Elinde kalanı koruma çabası

Mehmet Emin KURNAZ

Her fırsatta Gezi Direnişi’ni hedef alan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, söylemlerinin dozunu giderek artırıyor. Erdoğan, Gezi’nin ilk günlerinden bu yana savunduğu ‘Camide içki içtiler’ iddiasını devam ettirirken geçen haftaki açıklamalarında vites yükseltti. Gezi Direnişine katılanlar için ‘bunlar çürük, bunlar sürtük’ ifadelerini kullanan Erdoğan, sonraki konuşmalarında da aynı üslubu savundu. Erdoğan’ın Gezi eylemlerine ilişkin son çıkışı ise o dönem camilerin yakıldığı iddiası oldu. Gezi Parkı’nın yıkılmasını engelleyen milyonların ülkenin dört bir yanında gösterdiği meşru direnişi, iktidarda 9 yıldır süren bir travma yarattı. Ancak Erdoğan’ı dozu giderek artan bu iddialarını iktidarın seçim stratejisinden bağımsız okumak da mümkün değil. Gezi Davası’nda verilen skandal kararlar toplumsal muhalefete karşı yargı sopasının devreye sokulduğunu, ülkenin seçimlere bir çeşit OHAL baskısı altında sokulacağının işretleri oldu. Tüm bunların yanı sıra Erdoğan’ın Gezi Direnişi’ne yönelik bitmek bilmeyen öfkesinin nedenlerini Aksoy Araştırma’nın Kurucusu Ertan Aksoy ve Türkiye Raporu Koordinatörü Can Selçuki ile konuştuk.

AKP'nin bugün geldiği nokta itibarıyla artık iki tane siyaset stratejisi olduğunu söyleyen Ertan Aksoy, “Bunlardan bir tanesi gerilimi daha fazla artırmak. Diğeri de ertelenmiş mutluluklar vaat etmek. Şimdi ertelenmiş mutluluklar meselesi herhangi bir karşılık bulmuyor. Çünkü çok büyük sorunlar var ve toplum acil olarak o sorunların çözülmesini talep ediyor. Halk bunun dışında hiçbir şeyi kabul etmiyor. Gerilim başlığına gelirsek. Rutin zamanlarda, mesela ekonomik büyümenin olduğu dönemlerde çalışan gerilim konularının hiçbiri toplumda karşılık bulmuyor. Erdoğan sadece Gezi protestolarında sonuç alabileceğini düşünüyor. Bu nedenle anlaşılan o ki sıklıkla Gezi üzerinden bir tartışmaları devam ettirecek gibi görünüyor” değerlendirmesini yapıyor.

Ertan Aksoy, Aksoy Araştırma’nın Kurucusu

Erdoğan’ın söylemleri üzerinden Gezi’yi tartışmanın yerine ülkedeki asıl sorunları gündeme getirmenin daha doğru bir strateji olduğunu ifade eden Aksoy, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Gezi çok açık, barışçıl bir itiraz hakkını barışçıl yöntemlerle kullanma üzerine bir protestoydu. Gezi, bir direniş olarak tarihte yerini aldı. İktidarın kullandığı söylemlerle savunma alanından çıkmaya çalıştığı tek alan Gezi Direnişi. Bugün Erdoğan’ın söylemleri üzerinden daha fazla Gezi tartışmak yerine ülkenin somut sorunlarına dair çözümler üretilmesi, iktidar değişikliğinin önünü açacak siyaset üretmek, bu alandaki çabaları artırmak gerekiyor.”

KRİZLERİ GİZLEME ŞANSI KALMADI

Erdoğan’ın kendi seçmenine Gezi retoriğini bir şekilde kabullendirmiş olduğunu ifade eden Can Selçuki ise, şu ifadeleri kullanıyor: “Dolayısıyla ekonomik koşullarla daha da zorlanacak olan iktidar, kendi kitlesini bir arada tutmak için bu Gezi söylemine başvurduğunu düşünüyorum. Tabi bu durum Erdoğan'ın bu seçim dönemindeki en büyük çıkmazlarından bir tanesi. Evet kendi tabanını hatta belki biraz daha fazlasını ikna ettiği bir konu Gezi. Ama öte yandan burada sağladığı konsolidasyon elli artı biri kazanmak için ona bir fayda sağlamıyor. Erdoğan’ın konsolide ettiği bir kitle var ama bu kitleyi elde tutmak yani başka yere gitmelerini önlemek için uğraşıyor. Bugün iktidarın ekonomik kriz, geçim sıkıntısı gündemini gizleme ya da değiştirme şansı yok. Bu anlamda Erdoğan en azından elindeki kitlenin gitmesini önlemeye çalışıyor diyebiliriz.”

Can Selçuki, Aksoy Araştırma Türkiye Raporu Koordinatörü

‘CAMİLER YAKILDI’ İDDİASI MECLİS’TE

Erdoğan’ın Gezi eylemlerinde “camilerimiz yakıldı” açıklamasını Meclis gündemine taşıyan CHP Milletvekili Alpay Antmen, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a sözkonusu camilerin hangileri olduğunu sordu.

Alpay Antmen’in önergesinde yer alan sorular şu şekilde;

•Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yakıldı” dediği bu Camiler hangileridir? Hangi ilde hangi Cami yakılmıştır?

•Gezi Direnişi'nden bu yana 9 yıl geçmesine rağmen ilk kez böyle bir ifade kullanan Tayyip Erdoğan bu geçen önemli sürede varsa ‘yakılan bir cami’ haberi mi olmamıştır da şimdi böyle bir iddiada bulunmaktadır?