En iyisi görmezden gelmek

Y. EMRE CEREN

Behiç Ak tiyatro oyunları, bant karikatürleri ve belgesellerinin yanı sıra çocuk edebiyatına sunduğu katkılarla da biliniyor. Japoncada yayımlanan eserlerinin yanı sıra Türkçeye kazandırdığı pek çok çocuk kitabı şimdiden bir klasik halini almış halde.

Pek çok çocuk edebiyatı ödülüne sahip ve 2022 yılı için Hans Christian Andersen Ödülü’ne aday olan Ak, çocuk edebiyatı konusundaki etkin üretimini sürdürüyor. Günışığı Kitaplığı’nda İlk Kitaplar, Tombiş Kitaplar, Gülümseten Öyküler, Çocuk Romanları ve Her Yaş için dizileri altında onlarca eseri yayımlanmış olan Behiç Ak bu kitaplığa son olarak da ‘Havada Asılı Kalan Top’ adlı kitabını ekledi. Editörlüğünü Müren Beykan’ın yaptığı kitapta yer alan çok sayıdaki çizim ise yine Behiç Ak’a ait.


Yirmi yedi bölümden oluşan kitap Serkan karakteri üzerinden şekilleniyor. Behiç Ak, Serkan karakteri üzerinden çocukların meraklarını, yaratıcılıklarını mizahi bir dille işlerken çocukların etrafında yer alan kasaba halkının hayatlarını da çocuklarla ilişkilendiriyor. Büyüklerin dünyasındaki alışkanlıkları, unutmaya olan meyillerini, çocukların kendi etrafındaki her şeye olan ilgileriyle dağıtarak bir umut ve cesaret havası yaratıyor. Kitabın genel seyrinde çocukların birbirleri arasındaki basit gibi görünen, ancak oldukça karmaşık ilişki çocukların birbirlerini nasıl geliştirdiklerine bir örnek teşkil ediyor. Çocukların samimi ve bir o kadar doğrudan tavırları da kitabın genel hattını belirliyor.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı üzerinden bu bayramın anlamını, bazı rutinlerini ve büyüklerin bugüne yönelik emellerini işlerken çocukların bayrama yönelik hazırlıklarını Selami Bey’in Rahatlığı bölümünde işliyor. Bu bölümde bayramda yapacağı konuşmadan söz eden Senem karakteri üzerinden kitaba adını veren ‘Havada Asılı Kalan Top’ anlatısı aktarılıyor ve Serkan’ın inanmaz, şüpheci tavrıyla karşılaşıyor.

Kitap çocukların çevrelerinden görerek edindikleri tecrübelere kendilerini kaptırmaları, büyüklerin yaptıkları gibi değişime ve eksiklik bulmaya olan meyilleriyle devam ediyor. Bunun ardından çocukların kendi dünyalarında ya da odalarında nasıl dağınık oldukları anlatılıyor. Böylelikle çocukların değişim ve alışkanlık arasında tercih etmek zorunda kaldıklarında yaşadıkları aktarılıyor. Ve Zekiye karakterini örnek olarak düşünen Serkan, görmezden gelmeyi kabulleniyor. Kitap bununla birlikte doğal afetleri ve bunların toplumsal etkilerini, büyükler ve çocuklar üzerindeki farklı yansımalarını işleyerek sürüyor.

Çocukları ebeveynlerinin geçmişiyle yüzleşmek, onları çocuk olarak düşünmeye yönlendirmeyle devam eden kitap çocukların ebeveynleriyle benzerliklerine ve farklılıklarını anlatıyor. Bununla birlikte çocuklara ebeveynlerinin nasıl değiştiğini de gösteriyor. Bu açıdan çocuk okuyuculara sorgulama fırsatı sunuyor. Çocukların bugüne olduğu kadar geçmişe olan meraklarını da gösteriyor. Bu anlatılarla kitaptaki çocuk karakterler babalarının ve annelerinin geçmişlerine yönelik meraka kapılıyor ve onlara ait anıları sorguluyor.

Büyüklerin de çocukların dünyasını anlamasına yardımcı olan kitap, karşılıklı bir anlayış çerçevesi belirliyor ve onların da çocukluklarından kalan uktelerini, onlara da bir zamanlar çocuk olduklarını hatırlatıyor. Çocukluklarını hatırlayan büyüklerin çocukluklarını tekrar yaşamalarını ve çocukların bu duruma sitemleriyle sürüyor. Kitapta baştan beri işlenen müsamere, 23 Nisan, ebeveynlerin geçmişini öğrenmeye heves, ebeveynlerin çocuklarını hatırlaması, çocukların yaratıcılıkları ile merakı ve son olarak da ‘Havada Asılı Kalan Top’ metaforunun açıklanmasıyla son buluyor.