Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndaki yolsuzluk operasyonunun kapsamı ve sınırları genişliyor. Halen göz altına alınan Bakanlık bürokratları ve işadamları üzerinden

ÖMER LEVENTOĞLU - İNAN GEDİK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndaki yolsuzluk operasyonunun kapsamı ve sınırları genişliyor. Halen göz altına alınan Bakanlık bürokratları ve işadamları üzerinden sürdürülen operasyonda, çok sayıda ihaledeki usulsüzlük iddialarının yanı sıra Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattının inşasında ihalesiz verilen işler ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in devleti zarara uğrattığı iddiası ortalığı karıştırdı.

Edinilen bilgilere göre soruşturma kapsamında, başta Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) olmak üzere, 20'ye yakın ihale savcılığın masasına getirildi. Söz konusu ihalelerde belirlenen usulsüzlüklerin ötesinde, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi için ihalesiz olarak verilen 22.2 milyon dolarlık iş de mercek altına alındı. Buna göre BTC'nin Türkiye bölümünü inşa etmekle yükümlü olan BOTAŞ, bu işlerin bir kısmını taşeron firmalara devretti. Ancak söz konusu işler, Kamu İhale Kanunu'nun dışına çıkartılarak, yöntemi ve işin kime verileceği serbest olarak belirlendi. Bu çerçevede, BTC için FERSAN firmasına 22.2 milyon dolarlık iş verildi. Ancak yapılacak olan iş için daha önce yeterlilik istenen sektörde deneyimli ve uluslararası tecrübeye sahip firmalar devre dışı kaldı.
Bununla ilgili olarak Meclis'te soru önergesi veren İstanbul Bağımsız milletvekili Emin Şirin'e bakan Hilmi Güler tarafından verilen cevapta işin ihalesiz verildiği kabul edildi, ancak diğer firmalara neden işin verilmediği konusunda yasal dayanağı bulunan açıklama yapılamadı. Bakan'ın açıklamasında, Öztaş, Turan Haznedaroğlu ve Peker gibi firmaların, BOTAŞ ile yürütülen diğer işlerde ihtilaflı oldukları, Çolakoğlu firmasının ise "yürüttüğü projelerde sorunlar bulunduğu" iddia edildi. Güriş ve Atilla Doğan firmaları ile yapılan temasta ise yeterli makine ve ekipmana sahip olmadıkları, Tekfen'in ekipmanının ise istendiğinde bir araya getirilmesinin uzun süre alacağını ileri sürdü.
CHP'den AKP'ye geçen Nasıroğlu ailesine ait FERNAS ile yapılan sözleşmede, işin tanımının ise esnek olduğu belirtiliyor. İddialara göre zaten BOTAŞ tarafından yürütülen projede, firmaya, herhangi bir iş tanımı yapılmadı. Sadece "derhal mobilize edilebilecek 158 adet ekipman ve muhtelif disiplinlerde kullanılacak 135 kişilik işgücü bulundurması" istendi. Enerji Bakanı Hilmi Güler de, kendisine yöneltilen soru önergesine cevabında, söz konusu sözleşmenin iş tanımını açıklamadı ve "değişik kalemler altında öngörülen tahsisat bedelleri" bulunduğunu kaydetti. Emin Şirin, BOTAŞ ve bakanlık uzmanlarından, söz konusu iş için tespit edilen 22.2 milyon doların, fahiş olduğunu belirttiklerini vurguladı.

"ENERJİ BAKANI SUÇ İŞLEDİ!"
Öte yandan enerji işlemlerinde Türkiye'yi zarara uğratanlar arasında Hilmi Güler'in de ismi geçmeye başladı. Bu çerçevede TBMM'den Başbakanlık makamına gönderilen bir dosyada, Bakan Güler'in Mavi Akım Doğalgaz Anlaşmasında yapılan fiyat değişikliği ile Türkiye'nin zarara uğratılması konusunda çeşitli suçlar işlediği iddia edildi. TBMM'den Emin Şirin'in Başbakan'a ilettiği dosyada, yapılan değişikliklerin, TBMM'den geçen sözleşme ile cevaz verilmeyen yöntemlerle yapıldığı savlandı. İddiaya göre bakan Güler, Mavi Akım'dan, Batı Hattı'ndan ve Turusgaz hattından gelen Doğalgaz'ın fiyatlarında yetkisiz olarak yaptığı değişiklikler, türkiye'yi 1 milyar 760 milyon dolarlık net zarara uğrattı.

Enerji ihalelerindeki yolsuzluklardan dolayı gözaltına alınan Muzaffer Nasıroğlu, CHP'den AKP'ye geçen Mehmet Nezir Nasıroğlu'nun amcasının oğlu. Batman'ın büyük ailelerinden biri olan Nasıroğlu ailesinden olan Muzaffer Nasıroğlu'nun amcasının oğlunu milletvekili seçtirmek için maddi yardımda bulunduğu iddia ediliyor. Amcasının oğlu gözaltında bulunan Nezir Nasıroğlu ise Birgün'ün sorusu üzerine, "Basın kafasına göre yazıyor" diyerek açıklama yapmak istemediğini söyledi.