Emrah Serbes yazdı: Kan baharı

KONUK YAZAR: EMRAH SERBES

Utançla nereye bakacağımı şaşırdığımdan, biraz da bu utanca sinirlendiğimden, karşımdaki insanların gözlerine bakmak istiyorum şimdi, dimdik. Bu ülkede yaşamanın bütün utancıyla, kendimdeki bütün kirlerle, bütün hasarlarla. Tahrip gücümü kendi tahribatımdan alarak. Bahar geldi, bahar geldi diyor içimden bir ses. Hangi bahar, hangi kuşun, hangi ağacın, hangi çiçeğin baharı? Bu şehirde bahar belediyenin peyzaj faaliyetidir. Bu ülkeye bahar daha fazla tahrip için, açan her çiçeğin dalı koparılsın diye gelir. Genç hayatlar söndürülsün, kalan insanlar silkelenip düşürülsün diye gelir.

National Geographic’in masa takviminin nisan sayfasındaki fotoğraf altına, Torino’da, Valentino Parkı’nda, “Bir kayısı ağacı, yürüyüş yolunu bahar çiçeklerinden pembe bir halıyla örtmeye kararlı” yazmışlar. Ağaçtan pembe çiçekler savruluyor yola, pembe bir yağmur, tam fotoğrafın çekildiği an, yol inceden pembe örtüyle kaplanmış çoktan. Aşağı yoldan altı kişi yürüyor, sırtları dönük fotoğrafa, bütün bunların farkında değiller yahut çok daha derinden farkındalar. Basmak istemiyorlar o güzelliğe. Bilinemez, insan fakirdir, düşünce fakiridir. Zengin duyuşlar edinir böylece. Düşüncelerimizi olduğu gibi, duyuşlarımızı da fakirleştirmek isteyen muktedirlerle gırtlak gırtlağa yaşadığımız günlerdeyiz. Pazar, kan pazarıdır. Kimse vicdanını temizleyemez bu pazarda.

Bahar, kan baharıdır. Hiçbir düşünce çiçek açamaz, hiçbir duyuş gelişemez artık bu baharda. Öfkemiz günden güne kabarıyor, ifade araçlarımızsa birer birer elimizden alınıyor. İfade araçlarımız teker teker elimizden alınırken amaçlarla araçların tartışılacağı günleri, ahkâm kesme günlerini geçmişiz demektir. 43 yıl sonra yeniden, bizim takvim fotoğrafımıza bugün, “Yürüyüş yollarınızı kan çiçekleriyle örtmeye kararlıyız,” yazmışlar.  Ne basacağız o kanlara ne de üstlerinden atlayıp geçeceğiz. Yanlarında duracağız sadece, sırtımızı dönmeden, o çocuklar bizim çocuklarımız, baktıkça kendi utancımızın ağır yükünü sırtımızda daha da güçlü duyacağız.