Ekonomik nedenlerle emekli olduktan sonra kayıtdışı şekilde çalışmaya devam eden yüz binlerce yurttaş var. 60 yaşındaki Nerin Özel “Hiçbir hayalim kalmadı. Yaşamak için çalışıyorum” diye konuşuyor.

Emekliler dinlenmek istiyor

Meral DANYILDIZ

Yıllarca çalıştıktan sonra emekli olup dinlenmesi gerekirken ekonomik koşullardan dolayı kayıtdışı şekilde çalışmaya devam eden yüz binlerce yurttaş var. Kayıtdışı yani sigortasız çalıştıkları için ise sayılarını net olarak söylemek mümkün değil. Emeklilik maaşlarında kesinti olmaması için sigortasız, güvencesiz ve ucuz iş gücü olarak çalışıyorlar. İstanbul’un 3 farklı noktasında emekli olmasına rağmen çalışmaya devam eden yurttaşlarla konuştuk. Tek istedikleri çocuklarının mutlu bir hayatı olması.

BU DA CAN, YORULDUK

Önce Mecidiyeköy’de bir kafede 65 yaşındaki garsonla konuşuyoruz. Kayıtdışı çalıştığı için ismini vermek istemiyor. 4 çocuğu olduğunu öğrendiğimiz garson şöyle diyor: “Geçinemiyoruz. Eşim kronik hasta, oksijen cihazına bağlı. Onun emekliliği yok. Üç kızımız bir oğlumuz var. 2 bin 900 lira emekli maaşı alıyorum, o da düşüyor. Buradan da günlük 150 lira gelirim var. İlaçlar, yiyecek çok pahalı. Mesela meyve hiç alamıyoruz. Bazen karpuz alıyoruz sadece, biraz da elma. Ekmeği halk ekmekten alıyorum.”

“Yoruldun mu?” diye sorduğumuz yurttaş, “Bu da can, tabii” diyerek yanıt veriyor. Şöyle devam ediyor: “Daha en az 4 sene çalışıp ödemeleri bitirmem lazım. Yoruldum tabii, insan yorulmaz mı? Mesela yeter artık bırak diyorsun, ama bu sefer de ben bıraksam ne yapacağız oluyor. Bizimki de can. Öğlen 11’de çalışmaya başlıyorum, akşam 11’e kadar hep ayaktayım.”

65 yaşındaki A.A. ise, yıllarca mağazacılık yaptıktan sonra şimdi de bir devlet okulunda servis şoförü olarak çalışıyor. Servis şoförlerinde 65 yaş sınırı olmasına rağmen, kendisi kayıtdışı çalışıyor. Bu mecburiyetini de “Ne yapayım. İki bin lira kira, faturalar var. Torunlarım var, okula başlayacaklar. Gel de bu yaşta çalışma” diyerek özetliyor. A.A., şöyle konuşuyor: “Benim eşimin de emekli olmasına rağmen geçinemiyoruz. Bu saatten sonra anca mezarı bekliyorsunuz. O yüzden ben ne düzenden ne de hayatımdan hiç memnun değilim.”

HANGİ EMEKLİ BUNU İSTER

Yine 19 senedir emekli olmasına rağmen tatil yüzü görmemiş Mustafa Koçak, şu anda yine Bakırköy’de bir kafenin çay ocağında çalışıyor. Günün tamamını çay demlemekle geçiren Koçak, “Şimdi ocakçılık yapıyorum. Geçim zor olduğu için çalışıyorum. Ben mesela şu anda burada değilim. Burada çalıştığım gözükmüyor. Hangi emekli ister ki bunu” diyor.
Zeytinburnu’nda dönerci olan 54 yaşındaki C.M. de emekli olmasına rağmen çalışmaya devam ediyor. 2 bin lira emekliliği yetmediği için gıda sektöründe çalışan C.M., 54 yıllık yaşamını “Ben de Avrupalı insanlar gibi refah içinde yaşamak isterdim. Ama köyüme bile gidemiyorum” diyerek özetliyor. Emekli olunca yapacaklarına dair kurduğu hayallerini sorduğum C.M. şu yanıtı veriyor: “Benim çok hayalim vardı eskiden, ama artık hayal kuramıyorum. Eskiden emekli olunca memleketime, tatile gideyim, ülkemi gezeyim derdim. İki senedir emekliyim, emeklemeye devam ediyorum.”

“Şartlarımız elverişli olsaydı bugün ben de bu yaşa gelmişken hâlâ çalışmazdım” diyen C.M. “Bizler emekli olduğumuz halde çalışmak zorunda kalıyoruz. Emekli oldum ama mutlu değilim. Ben de Avrupalı insanlar gibi refah içinde yaşamak isterdim. Onlar gelip burada Türk Lirası değer kaybettiği için mis gibi tatil yapıyorlar, ben köyüme gidemiyorum” ifadelerini kullanıyor. Diğer yanda da kendi dükkânında çalışanlar var. Bunlardan biri 53 yaşındaki Bülent Ü., Bakırköy’de giyim sektöründe çalışıyor. Bülent Ü. “40 yıldır çalışıyorum. 10 yaşında Kapalı Çarşı’da çıraklık yapmaya başladım. Borçla borcu kapatıyoruz. Bu hafta 5 kez pazarda tezgah açtım. Elimde kalan malları Yalova, İzmit, Yeşilköy pazarlarında oğlumla beraber bağırarak sattım.”

60 yaşındaki Nerin Özel de 9 yıldır emekli olmasına rağmen okul eşyaları satıyor. Pandemi nedeniyle okulların uzaktan eğitime geçmesi kendisini çok etkilemiş. Hâlâ çalışıyor olma nedenini “Hayat pahalı çünkü” diye özetliyor. Özel, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hükümet bir zamanlar simitle çay hesabı yapardı, şimdi onu bile yapamıyor. Benim de hayallerim vardı. Dünya turuna çıkmak isterdim. Çalışmak güzel ama insan emeğinin karşılığını alamıyor. Gelenler fiyatları duyunca ‘çok pahalıymış’ diyor. Ama biz de her şeyin ne kadar pahalı olduğunu görüyoruz.”