Ersoy Yaşar Sürdürülebilir mobilite vurgusunun da öne çıktığı Cenevre Otomobil Fuarı, Frankfurt ile birlikte özellikle Avrupalı üreticilerin yenilikçi ve inovatif yönünü yansıtmasıyla rekabetin yönünü belirleyen bir etki alanına sahip. 2018’de katılımcı otomobil üreticilerinin ‘elektrikli’ dönüşüm iddialarını duyurduğu fuar, hızla biçimlenen sıfır emisyonlu küresel rekabet ortamına ilişkin ipuçları da veriyor. Hatırlayalım, lider elektrikli otomobil pazarına sahip […]

Elektrikli otomobil: Gerçek mi illüzyon mu?

Ersoy Yaşar

Sürdürülebilir mobilite vurgusunun da öne çıktığı Cenevre Otomobil Fuarı, Frankfurt ile birlikte özellikle Avrupalı üreticilerin yenilikçi ve inovatif yönünü yansıtmasıyla rekabetin yönünü belirleyen bir etki alanına sahip.

2018’de katılımcı otomobil üreticilerinin ‘elektrikli’ dönüşüm iddialarını duyurduğu fuar, hızla biçimlenen sıfır emisyonlu küresel rekabet ortamına ilişkin ipuçları da veriyor. Hatırlayalım, lider elektrikli otomobil pazarına sahip Çinli üretici Geely, İskandinav Volvo markasını satın almış ve henüz 2018’de XC 40 modeliyle ‘yılın otomobili’ ödülüne layık görülmüştü. Bu yıl Avrupa şemsiyesi altındaki elektrikli İskandinav-Asya markası ‘Polestar’ ise fuardan bir hafta önce Göteborg’da lansmanını yaptığı ‘Polestar 2’ modeliyle elektrikli pazarına agresif bir giriş yapan Tesla Model 3’e fiyat, tasarım, donanım, menzil ve teknik özellikleriyle adeta rakip olacağını ilan etmişti. Polestar henüz yeni duyulan bir marka olmasına karşın elektrikli otomobil pazarını ‘şah’ hamlesiyle sonraki hamleye düşünmeye sevketti.

Hibrit pazarında lider Japon üretici Toyota; ittifak çatısı altında yer alan Nissan ve Renault; Peugeot, DS, Citroen ve Opel markalarını kapsayan PSA Grubu; emisyon skandalıyla sarsılan Volkswagen çatısı altında yer alan Alman üreticiler Audi, Volkswagen, Seat ve Skoda da Cenevre’de yakın gelecekte elektrikli bantlarından çıkacak modellerini duyurdular. Çatı markaları altında yer alan, geçen yıl elektrikli seri üzerine iddialı hedefler açıklayarak beklenti yaratan Porsche ise 2018’de ‘Mission E’ platformu altında üreteceğini duyurduğu Taycan modeliyle ilişkin somut adım atmayarak geleneksel 911’in ardıl modelleri üzerinden dikkat çekti. Dönüşen pazarda eğilimi belirleyen ve görece ‘uygun fiyatlı’ elektrikli modeli Model 3 ile rakipleri tetikleyen Tesla ise 2018’in en çok satan elektrikli otomobil markası olmasına karşın Avrupa teslimlerinin hızlandığı yılın ilk çeyreğinde Cenevre’de yer almadı.

Farklı tasarım ve boyutlarına karşın Cenevre’de sergilenen elektrikli modeller prensipte aynı çatı altında yer alıyor. Sözgelimi 45 km/s hız yapabilen Citroen Ami One ile 0-100 km’yi iki saniyenin altında kateden ve 2 milyon sterlin (yaklaşık 14 milyon 300 bin TL) fiyat etiketine sahip 1900 beygir gücündeki Automobili Pininfarina Battista’nın ortak bir özelliği var. Söz konusu iki araç da tamamen elektrikli, prensipte benzer tahrik sistemlerini kullanıyor ve bataryalarını doldurmak için aynı şarj istasyonundan yararlanıyorlar.

Cenevre 2019, elektrikli ve hibrit otomobillerin eklektik bir karışımına, daha da önemlisi öngörülenden daha geniş bir elektrikli araç gamına ev sahipliği yapıyor. Katılımcı markalar müşterilerini batarya teknolojilerini ardlarına alarak menzil (işlev) üzerinden elektrikli otomobille buluşturmak üzerine stratejiler kuruyorlar.

Fuarda yer alan elektrik ve hibrit modellerden kısaca bahsederek 20’nci yüzyılın başından bugüne otomotiv endüstrisi ve kültürü içerisinde yer alan elektrikli dönüşüm girişiminin ‘üçüncü evresine’ güncel bir not düşelim.