AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni'nde yaptığı açıklamalarda Anayasa değişikliği teklifi üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu "Bize tuzak mı kurmak istiyorsun? Samimiysen gel Anayasa değişikliğini yapalım. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz" ifadeleriyle hedef aldı.

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: Bize tuzak mı kurmak istiyorsun?

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni'nde açıklamalarda bulundu.

Anayasa değişikliği teklifi üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan Erdoğan, BirGün'ün ortaya çıkardığı tarikatta cinsel istismara değinerek LGBTİ+lara da yüklendi.

"Bunların dertleri çocuk istismarına tepki koymak değil kin ve nefret duygularını sergileyebilecekleri zemin hazırlamaktır" diyen Erdoğan, LGBTİ+ları kriminalleştirerek "LGBTİ denilen marjinal akımların sapıklıklarına alet edilen 3-5 yaşındaki çocuklarla ilgili hiçbir tepki göstermediler" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun 'helalleşme' çağrısını da hedef alan Erdoğan, şunları kaydetti:

"İmam hatiplilerin bütün öğrencilerini kapı dışarı etmişler ve tüm Türkiye’deki imam hatiplerde öğrenci sayısı 60 bine düşmüştü. Şimdi 1 milyon 300 bin öğrenci var. 1 milyon 300 bin imam hatiplinin türevini istiyoruz. Bunların imam hatiplerden ilahiyatlara, yetmez, tüm üniversitelere başarı oranları yüksek olarak dağılmalarını istiyoruz. Vakıf ve derneklerimiz hayırda yarışırken tefrikaya düşmemeli. Mutlaka dayanışma içinde hareket etmelidir.

"KIZIMI TRABZON'A GÖNDERMEK ZORUNDA KALDIM"

İlahiyat fakülteleri kesinlikle sıradan yükseköğretim kurumları değildir. Tıpkı imam hatipler gibi ilahiyatlar da ülkemizin belli dönemlerine ayna tutan müesseselerdir. İmam hatiplerin mazisi gassal yetiştirmek üzere açılmış okullar. Bizim kökümüz oradan geliyor. Benim imam hatipteki İngilizce hocam bana ‘Siz ölü yıkamak için mi buraya geldiniz?’ diyordu. Bizim nereye varacağımızın farkında değildi. Kızlarımızı imam hatip okulunun kapısından kaçırmak zorunda kaldık. Ben kızımı İstanbul’dan Trabzon’a gönderdim. İslami ilimlerde uluslararası itibara sahip saygı değer hocalarımız baskıyla, tehditle görevden uzaklaştırılırken yerlerine darbecilerin her yaptığına kılıf uyduran şakşakçı tipler getirilmiştir.

"BİR DAHA SOKULMAK İSTEMİYORUZ"

‘Bin yıl sürecek’ denilen 28 Şubat karanlığına 3 Kasım 2002 seçimleriyle hep birlikte son verdik. Kızlarımız kılık kıyafetleri dolayısıyla ötekileştirmeye maruz kalmadan hayatın her alanında sorumluluk üstlenebiliyor. Ayrım yapmadan tüm kadınlarımıza kamuda fırsat eşitliği sağlıyoruz. Ana muhalefetin başındaki zat ‘Başörtüsüyle ilgili yasal bir düzenleme yapalım’ dedi. Yasal düzenlemeye gerek yok ki. Bize tuzak mı kurmak istiyorsun? Samimiysen gel Anayasa değişikliğini yapalım. Biz tuzaklara gelmek istemiyoruz. Anayasal düzenleme metnini Meclis’e gönderdik. Samimiyetlerini göreceğiz. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. Biz bir daha sokulmak istemiyoruz. Türkiye’de her ne sebeple olursa olsun hiçbir gencimizin hak kaybına uğramadığını gelecek kaygısı yaşamadığı iklimi tahkim etmekte kararlıyız. Bunu da birileri gibi sosyal medyadaki sahte demokrasi şovlarıyla değil gerekirse Anayasa’yı değiştirmek dahil hukuki yollarla gerçekleştireceğiz. 'Helalleşme' dediler. Ajans mahsulü kötü bir tiyatrodan sadece bir göz boyamadan ibaret olduğu ortaya çıktı. Tek parti zihniyetinin asla değişmeyeceğini yeniden görmüş olduk.

Gereken çokluk sağlanamaz, yol kazası yaşanırsa son sözü yine milletimiz söyleyecek. Referanduma gerek kalmadan akıl, vicdan, sorumluluk sahibi milletvekillerimizin de güçlü desteğiyle bu meseleyi kalıcı bir çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum"