İngiltere’deki yerel seçimlerde Muhafazakârlar büyük kayıp yaşarken İşçi Partisi yüzü gülen taraf oldu. UNITE sendikasından Dubbins’e göre emeğinin hakkını alamayan halkın aylardır yükselen öfkesi sandığa yansıdı.

Emeğin büyüyen öfkesinden kork
Fotoğraf: AA

Umut Can FIRTINA

Yüksek enflasyon, düşük ücret ve hükümetin emek düşmanı politikalarına karşı aylardır süren protestolara sahne olan İngiltere’de yerel seçimler düzenlendi. 230 yerel yönetimin meclislerindeki koltuklara oturacak 8 bin ismi belirlemek için halk perşembe günü sandık başına gitti. İktidardaki Muhafazakâr Parti bine yakın koltuk kaybederken, ana muhalefet İşçi Partisi’nin yüzü, kazandığı 600’den fazla koltukla güldü. Liberal Demokratlar ve Yeşil Parti ise seçimden memnun ayrılan taraflardan oldu.

SOKAĞIN SESİ SANDIKTA

İngiltere’nin en büyük işçi sendikası olan UNITE’nin Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Simon Dubbins’e göre ülkede iktidara yönelik yükselen öfke sandıkta kendini gösterdi. Ancak iktidar bundan ders çıkaracak gibi gözükmüyor. İşçi Partisi ise konfor alanını terk etmeli.

Muhafazakâr Parti’nin yerel seçimlerde büyük kan kaybettiğini belirten Dubbins’e göre İşçi Partisi ise seçimin büyük kazananı. Geniş grev dalgası ve kitlesel protestolardan da anlaşılacağı üzere, ülkede hükümete yönelik yaygın öfkenin, halkın yönetimdeki partiye karşı oy kullanmasında kilit rolü oynadığını belirten Dubbins, şunları söylüyor: “Hükümete sadece beceriksiz gözüyle bakılmıyor; aynı zamanda hemşireler, kamu emekçileri, öğretmenler gibi pandemide kendinden çok fazla feragat edenlere karşı ilgisiz de gözüküyor. Halk, hükümetin zenginleri gözeten, halkın çoğunun maaşlarında kesinti yapan, hayat standartlarını düşüren bir milyarder tarafından yönetildiğini görüyor. Bu duruma yönelik öfke, ufukta bu zorlukların sonunun gözükmemesi ve herhangi bir gelişme olmaması, halkı Muhafazakârlara karşı oy kullanmaya yöneltti. Bu toplumdaki memnuniyetsizliğin bir yansımasıydı.”

Halkın Muhafazakâr Parti hükümetinin ne olduğunu görmesi ve ona karşı oy vermesini memnuniyetle karşıladığını belirten Dubbins, “Bu ayrıca bize, mücadelemizde kesinlikle doğru yolda olduğumuzu ve vermek istediğimiz mesajın halk arasında yayıldığını gösteriyor: Örgütlenerek işlerimizi ve yaşam standartlarımızı korumamız gerek. Sandıkta başka bir mesaj daha verildi: İnsanlar artık kendilerine önem veren bir hükümet istiyor. İşçi Partisi’nin bu durumu anlayarak korkak olmayı bırakıp grevler ile protestolara açıkça desteğini göstermesi gerek. Umarım bu seçim İşçi Partisi’nin daha cesur olmasına ve daha ilerici bir siyasi ajanda kurmasına sebep olur.”

Simon Dubbins

DAHA DA ÇİRKİNLEŞECEK

Seçim sonuçlarının, hükümetin ekonomik ve sosyal politikalar konusundaki yaklaşımını hiç yumuşatmayacağını kaydeden Dubbins şöyle devam ediyor: “Göstermelik bir iki adım atıp bunları büyük ve ciddi girişimler olarak gösterecekler. Ancak ortada elle tutulur, anlamlı bir şey olmayacak. Thatcher politikaları ve dogması Muhafazakâr Parti’nin en derinlerine işlemiş durumda. Harcamalarda kesinti yapmaktan, özelleştirmelerden, liberalleşmeden, zenginlere yönelik vergi kesintilerinden ve insanları daha azı için çalışmaya zorlayan cezalandırıcı önlemlerden başka perspektifleri yok.”

Hükümetin göçmen ve yabancı karşıtı çizgisinde de kesinlikle bir yumuşama olmayacağını ifade eden Dubbins, şunları söylüyor: “Aksine, daha kötü ve çirkin bir hale dönecek. Hükümet seçimlerde felaket bir sonuçla karşılaştı, anketlerin neredeyse yüzde 20 altında oy aldı. Ekonomiyi düzeltme veya işleri yoluna koyma gibi bir planları da yok. Ellerinde, bu sonuçların suçunu yabancılar ve göçmenler gibi başka bir şeye yüklemeyi ve bu şekilde oylarını artırmayı denemekten başka bir şey kalmadı. Alçakça bir yolla insanların korkularına ve güvensizliklerine oynayacaklar.”

İşçi Partisi’nin alternatif yaratma konusunda daha cesur olması gerektiğini vurgulayan Dubbins, şöyle devam ediyor: “Şu anda parti her şeyi oldukça güvenli ve dikkatli şekilde götürmeye, ‘radikal’ yerine ‘duyarlı’ gözükmeye çalışıyor. Bunun insanlara güven vereceğine inanıyor ve Muhafazakârların her şeyi eline yüzüne bulaştırmaya devam etmesini umuyor. Sadece Muhafazakârların işleri berbat ederek kaybetmesine bel bağlamak oldukça tehlikeli. Özellikle de hükümet giderek daha ulusalcı ve göçmen karşıtı olurken. Sadece kaybetmelerini ummayı göze alamayız.”

Aralık 2024’e kadar bir genel seçim olmayacağını hatırlatan Dubbins’e göre bu süreçte çok fazla şey olabilir. Dubbins sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ülke oldukça istikrarsız ve ekonomi korkutucu bir durumda, yani ülkedeki kriz daha kötüye gidecek gibi. İşçi Partisi’nin tekrar iktidara gelme ihtimali oldukça yüksek, ancak halinden memnun olmamalılar. Halk farklı bir şey istiyor. Eğer başa geldikten sonra sadece Muhafazakârların daha yumuşak bir versiyonu haline gelirlerse, iktidarda pek fazla kalamazlar.”

“Sendikalar ve geniş işçi hareketleri, maaşlarını ve işlerini koruma mücadelesini sürdürmeli” diyen Dubbins sözlerine şöyle son veriyor: “Başlatılan emekçi hareketinin üzerine inşa etmeli. Önümüzde oldukça çetin mücadeleler olacak. Muhafazakârların daha fazla sağcılaşmasını, nefreti ve bölünmeyi körüklemesini durdurmak için örgütlenmemiz gerekecek.”