Erdal Beşikçioğlu: Hepimiz aynı gemideyiz

Oyuncu Erdal Beşikçioğlu, "Sanatçının bir ideolojisi olabilir ama hiçbir ideolojiye ait olmamalı. Belki geçmişte sanatçılar bir ideolojiye ait hissediyorlardı kendilerini ama artık 21'nci yüzyıldayız" ifadelerini kullandı.

Erdal Beşikçioğlu, yandaş Sabah gazetesinde Tuba Kalçık'ın sorularını yanıtladı. "Ülkemizin hep daha iyi olmasını isterim" diyen Beşikçioğlu, "Hepimiz aynı gemideyiz, önce bunu fark edelim. Rotamızı nereye çevireceğimize birlikte karar vereceğiz" dedi.

Sabah'tan Tuba Kalçık'ın sorularını yanıtlayan Beşikçioğlu'nun açıklamalarının bir bölümü şöyle:

>> Askerliğinizi terörün en yoğun yaşandığı 90'larda, Güneydoğu'da yaptınız. Hiç ölümle burun buruna geldiniz mi askerliğinizi yaparken?

Askerliğimi yaparken her an ölümle burun burunaydım. Hakkari Yüksekova, Çukurca ve Dağlıca'da askerlik yaptım. Kurşunun nereden geleceğini bilemezdiniz, bastığınız toprağın altında mayın olup olmadığını da. Zaten bunları bilerek gittim askere. Devletim bana 'Güneydoğu'da yapacaksın askerliğini' dedi, gittim, yaptım. 'Bu vatan için öl' deseydi de ölürdük. Türkiye'de herkes bana göre içinde vatan sevgisi ile doğuyor çünkü anne veyababasından geçiyor bu sevgi miras gibi. 5 yaşında andımız ile tanışıyor. Türk'ün ne demek olduğunu bu yaşlarından itibaren anlamaya başlıyor. Annem Arnavut, babam Laz, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıyım ve Türk olarak görüyorum kendimi. Misak-i Milli sınırları içindekiher birimiz, vatandaş olarak ülkemizin daha ileriye gitmesi için ne gerekiyorsa yapmalıyız.

"PARAMI TÜRK LİRASI'NDA TUTMAYA DEVAM ETTİM"

>> Siz böyle diyorsunuz ama dolar yükseliyor diye sevinen bir kesim de var. 'Aynı gemide değiliz' diyorlar ne yazık ki...

Dolar yükseldiği dönemde benim bankada Türk Lirası param vardı ve ben paramı Türk Lirası'nda tutmaya devam ettim. Dolara çevirmedim, çevirmeyi bile düşünmedim. Ülkemizin daha iyi olmasını isterim her zaman. 'Aynı gemide değiliz' de ne demek? Hepimiz aynı gemideyiz, önce bunu fark edelim. Aynı gemideyiz, rotamızı nereye çevireceğimize de birlikte karar vereceğiz. Birlik duygumuzu kaybetmemiz gerekiyor. Yöneticilere oy vermiş olun ya da olmayın; Türkiye'nin çıkarlarını düşünmek ve korumak zorundayız. Başka Türkiye yok. Başka gidecek yerimiz de yok. Biz bu toprakların üzerinde birlikte yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz. Toplumsal birlikteliğimizi sanatla, sporla ve diyalog kanallarını açık tutarak daha da iyi bir noktaya getirebileceğimize inanıyorum. Bir sanatçı olarak da bunun için ne gerekirseyaparım.

"SANATÇI HİÇBİR İDEOLOJİYE AİT OLMAMALI"

>> 'Behzat Ç.' dizisinde devlet içindeki illegal yapılanmayla mücadele eden bir polisi canlandırdınız. 'Reaksiyon' dizisinde de ise derin devleti temsil eden bir karakteri oynadınız...

'Behzat Ç.'de iyi bir polisi oynadım. 'Reaksiyon'da ise eski Türkiye'nin derin devletini temsil eden 'Dayı' rolündeydim. Seyirci bu karakteri de kötü olmasına rağmen sevdi. Sanatçı her rolü oynamalı. Toplumsal alana dair sözü varsa söylemeli. Toplumun yaşam kalitesini artırmak için sisteme yönelik eleştirileri varsa yapmalı. Sanatçının bir ideolojisi olabilir ama hiçbir ideolojiye ait olmamalı. Belki geçmişte sanatçılar bir ideolojiye ait hissediyorlardı kendilerini ama artık 21'nci yüzyıldayız. Her dönem fikrimi cesurca söylerim. Doğruyu, kendi ahlakınıza göre söylemelisiniz.

"DİZİLERDE OYUNCU PERFORMANSI DİYE BİR ŞEY YOK"

>> Dizi setlerindeki olumsuz koşullar oyuncuların da performansını etkilemiyor mu sizce?

Dizilerde oyuncuların performansı diye bir şey yok. Yönetmenin performansı vardır. O kadar kısa zamanda siz hiçbir şey yapamazsınız ekranda. Kendinizi tekrar eder durusunuz. Televizyonda oyunculuğun geliştirilmesi diye bir şey söz konusu değildir. Ancak kotarırsınız işi, ötesine geçemezsiniz. Bu yüzden de dizi sektöründe güzel kızlar, yakışıklı erkekler olsun, çabuk ezber yapsın diyerek oyuncu seçiyorlar. İşi en kısa sürede çekmekle ilgileniyorlar.