Merkez Bankası’nın “sektör bilançoları” adlı geniş kapsamlı çalışması elektrik üretim ve dağıtım sektöründe yaşanan yıkımı teşhir etti. Şirketlerin yüzde 15’i son 3 yılda battı, borçların yüzde 85’i döviz cinsinden olduğu için kambiyo zararı net satışların yüzde 28’ine fırladı.

Elektrik patronlarının borcunu halk ödüyor

Ozan GÜNDOĞDU

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Merkez Bankası (TCMB) 2009-2019 döneminin “sektör bilançoları” adı verilen çalışmasını yayımladı. Bu çalışmayla birlikte tüm reel sektör analizleri erişime açılmış oldu.

Çalışma, tarımdan, hayvancılığa, mobilyacılıktan, bilgisayar ekipmanları onarımına kadar toplam 96 sektörün bilançoları ve gelir gider tablolarını içeriyor. Kapsamlı çalışmanın içinde “elektrik üretimi ve dağıtımı” adlı sektörün verilerine mercek tuttuk. Resmi veriler elektrik altyapısının son 10 yılda özelleştirilmesiyle ortaya çıkan tahribatı ve ülkenin enerji güvenliğinin ne durumda olduğunu gözler önüne seriyor.


Bir zamanlar elektriği üreten de dağıtan da kamuydu

1990’lı yıllara kadar elektrik altyapısını elinde bulunduran kamu kurumu Türkiye Elektrik Kurumu’ydu (TEK). Daha sonra 1993’te yine bir kamu şirketi olan Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) ardından 2001’de Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) kuruldu. TEDAŞ da EÜAŞ da kamu şirketleri olmakla beraber özelleştirmeden nasiplerini aldılar. TEDAŞ 2004’te 21 şirkete bölünerek özelleştirme kapsamına alındı. Daha sonra 2009 ile 2013 arasında TEDAŞ’ın dağıtım santralları birer birer satılmaya başlandı. İstanbul Avrupa yakasını Cengiz Kolin (CK Boğaziçi) Anadolu yakasını Sabancı (EnerjiSA), Orta ve Doğu Anadolu’daki 12 şehrin dağıtım şirketlerini ise Berat Albayrak’ın CEO’luğunu da yaptığı Çalık Enerji aldı.

***

elektrik-patronlarinin-borcunu-halk-oduyor-791419-1.

Hayal ettikleri gibi gitmedi, Albayrak sahnede

Elektrik dağıtımının piyasalaşmasına paralel biçimde üretim süreci de piyasalaştı. HES’ler, JES’ler, RES’ler, termik santrallar artık irili ufaklı özel şirketlerce kurulmaya başlandı. Ancak bu yatırımları yapmak için çoğu zaman dövizli krediler kullanıldı. Şirketler bu riski alırken döviz kurundaki istikrara ve büyüme hızının yüksek seyrine fazlasıyla güvendiler;

Ancak iki beklenti de boşa çıktı. Böylece, eskiden olduğu gibi devlet kontrolünde olsa kolayca hallolacak bir finansman sorunu özzelleştirmeyle kabusa dönüştü.. Sektöre giren şirketler de “batamayacak kadar büyük” olduklarını ve bu sayede devletten her koşulda destek alacaklarını biliyorlardı. Yaklaşan kriz farkına varılınca enerji bakanlığı koltuğuna 2015’te tam yetkiyle Berat Albayrak getirildi.

EÜAŞ’ı tasfiye ettiler, santrallar dağıtıldı

EÜAŞ, Berat Albayrak’a kadar İSO500 verilerine göre Türkiye’nin en büyük 10 sanayi kuruluşundan biri olmayı sürdürdü. Albayrak, bakanlık koltuğuna oturduğu 2015’te EÜAŞ, ülkenin en büyük 6’ncı sanayi kuruluşuyken, görevi devrettiği 2018’de kurumun sırası 33’üncülüğe geriledi. Bu süreçte EÜAŞ küçültülerek santrallar şirketlere ucuza satıldı. Yetmedi, EÜAŞ elektriğe indirim yaparken, halkın faturasına zam yapılarak şirketlerin karlılığı artırılmaya çalışıldı. Yine de yetmedi, hanelerin elektrik tüketimi sürekli yaz saati uygulaması gibi önlemlerle artırıldı.

