TİHEK, Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde uzun süredir gündeme gelen işkence iddialarını yalnızca kamera kayıtlarına bakarak inceledi. İşkencenin olmadığı fikrine ‘mültecilerin el sallamasıyla’ ulaşıldı.

El sallayınca işkence olmazmış!
İzmir Barosu, Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'nde avukatlara uygulanan kötü muameleye tepki göstermişti. (Foto: İzmir Barosu)

Dilan ESEN

Hak ihlalleri, işkence ve kötü muamele iddialarıyla sık sık gündeme gelen İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi ile ilgili rapor, iktidarın ‘işkenceye sıfır tolerans’ söylemini boşa çıkardı.

Üyelerini AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK), 26 Nisan’da İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne yaptığı ziyaretin raporunu yayımladı. Merkezde göçmenlere yönelik işkence ve kötü muamele iddiaları sık sık gündeme gelirken TİHEK, bu iddiaları yalnızca ‘kamera kayıtlarını izleyerek’ araştırdı.

HAK İHLALLERİNİ GÖRMEZDEN GELDİLER

TİHEK’in raporunda, sınır dışı edilen mültecilerin, merkezden ‘el sallayarak’ ayrıldığı öne sürüldü. Ancak TİHEK’in nisan ayında yaptığı ziyaretin ardından merkezle ilgili işkence ve kötü muamele iddiaları gündemden düşmedi. İşkence ve kötü muamele iddialarının yanında, temizlik ve barınamama sorunlarının yaşandığı merkezde, avukatların da mültecilerle görüşmesi engellendi. TİHEK ise yıllardır süren hak ihlali iddialarını yalnızca ‘kamera kayıtlarını izleyerek’ araştırmakla yetindi.

TİHEK raporunda, sözkonusu iddiaların araştırıldığına ilişkin bölüm şöyle yer aldı: “İzmir Barosu’nun yaklaşık 100 Afgan sığınmacıya zorla ve kötü muamele uygulanarak gönüllü geri dönüş formu imzalatıldığı iddiaları üzerine; Merkezde yapılan kamera kaydı incelemelerinde, 14.04.2022 tarihinde yabancılar ile Konsolosluk görevlileri arasında bire bir ve toplu görüşmeler gerçekleştirildiği tespit edilmiş, zorla gönüllü geri dönüş formu imzalatıldığına dair görüntülere rastlanmamıştır. 2022 yılında 320 Afgan uyruklu bireyin 82 tanesinin gönüllü geri dönüş belgesini imzaladığı, sürecin sınır dışı etme ve geri gönderme süreci olduğu bilgisi Kurumumuza iletilmiş; yabancıların el sallayarak Merkezden ayrıldığına dair görüntüler Heyet’e gösterilmiştir.”

İDARE TAVSİYELERİ DE UYGULAMIYOR!

Öte yandan raporda yer alan bir diğer dikkat çeken bilgi ise TİHEK’in daha önceki ziyaretine ilişkin verdiği tavsiyelerin uygulanmaması oldu. Buna göre merkez yönetimi tavsiyelerin yüzde 53’ünü yerine getirmedi. Raporda, son 5 yıl içinde işkence ve kötü muamele iddiasıyla başvuru sonucu 5 personel hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığı ifade edilirken “Yabancılarla kaldıkları odalarda yapılan özel görüşmelerde; ziyaretten yaklaşık iki hafta önce bir intihar vakası gerçekleştiği, güvenlik personeline intihar eden yabancının durumu sorulduğunda sağlıklı bir cevap alamadığı iddia edilmiştir. Yabancının sağlık dosyası ve firar anına ilişkin görüntü kayıtları incelendiğinde, yabancının çarşaf yardımıyla firar etmeye çalışırken yere düştüğü görülmüştür” denildi.

MERKEZDE ÜÇ KEZ YANGIN ÇIKTI

Merkezde 3 kez yangın çıktığı aktarılan raporda, şu ifadeler kullanıldı: “Yabancılarla yapılan bir görüşmede, 31 Aralık 2021 tarihinde Merkezde bulunan spor salonunda 432 kadın ve erkeğin, belli bir süre tutulduğu ve bu şekilde mağdur edildikleri yabancılar tarafından iddia edilmiştir. Heyetimizce kamera kayıtları incelendiğinde söylenen tarihte spor salonunda kadın ve erkek yabancıların kalabalık bir şekilde barındırıldığı görülmüştür. İdare ile bu konu üzerine yapılan görüşmede, söz konusu tarihte Merkez binasının tadilatta olduğu belirtilmiştir.”

***

TİHEK RAPORUYLA AKLANAMAZ

İzmir Barosu’ndan Avukat Ali Deman Güler, TİHEK’in adının hakkını vermediğini belirterek “Bu kurumlar esasen bağımsız olmak zorundadır ama bizde böyle işlemiyor. İnsan hakları geçmişi olmayan bürokratlar, devletin yaptığı hak ihlallerini meşrulaştırmaya çalışıyor” dedi.

Geri gönderme merkezlerinin bağımsız kurum ve kuruluşlarca denetlenmesi imkanının sağlanması için defalarca başvuru yaptıklarını aktaran Güler, şunları söyledi: “Kendine güvenen kurumlar bu izni vermelidir. TİHEK’in raporu tamamen geçersiz. Bu yerdeki hak ihlallerini defalarca anlattık. Geçen yıl çıkan yangında bir kişi hayatını kaybetti. Aydın Geri Gönderme Merkezi’nde insanlar intihar etti. Buraları masum göstermek doğru değil. Bizim karşımızda kötü muamele ve işkence iddiaları varsa insanlığa karşı suç olarak tanımlanmalıdır ve en ciddi şekilde soruşturulmak zorundadır. Kamera kayıtlarına bakarak yokmuş gibi gösterilemez. Ben bir avukat olarak pirelerin uçuştuğu, en temel temizlik koşullarının giderilemediği kendi müvekkillerimin ağzından dinledim. Buralar cezaevleri değildir. Buraya giden insanlar suçlu değil. İnsanları 23 saate yakın kapalı odalarda, cezaevi koşullarında tutmak kabul edilebilir değil. TİHEK’in burayı aklamasıyla temizlenmesi mümkün değildir. Bu merkezler barolara ve uluslararası kurumlara koşulsuz denetime açılmak zorunludur.”