Erdoğan Brüksel'de konuştu: PYD ve PKK terör örgütüdür

Brüksel'de Avrupa Birliği Konseyi Başkanı ve Polonya Başbakanı Donald Tusk ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Açık konuşuyorum. PYD de PKK gibi bir terör örgütüdür ve beraber çalışmaktadır" ifadelerini kullandı.
Sol'da yer alan habere göre; Erdoğan, "Türkiye’nin mücadelesi belli bir etnik gruba ya da kimliğe asla yönelik değildir. Özgürlüklerden ve elde ettiğimiz kazanımlardan asla geri dönülmeyecektir. Terörle etkin mücadelenin anahtarı uluslararası işbirliği ve dayanışmanın sağlanmasıdır" dedi.

'ATILMASI GEREKEN 3 ADIM VAR'
Mülteci sorununu engellemek için 3 adımın atılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Bunun bir tanesi eğit-donattır. İkincisi terörden arındırılmış bölge ilanıdır. Üçüncüsü uçuşa yasak bölgedir. Bu Türkiye olarak işin içinde yaşayan bir ülke olarak bizim tespitlerimizdir" dedi. Erdoğan'ın taleplerinin 3'ü de Rusya'nın son hamlesi ile hayli düşük ihtimal olarak görünüyor.

"Teröre karşı ortak mücadeleyi tereddütsüz sürdürmek zorundayız ve Türkiye bu hususta kararlıdır ve bu terör örgütünün DAİŞ’le savaş kisvesi altında meşruiyet kazanma çabalarına fırsat verilmemelidir" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Açık konuşuyorum. PYD de PKK gibi bir terör örgütüdür ve beraber çalışmaktadır. Bu noktada iyi teröriste karşı kötü teröristten bahsedemeyiz. DAİŞ de terör örgütüdür, PYD de terör örgütüdür. Bu noktada Avrupalı dostlarımızın gereken hassasiyeti göstereceğini umuyorum" dedi.

"Avrupa’nın kaderini ve geleceğini Türkiye’den ayrı düşünmek mümkün değildir" diyen Erdoğan, "Değerli dostum Tusk ile AB üyeliğinin stratejik tercihimiz olduğunu vurguladık. AB ile müzakere sürecimizin suni siyasi engellerden arındırılarak tekrar canlandırılması gerektiğini belirttim. Az önce Sayın Başkan’ın ifade ettiği gibi bugün görüştüğümüz konu ağırlıklı olarak mülteciler sorunudur" ifadelerini kullandı.

Erdoğan açıklamalarına şöyle devam etti: "Bugün ülkemizde 2,5 milyona yakın göçmen var. Bunların 300 bini Irak’tan, 2,2 milyonu Suriye’den. Bunlar Müslüman, Hıristiyan, Ezidi demedik, hepsini kabul ettik ve şu ana kadar 7,8 milyar dolar harcadık. Ve bize tüm dünyadan gelen destek 417 milyon dolardır. Fakat biz açık kapı politikasıyla kabule devam ettik.

Ve biz Akdeniz’de, Ege’de kurtardığımız insan sayısı 60 bini buldu. Biz onları ölüme mahkum etmedik. Şunu büyük bir iftihar vesilesi olarak belirtmek isterim. Türkiye baştan beri uluslararası toplum adına bu yükü tek başına omuzlamış, insani ve vicdani duruşunu göstermiştir.

Milletimiz yeri gelmiş evini, sofrasını, gönlünü ihtiyaç sahiplerine açmıştır. Suriye krizinin sebep olduğu sığınmacı akınıyla son dönemde AB ülkelerinin de yoğun bir şekilde yüzleştiğini görmekteyiz.

Avrupalı dostlarımız bu konuda ortak bir tutum belirleme çabası içindeler.