Şirketlerin yüzde 15’i sektörden çekildi

Peki sektör bilançoları neydi ne oldu? Elektrik enerjisi üretimi, iletimi ve dağıtımı sektöründe 2019 sonu itibariyle faaliyet gösteren 7 bin 878 firma bulunuyor. Ancak şirketlerin çoğu mikro ölçekli şirketler. TCMB’nin büyük ölçekli olarak tanımlıdığı şirketlerin sayısı sektörün sadece yüzde 5,5’ini oluşturuyor ancak büyük ölçekli şirketler toplam net satışların yüzde 91,4’ünü gerçekleştiriyor.

Bugün 7 bin 878 olan şirket sayısı özelleştirme sürecinin başladığı 2009’da sadece 1617’ydi. Şirket sayısı Albayrak’ın enerji bakanlığının 2’nci yılı olan 2016’da 9 bin 303 ile rekor kırdı. 2016’dan bu yana şirket sayısı düzenli olarak azalıyor. Sektörün temel sorunu borç. Borcunu ödeyemeyen tasfiye oluyor. Hükümet satışların yüzde 91,4’ünü elinde tutan 432 şirketi yaşatma gayretinde. Ancak küçükler birer birer iflas ediyor. Son 3 yılda sektördeki şirket sayısı yüzde 15 oranında azalmış durumda.

Herkesin sorunu olmakla beraber elektrik sektöründe borcun daha çok döviz cinsinden olması riskleri giderek büyütüyor. Verilere göre sektörün 196,6 milyar lira nakdi kredi borcu var fakat bu paranın yüzde 85,7’si (168,3 milyar lirası) döviz cinsinden. Döviz kurlarındaki yükselme şirket bilançolarını bu yüzden olumsuz etkiliyor.

Borçların yüzde 85’i döviz cinsinden

Şirketlerin döviz borçları döviz alacaklarının üzerinde. TCMB verilerine göre sektörün 2009’da 1,63 milyar TL olan kambiyo zararı, Rahip Brunson krizinin yaşandığı 2018’e gelindiğinde 70,2 milyar TL’ye kadar yükseldi. Net satışlara oranla bakıldığında ise tablo şu; 2009’da net satışların yalnızca yüzde 2,37’si kambiyo zararıydı, bu oran 2018’de yüzde 28,4’e yükseldi.

Çalık Enerji, EnerjiSA, Kolin, Cengiz, Limak gibi enerji şirketleri devlet desteğine yaslansa da sektörün geri kalanı topun ağzında. TCMB raporuna göre 2019’da 7 bin 878 adet şirketin 5 bin 307’si zarar etti.

elektrik-patronlarinin-borcunu-halk-oduyor-791420-1.

Şirketlerin borçları faturalara yansıyor

Peki bu tablo elektrik faturalarına ve vergilere nasıl yansıyor? EÜAŞ elektrik dağıtım şirketlerine sattığı elektriğe düzenli olarak indirim yapıp zarar ederken, EPDK faturalarda zam yaparak şirketler bu yolla kurtarılmaya çalışılıyor. EÜAŞ, 1 Ekim-31 Aralık 2019 tarihleri arasında dağıtım şirketlerine 1 kwh elektriği 34,86 kuruştan satarken, 1 Temmuz-30 Eylül tarihleri arasında 13,20 kuruştan sattı. 1 yıllık indirim oranı yüzde 62,1. Ancak aynı süreçte hanelerin kullandığı elektriğe tek kuruş indirim yapılmadığı gibi yüzde 7 oranında zam yapıldı.

10 yıllık özelleştirme bilançosu ortada ancak gelecekte bu şirketleri kurtarmak için daha ne kadar bedel ödeneceği belirsizliğini sürdürüyor.