Erdoğan, İsrail’i eleştirdi; bilim insanlarını Türkiye’ye çağırdı
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu. Konuşmasında İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de devam ettirdiği saldırılara değinen Erdoğan, batılı liderleri katliama sessiz kalmaları nedeniyle eleştirdi. "Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den farkı var mı?" diye konuşan Erdoğan, "Almanya bugün Hitler’in bedelini ödemeye devam ediyor" dedi. Saldırının boyutuna dikkat çeken kurumlar için "Namuslu bilim insanları şantaja, baskıya maruz kalmaktadır" diye konuşan Erdoğan, yurt dışındaki Türk akademisyenleri de kalkınma mücadelesine destek olmaları için Türkiye'ye çağırdı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, 100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Konuşmasında İsrail'in Gazze saldırılarına değinen Erdoğan, "Gözlerimizin önünde 80 gün boyunca insanlığa ait tüm değerler kurşuna dizildi. Stadyumlarda İsrail'in Nazi kamplarını izledik değil mi? Hitler'den garip garip bahsederler, sizin Hitler'den ne farkınız var? Bunlar bize Hitler'i de aratacak. Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den farkı var mı? (İsrail'in saldırıları) Namuslu bilim insanları şantaja, baskıya maruz kalmaktadır" diye konuştu.
Batılı liderleri sessiz kalmaları nedeniyle eleştiren Erdoğan, Almanya'nın bugün hala Hitler’in bedelini ödemeye devam ettiğini söyledi.
Yurt dışındaki akademisyenlere de çağrı yapan Erdoğan, "Akademik ve bilimsel çalışmalarını yurt dışında yapmış bilim insanlarımızın ülkesine dönerek devletinin kalkınma mücadelesine destek vermesi çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Milletin evine, bu gazi mekana hepiniz hoş geldiniz. Marifet iltifata tabidir, iyi olanı, başarılı olanı ödüllendirmek görevimizdir. Başarılar desteklendikçe büyür. Biraz sonra takdim edeceğimiz ödüllerle bunu yapmanın gayreti içerisindeyiz. Bilim dünyasına katkılar sunan tüm bilim insanlarımızı şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu sene 77 bilim insanımız ödüllere layık görüldü. TÜBA ödüllü bilim insanı sayımız 28'e yükseliyor. TÜBA GEBİP ödülü kazanan kişi sayımız 644'e yükseliyor. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için emek veren tüm akademisyenlerimize, araştırmacılarımıza en kalbi şükranlarımı sunuyorum. 4 gün sonra 2023 yılını tamamlayacak yeni heyecanlarla 2024 senesini karşılayacağız. Geride bıraktığımız 2023 senesi cumhuriyetimizin 100. yılı olması sebebiyle özel anlam taşıyordu. Cumhuriyetimiz yeni bir asra yelken açarken geleceğine hiç olmadığı kadar güvenle bakmaktadır.
Sadece yakın çevresinde değil çok geniş coğrafyada duruşu, politikaları takip edilen bir Türkiye'den bahsediyorum. Eğitimden sağlığa her alanda elde ettiği başarılarıyla bölgesel bir oyuncu olmaktan çıkıp küresel bir aktör olmaya başladık. İçinde bulunduğumuz asrın milletimizin ve devletimizin asrı olacağından şüphe duymuyorum. Terör saldırılarının kutlu yürüyüşümüzü asla durduramayacağının bilinmesini istiyorum. 12 evladımız şehit oldu, tüm ailelerimize ve milletimize başsağlığı diliyorum. 36 saatte 54 terörist yok edildi. Bizim bu şehitlerimizin kanları asla yerde kalmayacak.
"KISA VADELİ HEDEFLER PEŞİNDE KOŞMADIK"
Biz hiçbir zaman kısa vadeli hedefler peşinde koşmadık. İstikbali şekillendirmenin hedefindeyiz. Bu anlayışla 2002'den itibaren ülkemiz sathında bilim, sanayi, teknoloji ekosisteminin geliştirilmesine özel önem verdik. Bilimsel çalışmaların merkezleri olan üniversitelerin sayısını 76'dan 208'e yükselttik. 208 üniversite ile 81 vilayetin 81'inde üniversitelerimiz var. Şu anda üniversitemizin olmadığı bir il yok. Mesele ufku yakalayabilmektir. Sadece belli şehirlerde değil, tüm coğrafi bölgelerimizde güçlü araştırma ve geliştirme girişimcilik ekosistemi inşa ettik.
