AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da Etlik Şehir Hastanesi Açılış Töreni'nde konuştu. Burada yaptığı açıklamada, yurt dışına göç edenleri ve göç etmek isteyenleri de hedef alan Erdoğan, "Sırf daha iyi arabaya binmek, sırf daha yeni telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek gibi süfli (adi, aşağılık, bayağı) heveslerle ellerin yani başka ülkelerin, başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyorum" dedi.

Erdoğan’a göre daha iyi bir yaşam istemek, süfli (aşağılık) bir heves!
Fotoğraf: AA

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sırf daha iyi arabaya binmek, sırf daha yeni telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek gibi süfli (adi, aşağılık, bayağı) heveslerle ellerin yani başka ülkelerin, başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyorum" diye konuştu.

Ankara’da Etlik Şehir Hastanesi Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu.

'BAŞKA ÜLKELERİN KAPISINA VARANLARA ACIYARAK BAKIYORUZ'

Burada yaptığı açıklamalarda çeşitli nedenlerle ülkeden göç eden ve göç etmek isteyenleri hedef alan Erdoğan, "Sosyal medya mecralarında gelişmiş ülke güzellemeleri yapıldığını, buralara gidilmesi gerektiğinin aşılanmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunlara cevabı önce ülkemizin yakın dönemde yetiştirdiği Cemil Meriç'in diliyle verelim; 'Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz kılanlardır.' Türkiye'yi böyle göstermeye çalışanlar ülkenin bu hale gelmesi için her türlü sinsiliği yapanlardır" dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu ülkelerin en önemli alametifarikaları olan refah ve güvenlik sırça köşkü her krizde biraz daha çatlamakta, parçalanmaktadır. Anadolu, asırlardır her istikametten gelen mazlumların kabul gördüğü belki de tek coğrafyadır. Ülkemizi bir kurtuluşun kapısı veya kurtuluştan geçen bir yol olarak görenler bize çok önemli bir mesaj veriyor. Ülkemizin, yaşadığımız toprakların kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Özellikle sırf daha iyi arabaya binmek, daha fazla konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle başka ülkelerin kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz. Bugün böyle bir hevesle yola çıkanların yarın merhamet ve şevkat ihtiyacı duyduklarında sığınacakları bir aile, bir sosyal bünye, bir devlet mekanizması bulamayınca yaşayacakları pişmanlığı tahmin edebiliyoruz."

'SÜFLİ' NE DEMEK?

Erdoğan’ın kullandığı Arapça kökenli ‘süfli’ kelimesi, Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre “Aşağı, aşağılık, bayağı, adi” anlamlarına geliyor. Kelimenin ikincil anlamları da, "Kılıksız, pis kılıklı, hırpani."

HEDEFİNDE MUHALEFET VE KILIÇDAROĞLU DA VAR!

Konuşması sırasında muhalefeti ve CHP lideri Kemal Kılıçdaoğlu’nu da hedef alan Erdoğan, "Muhalefet bu eserlere çamur etmeye çalışsa da, bugün şehir hastane modeli pek çok ülke tarafından inceleniyor" diye konuştu.

'BAY KEMAL'DEN BU ÜLKEYE HAYIR GELİR Mİ? GELMEZ'

Gazeteci Savaş Ay'ın hastanelerle ilgili programını anımsatan Erdoğan, "İzlemiş miydiniz? Orada Bay Kemal'in Sosyal Sigortalar Kurumunun (SSK) başı olarak nasıl bir sefalette olduğunu görmüş müydünüz? Ya bu Bay Kemal'den bu ülkeye hayır gelir mi? Gelmez. SSK'nın başında sen ne yaptın ki bu ülkede ne yapacaksın?" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

"Bundan 20 yıl önce hükümete gelirken milletimize ülkemizi, eğitim, sağlık, emniyet, adalet üzere yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Ardından ulaşım, tarım, enerji, diplomasi, dış politikada sayılı ülkelerden olacağımızın sözünü vermiştik. Sadece Etlik ile kalmadık, Bilkent'i de kurduk. Orası da 4 bin 50 yatak ve oda. Burası da aynı şekilde. Türkiye yıllar yılı buna hasretti. Bunu başardık mı? Evet. Hayalim olarak gördüğüm şehir hastanelerinin her anını takip ettim.

20'inci eserimizi bugün sunmaktan büyük gurur ve bahtiyarlık duyuyorum. Türkiye bugün 20'nci şehir hastanesine de kavuştu. Hala inşası süren 13, proje aşamasındaki 2 şehir hastanemiz ile bu sayıyı 35'e çıkaracağız. Bir kısmi kamu özel ortaklığı, bir kısmı ise genel bütçeden yapılıyor. Milletimize en hızlı hizmeti verecek şekilde çalışmalarımızı yapıyoruz.

Bu yüzyılına adı Türkiye yüzyılı. Dünyamız koronavirüs salgınında refah düzeninin ne kadar kırılgan olduğunu gördü. Ülkemizi merkez aldığımızda batıdan doğuya güvenlik krizlerinin ve istikrarsızlığın yol açtığı iklim hakim. Türkiye tüm badirelere rağmen güven ve huzur adası olarak ayrışmaktadır."