Ankara’da siyaset kilitlendi. Her krizi yeni ittifaklar kurarak seçimle aşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde artık öyle bir koz yok. Tek çare elindekini kaybetmeden çeperi genişletmek. Kıyıda köşede ne kaldıysa Erdoğan oralara hücum edecek.

Erdoğan’ın nefesi değişime yetmez

YAŞAR AYDIN yasaraydin@birgun.net

Erdoğan’ın MHP lideri Bahçeli’yle 6 gün içerisinde üç kez görüşmesinin heyecanı dinmemişken bu kez de Oğuzhan Asıltürk’le bir araya gelmesi Ankara’ya hareket getirdi. Görüşme medya kuruluşları tarafından Saadet Partisi’yle dirsek teması olarak adlandırılarak Cumhur İttifakı’nda genişleme çabası olarak sunuldu.

Kuşkusuz bu görüşme Bahçeli ile yapılan sohbetten bağımsız değil. Görüşmeden sonra Erdoğan’dan yeni hamleler geleceğini tahmin ediyorduk. Önce ilk temastan başlayalım.

Asıltürk’ün SP’deki görevi ve hareket içindeki eski pozisyonu ne olursa olsun rahatlıkla partiyi temsil etmediğini söyleyebiliriz. Hatta SP içinde çok da etkisi kalmadığını genel başkanlık seçimlerinde görmüştük. Asıltürk SP içinde eski gücünde olmasa da görüşme önemsiz olarak kabul edilmemeli. Aldığımız bilgiler, Erdoğan’ın hem milliyetçi hem de muhafazakar kanatta -Kürtler de olabilir- önemli gördüğü isimlerle görüşmeyi sürdüreceği noktasında. Kuşkusuz bu isimler ortağıyla yaptığı görüşmede gündeme gelmiştir. Hangi isimlerde uzlaştıklarını söylemek mümkün olmasa bile Oğuzhan Asıltürk’e kimsenin itiraz etmeyeceği açık. Bir taraftan kaybettiğini diğer taraftan almayı deneyecek.

SIRADA İYİ PARTİ Mİ VAR?

Asıltürk girişimi Erdoğan’ın yol haritasını da göstermiş oldu. Ankara’da epeydir AKP ile İyi Parti’nin kapı arkasında görüşmeler yaptığına dair haberler konuşuluyor. Bu görüşme iki parti yetkilileri tarafından sürekli yalanlandı. Bugün de ne SP ne de İyi Parti’nin Millet İttifakı’ndan ayrılacağına dair hiçbir emare yok. Erdoğan da Bahçeli’yi ikna etse bile bu iki partiyle ilişkileri geliştirme konusunda merkezi düzeyde sonuç alamayacağının farkında. Bu nedenle parti içinde çatlaklara yöneldi. Önümüzdeki günlerde İyi Parti’den ayrılan ya da merkezle sorun yaşayan isimlerle görüşmesi hiç sürpriz olmayacaktır. Buna Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül gibi isimler de eklenebilir.

Erdoğan böylece bir yandan etrafını güçlendirirken diğer yandan da büyüyen değil çözülen bir muhalefet görüntüsü vermeyi hedefliyor.

GÖTÜREBİLDİĞİ YERE KADAR

Ankara’da karşılaştığınız hiçbir AKP’li yetkili gelinen aşamadan memnun değil. Mutsuz, hatta umutsuzlar. Erdoğan’ın “karizmasının” bile artık yemeyeceğini düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Ülke koşulları, her alanda başarısız yönetim, deyim yerindeyse partiyi Erdoğan’la birlikte yüksekten paraşütsüz düşürüyor. Erdoğan her siyasi krizi seçimle aşmayı alışkanlık haline getirmiş bir lider. Her defasında yanına aldığı -bazıları dolaylı- ittifaklarla uçağın burnunu yukarı kaldırarak seçimlere girdi, yoluna devam etti. Ama şimdi durum tersine döndü. Ne yapsa ivme tersine dönmüyor. Krizi yönetemiyor. Onu aşmak için seçime gidemiyor, yeni arayışlara girecek meşruiyeti kalmadı. Küçük hamlelerle zaman kazanmayı, bu süre içerisinde de yeniden güç kazanmayı planlıyor.

Kılıçdaroğlu şimdiye kadar izlediği politikayla Akşener’i yanında tutmayı başardı. Görünen o ki, CHP-İyi Parti arasında bir kriz yaşanmadığı sürece Millet İttifakı’nın planlarında bir değişiklik olmayacak. Erdoğan Millet Cephesi’nin etrafında dolansa bile koparabileceği çok fazla şey yok. İyi Parti, Deva ya da Gelecek Partisi esas olarak Erdoğan’a karşı konum almış partiler. Tabanlarının motivasyonu da bu. Bu nedenle basit bir lider ya da vekil temasıyla çözülecek bir durum değil. Erdoğan eninde sonunda hamlesini parti içine ve ortağına doğru yapmak zorunda kalacak.

***

KELEPÇEDEN KABİNEYE

Boğaziçi Üniversitesi’ne takılan kelepçeyi AKP içinden şimdilik bir tek Soylu savundu. Hatta Soylu’nun savunmasından sonra bile yandaş cenahtan eleştirileriler devam etti. Bir tek Bahçeli tam destek verdi. Boğaziçi meselesinin AKP içinde bile huzursuzluk yarattığı konuşuluyor. Bir başka konu da önümüzdeki günlerde geniş çaplı kabine revizyonu. Erken seçim yoksa değişiklik şart gibi gözüküyor. Erdoğan’ın Soylu’yu yanında istemediği artık sır değil. Bahçeli ile görüşmede onun ismi ne kadar geçti bilinmez ama artık isim isim konuşulmaya başlandığına göre bu kabinenin yılın ilk çeyreğini geçirmesi imkansız gibi duruyor.