Üniversitelerimizin sayısını 76'dan 208'e yükselttik. 76 üniversite neyine, nereden çıktı bu 208 üniversite dediler. Ülkenin bir bölümünde vardık, 81 ilin 81'inde artık üniversitelerimiz var. Şırnak'taki İstanbul'a gelecekti, benim hocalarım Şırnak'taki üniversiteye gidiyor, oranın evlatlarına eğitim öğretim veriyor. Oradan da birinciler çıkıyor mu, çıkıyor. Mesele bu ufku yakalayabilmektir. Sadece belli şehirlerde değil, tüm bölgelerimizde güçlü, dinamik bir girişimcilik ekosistemi oluşturduk. AR-GE merkezlerimizi bin 295'e, tasarım merkezi sayısını 329'a çıkardık. Teknopark sayımızı 101 çıkardık. 81 ilimizde 125 deneyap teknoloji merkezi kurduk. Ulusal ve uluslararası yarışmalarla çocuklarımızı geleceğe hazırladık. TEKNOFEST ile ülkemiz genelinde bir uyanışa sebep olduk. Bu ülkenin gençlerine özgüven aşılanmış, hayallerinin ötesine kimsenin geçemeyeceği gösterilmiştir. TÜBİTAK'ı her alanda destekleyerek güçlendirdik. 31 bin projeye destek sağladık. 68 milyar lira üzerinde kaynak kullandık. 270 bin bilim insanına toplam 17,8 milyar lira destek verdik. Bilim kültürünün yaygınlaşması amacıyla 2007'den bu yana projelere 4 milyar lira destek sağladık. İnanmak başarmanın yarısı olarak tarif edilir. İnancın olmadığı yerde başarıdan söz edilemez. Bilim insanlarımızın başarılarını azmin gücü olarak tarif etmek isterim. Her biriniz çalıştınız, kendi alanınızda çığır açan başarılara imza attınız. Biz de devlet olarak sizleri desteklemeye gayret ettik.
YURT DIŞINDAKİ AKADEMİSYENLERE ÇAĞRI
Tam bağımsız bir Türkiye istiyorsak bilimde, teknolojide zirveyi hedeflememiz gerekiyor. Akademik ve bilimsel çalışmalarını yurt dışında yapmış bilim insanlarımızın ülkesine dönerek devletinin kalkınma mücadelesine destek vermesi çok önemlidir. Bu amaçla başlattığımız programımız bu misyonu hakkıyla yerine getiriyor. Şimdiye kadar 199 lider bilim insanı ülkemize geldi. Ülkemizin bilim insanlarına eşsiz fırsatlar sunduğunu görüyoruz. Özellikle Gazze krizi sonrasında batının prestijli üniversitelerinde yaşanan utanç verici sahnelerin bir süreci daha da hızlandıracağına inanıyorum.
Gazze'de 7 Ekim'den beri 21 binden fazla Filistinlinin hayatına mal olan İsrail vahşeti bir nevi turnosal görevi gördü. Büyük laflar eden kurumların söz konusu İsrail olunca içlerinin tamamen boş olduğunu anladık. Saldırılar başlayalı 80 gün oldu. Gözlerimizin önünde 80 gün boyunca insanlığa ait tüm değerler kurşuna dizildi.
"NETANYAHU'NUN YAPTIKLARININ HİTLER'DEN FARKI VAR MI?"
Stadyumlarda İsrail'in Nazi kamplarını izledik değil mi? Hitler'den garip garip bahsederler, sizin Hitler'den ne farkınız var? Bunlar bize Hitler'i de aratacak. Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den farkı var mı? Hitler bunun kadar zengin değildi. Batıdan alıyor destekleri, 20 bini aşkın Gazzeliyi öldürdüler. Mazlumların yanında olan ses Müslüman Türk'ün sesidir. Savaşta bile dokunulmaması gereken ibadethaneler, üniversiteler bombalandı.
"NAMUSLU BİLİM İNSANLARI ŞANTAJA, BASKIYA MARUZ KALIYOR"
Gazzeli bilim insaları aileleriyle birlikte şehit edildi. 100'e yakın gazeteci katledildi. 2.5 milyon insanın kıyıma uğramasını içimiz kan ağlayarak izliyoruz. Türkiye gibi vicdan sahibi ülkelere rağmen maalesef engel olamadık. Yaptığımız mücadeleye rağmen bir müslüman olarak, her şeyden önce bir insan olarak bu zulmü engelleyememenin vicdan azabını yaşıyoruz. Türkiye devleti ve milletiyle bu insanlık imtihanını verme gayretindedir.
Namuslu bilim insanları şantaja, baskıya maruz kalmaktadır. Almanya'nın başı eğik ama bizim kimseye borcumuz yok. Batının borcu var, ses çıkaramıyorlar. Filistin halkının sesi olmak isteyenlere kan kusturuyorlar. Üniversite rektörleri sorgulanıyor.
En küçük eleştiri anti-semitizm yaftasıyla engelleniyor, suç sayılıyor. Avrupa'sından Amerika'sına kadar özgürlüğün beşiği denilen yerlerde korku imparatorluğunun kitabı yazılıyor."