Salgın sebebiyle ofise dönmenin riskli olabileceğini için dönüşümlü çalışmayı talep eden işçileri ücretsiz izne çıkardığı tartışmasıyla gündeme gelen Epsilon Yayınevi konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, "Ürkütücü boyutlara varan ekonomik daralma neticesinde, yasaların verdiği hakkı kullanarak mecburi bir önlem almak zorunda kaldık" denildi

Epsilon Yayınevi'nden 'ücretsiz izin' tartışmasına ilişkin açıklama

Salgın sebebiyle ofise dönmenin riskli olabileceğini için dönüşümlü çalışmayı talep eden işçileri ücretsiz izne çıkardığı tartışmasıyla gündeme gelen Epsilon Yayınevi konuya ilişkin açıklama yaptı.

Twitter hesabından yapılan açıklamada, "13 Mayıs tarihinde attığımız ön bilgilendirmeyle de 01 Haziran'da normalleşme sürecinin başlamasıyla ofis hayatımıza geri dönmeyi planladığımız haberini verdik. 28 Mayıs tarihli ikinci bilgilendirmede genel durum olumlu seyrettiği için 01 Haziran'da ofisi açma kararımızı netleştirdik." denildi.

Açıklamada, "Covid-19 salgını sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan ve ürkütücü boyutlara varan ekonomik daralma neticesinde, yasaların verdiği hakkı kullanarak mecburi bir önlem almak zorunda kaldık" ifadeleri kullanıldı.

Epsilon Yayın Grubu adına Ömer Yenici imzasıyla yayınlanan açıklamanın tamamı şöyle:

"Bu sektöre kırk yılı aşkın bir süredir gönül vermiş ve yaptığı işe tutkuyla bağlı biri olarak bu hafta içinde sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlara, nihayetinde bazı haber mecralarında yer alan iddialara yanıt vermeyi kendime görev biliyorum.

Epsilon Yayın Grubu olarak emeğin kıymetine daima bildiğimize inancım tamdır; ku kişisel felsefem olduğu gibi benim ardımdan bayrağı devralacak yöneticilere ve çocuklarıma da aşıladığım bir duruştur. Bundandır ki bizimle birlikte bu maceraya atılan çalışanlarımızın maddi ve manevi çıkmazları daima bizim de derdimiz oldu. Kazandığımızı paylaşmaktan, sıkıntılara çare üretmekten hiç kaçınmadık, bütün bunları da aşka dahil ederek çalıştık ve bundan başka bir doğru olduğunu hiç düşünmedik.

Salgın nedeniyle yaşanan zorlu süreçte de bu anlayışı benimseyip 11 Mart itibariyle ekibimizin evden çalışma ayarlamalarını kendileriyle müzakere ederek planladık ve 01 Haziran 2020 tarihine dek bu sistemle ilerledik. 13 Mayıs tarihinde attığımız ön bilgilendirmeyle de 01 Haziran'da normalleşme sürecinin başlamasıyla ofis hayatımıza geri dönmeyi planladığımız haberini verdik. 28 Mayıs tarihli ikinci bilgilendirmede genel durum olumlu seyrettiği için 01 Haziran'da ofisi açma kararımızı netleştirdik.

Bu kararımızda çalışanlarımızın değerli görüşlerini de dikkate alarak; ofisin düzenli aralıklarla profesyonel bir ekip tarafından dezenfekte edilmesi, toplu taşıma kullanma istemeyecek tüm arkadaşlarımız için ekstra ulaşım ödeneği düzenlenmesi, mesai saatlerinin yeniden düzenlenip çalışma süresinin kısıtlanması, herkese bireysel dezenfektan ve maske ayarlanması, yemeklerin topluca değil, çalışma masalarında yenmesi, küçük odalarda tek kişi çalışılması, büyük alanlarda ise masalar arasında en az iki metre mesafe bulunması ve daha birçok önleme de yer verdik.

Covid-19 salgını sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan ve ürkütücü boyutlara varan ekonomik daralma neticesinde, yasaların verdiği hakkı kullanarak mecburi bir önlem almak zorunda kaldık. Bu kararı alırken temel düşüncemiz en az sayıda çalışanımızın minimum zarar görmesiydi. Nitekim bu prensiple altmış yedi kişinin çalıştığı yayın grubumuzdan yalnızca yedi çalışanımıza ücretsiz izin verdik.

Belirtmek isterim ki, bu kararı arkadaşlarımızın ofise dönme konusundaki endişelerini bildirmesine bağlamak spekülatif ve üzücü bir yorumdur. Tarafımızca izne çıkarılan kişilerden e-posta göndermeyenler olduğu gibi, e-posta gönderip izne çıkarılmayanlar da mevcuttur. Bu durum göz önüne alındığında, mali güçlükler sebebiyle alınan bu kararın böyle bir noktaya çekilmesinden derin üzüntü duyuyorum. Kaldı ki böyle bir düşünce ile harekey etseydik bu durumu çalışanlarımıza ilk gün itibariyle duyurmuş olurduk.

Ömrünü işine ve ailesine adamış bir yayıncı olarak yayın grubumuzun bu tür tartışmalarla yıpratılmaya çalışılmasının gerek kurumumuza gerek de çalışanlarımıza haksızlık olduğu inancıyla size bilgi vermek istedim."