‘Diktatör bozuntusu’ sözleri için Kılıçdaroğlu’na ikinci kez tazminat davası açan Erdoğan, CHP lideri için ‘namus, şeref fukarası’, ‘zavallı’ ve ‘serseri mayın’ gibi sert ifadeler kullandı

Erdoğan'ın gönderme yaptığı Cem Karaca'nın bir şarkısı daha var:‘Dur be yeter geri kafa düşünmesi yasak olmaz’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendisine yönelik 'diktatör bozuntusu' sözlerini savunan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ikinci bir tazminat davası daha açarken, hakaretten geri kalmadı. Kılıçdaroğlu'nun 'kasetle geldiği' argümanını tekrarlayarak 'bel altı vuran' Erdoğan, "namus ve şeref fukarası" ifadesini kullandı.
Kaçak Saray'da 'olağan' Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, adını anmadığını Kılıçdaroğlu'na şöyle seslendi; "Söylediğiniz her sözün israf, yaptığınız her hamlenin enerji kaybı olduğu, teneke gürültüsü kabilinden, boş konuşmanın dışında bir varlık gösteremeyen, herhangi bir vasfı zaten olmayan birisine şimdi ne diyeyim ben? Kendi geçmişinden utanan, terör örgütünü dahi şöyle kalpten gelen samimi buğuz ile kınayamayan, partisi içindeki klikleri birbiriyle yarıştırmayı siyaset sanan bu zavallıyı ademe mahkûm ediyorum. Milletin zaten yok saydığı bu zatı ben niye adam yerine koyayım ki? "

'FEVKALADE AĞIR'
Kılıçdaroğlu’nun son olarak parti kurultayında Erdoğan için sarf ettiği 'diktatör bozuntusu' sözlerinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 'Cumhurbaşkanı’na hakaret' gerekçesiyle resen soruşturma başlatmıştı. Erdoğan da 'kişilik haklarına saldırı' gerekçesiyle 100 bin TL'lik tazminat davası açmıştı.
Önceki gün sözlerinden geri adım atmayan Kılıçdaroğlu, Twitter'dan "Hitler’e özenen, halkı kutuplaştıran, ülkeyi yangın yerine çevirmiş birine diktatör bozuntusu değil de barış elçisi mi diyecektim?" diye yazmıştı. Grup toplantısında da "Aslında kızdığı nokta, kendisine diktatör dedim diye değil. Diktatör bozuntusu dediğim için. Cumhurbaşkanlığı makamı 'delidir ne yapsa yeridir makamı' değildir!" demişti.

'SERSERİ MAYIN'
Kılıçdaroğlu'nun Grup toplantısı ile Twitter paylaşımlarında 'hakaret etmeyi sürdürdüğü' gerekçesiyle Erdoğan, bir kez daha 100 bin TL'lik tazminat davası açtı. Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen dava dilekçesinde, Erdoğan'ın 'şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakarette bulunulduğu' savunuldu.
Kılıçdaroğlu karşı kazandığı tazminat davalarını işaret eden Erdoğan, “Bu zat, bir namus ve şeref edebiyatı tutturmuş gidiyor. Bundan kazandığım tazminatlar alıp başını gidiyor. Bazı insanlar vardır ya, yüzüne tükürsen yağmur yağıyor sanır ya. Bu da öyle. Bu defa sadece bana sataşmakla kalmamış, hâkimleri ve YSK’yi hedef almış. Bu serseri mayın gibi ne zaman kime bulaşacağı belli olmuyor. 1 Kasım seçimleri öncesi başbakan hükümeti kuramadı, anamuhalefet liderine versin demişlerdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin adresini bilmeyene benim verecek görevim yok. Bu zat hâlâ 7 Haziran’ın hesabında. Bahsettiği konunun da anayasayla alakası yok. Bu namus ve şeref fukaraları için vakit harcamak bana zul geliyor. Teröristleri savunan bu değil mi? Hangi namustan hangi şereften bahsediyorsun? Bir kasetle geldi.”

***

‘Çeyrek porsiyon etmezler, tiksiniyorum’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu’daki operasyonların son bulmasını talebiyle bildiri yayınlayan akademisyenleri bir kez daha hedef gösterdi. Cem Karaca’nın şarkısında geçen ‘yarım porsiyon aydınlık’ sözlerine gönderme yaparak “Çeyrek porsiyon kıymetinde dahi değiller” dediği akademisyenlere seslenen Erdoğan, “İstedikleri kadar debelensinler, çırpınsınlar. Koskoca ülkeyi, koskoca milleti, bir avuç kerameti kendinden menkul seçkinin, kendine aydın, akademisyen diyen lümpenin yönettiği eski Türkiye artık yok. Bunun adı terör örgütü propagandası. Terör örgütünün kamu görevlilerine saldırmasına kendince akademik fetva veren bu zihniyetten tiksiniyorum” dedi. Bir kez daha akademisyenlerin ‘bedel ödemesi’ gerektiğini söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı; “Hem bu milletin birliğini beraberliğini bozmaya çalışacaksınız, hem de hiçbir bedel ödemeden hayatınızı sürdüreceksiniz. O günler geride kaldı. Bizim mehmedimiz şehit olacak, onları şehit edenlerin yanında olanlara biz ses çıkarmayacağız öyle mi?”