Ekonomik krizin temelinde talep yetersizliği yatıyor ancak mal ve hizmetlerin tüketicisi konumundaki ücretli kesimlere dönük herhangi bir vergi yapılandırması ufukta görünmüyor. Gelir vergisinin yüzde 65’ini ücretliler ödüyor ancak toplam gelirin yüzde 36,8’ini elde ediyorlar.

En sadık mükellefler; Ücretliler

Ozan GÜNDOĞDU

Son 6 yılın 5’inci vergi yapılandırması Meclis’te. Kapsamı son derece geniş olan yeni yapılandırmada Hazine’ye gelir kaydetmek birincil amaç. Bu durum, ilk taksitin alelacele Ocak ayında istenmesinden anlaşılıyor. Buna karşın hükümet, kontrol ettiği medya gücüyle yapılandırmanın halkın bütçesini rahatlatmak olduğunu iddia ediyor. Bu iddianın ne kadar doğru olduğu ise halk kesimlerinin ne büyüklükte bir vergi yüküyle karşı karşıya kaldığında gizli.

Meclis’e sunulan yapılandırma teklifine göre 4 milyon yurttaş yapılandırmadan faydalanacak. Paketin kapsamını ise AKP Grup başkanvekili Mehmet Muş 500 milyar TL olarak ifade ediyor. Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda açıklama yapan Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri 289 milyar liralık kendi alanlarına giren borçtan bahsederken, SGK Başkanı 165 milyar liralık yapılandırma kapsamına giren alacakları olduğunu ifade etti. Hazine bu sayede tahsil edemediği borçlarının bir kısmını peşin tahsil etme karşılığında 4 milyon mükellefin borcunun bir kısmını silecek.


Fakat Covid-19 salgınının öncelikle bir talep sorunu olduğu bilinmesine rağmen, en geniş halk kesimlerinden vergi alınarak bu kesimlerin alım gücü azaltılmaya devam ediliyor. TÜRKONFED, TÜSİAD ve UNDP koordinatörlüğünde hazırlanan araştırma raporuna Mayıs-Eylül 2020 döneminde şirketlerin risk değerlendirmesinde, en tedirgin oldukları konu yüzde 34’le iç talep yetersizliği. Buna karşın hükümetin vergi yapılandırması iç talep yetersizliğine değil, bütçe açığına çare olmayı amaçlıyor.

Bu durum diğer yandan vergi adaletsizliğine de çanak tutuyor. 2021 yılında toplanacak her 100 liralık verginin 52’si kişilerin gelirleri arasında ayrım yapmayan KDV ya da ÖTV olacak. “Mali güce göre vergi alınmalı” ilkesi ise anayasada yazsa dahi fiilen geçerli değil. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ülkenin toplam gelirinden ücretli kesimlerin aldığı pay yüzde 36,8 ancak gelir vergisinin yüzde 65’ini yine ücretli kesimler ödüyor. Üstelik bu kesimler vergi dairesinin yerini dahi bilmiyor, dahası yurtiçindeki mal ve hizmet talebinin artması veya azalması bu kesimlerin alım güçlerine bağlı. Ücretlilerin vergisine mercek tuttuk.

Halkın yüzde 70’i ücretli

TÜİK verilerine göre ülkede 15 yaşın üzerinde 62 milyon 626 bin yurttaş var. Ancak bu kişilerin sadece yüzde 43,5’ine karşılık gelen 27,3 milyonu istihdamda. İstihdamda olanların da yüzde 69,1’i bir patronun nam ve hesabına emeğini kiralıyor ve karşılığında maaş veya yevmiye geliri elde ediyor. Bu şekilde ücretli çalışanların sayısı 18 milyon 850 bin.

Ücretli oranının her geçen yıl artması Türkiye toplumundaki işçileşmenin en somut kanıtı. Fakat oranı giderek artan emek geliri sahiplerinin toplam gelirden aldığı pay yerinde sayıyor. TÜİK verilerine göre GSYH’nin yüzde 36,8’i emek gelirlerinden oluşuyor. Bu da AKP’nin sıkça övündüğü ekonomik büyümenin aslında sermaye gelirlerini palazlandırdığının kanıtı.

Hazine’yi ücretliler dolduruyor

Hazine’yi finanse eden de ücretli kesimler. Türkiye’nin vergi sistemi serveti sadece emlak veya motorlu taşıtlar üzerinden vergilendiriyor. Ancak diğer tüm neoliberal modeller gibi genel bir servet vergisi uygulaması yok. Dahası böyle bir verginin konuşulması dahi “yabancı sermaye korkacak” gerekçesiyle eleştiriliyor. Şirketlerin gelirlerinden toplanan Kurumlar Vergisi oranı ise giderek azalıyor. Son yasa teklifiyle birlikte Cumhurbaşkanı’na Kurumlar Vergisi oranını yüzde 15’e kadar indirme yetkisi verildi. Brüt geliri 5 bin lira olan bir yurttaş yıl boyunca gelirinin yüzde 25’ini gelir vergisi olarak ödüyor ancak bir anonim şirket, tüm giderler düştükten sonra kalan gelirinin yüzde 20’sini vergi olarak öderken, bu oranın yüzde 15’e düşmesi gündemde.

***

Şirketler değil, çalışanlar vergi ödüyor

Yıllar içinde vergi giderek harcamalar üzerinden alınmaya başladı. Fiyatın içine gizlenen vergileri geniş halk kesimleri yükleniyor. Türkiye’de harcama vergilerinin toplam vergi hasılatı içindeki payı da böylece artıyor. Muhasebat Genel Müdürlüğü’nden derlenen veriler ekteki grafikteki gibi.

en-sadik-mukellefler-ucretliler-797226-1.