyordu. Hep zamanı var diyordum. Çoğu ümidi kesmişti hatta. İşte o zaman geldi ve her biri peş peşe yayınlanıyor. Yeni filmler de öyle olacaktır.

Son olarak, okurla buluşmalar ne zaman?

11 Aralık saat 15.00’te İstanbul Beylikdüzü TÜYAP Kitap Fuarı’yla başlıyoruz. Masa Kitap imza günlerine devam edecek, ben de elimden geldiğince bunlara katılacağım. Ayla’dan sonra “Sinemanın Yeni Yüzyılı” adı altında çok fazla dijital söyleşi yaptım ve ülkenin her yerinde yüze yakın üniversite ile liseye söyleşiye gittim. Bir yıldır ara vermiştim. Onlara da yeniden başlayacağız. “Sinemanın Yeni Yüzyılı” ile birlikte sinema konulu kitaplarım üzerinde de çalışıyoruz. Hayatımın bu ikinci yarısında sağlığım el verdiği ölçüde onlarla daha sık yan yana geleceğimi söyleyebilirim.