Erdoğan neden Babacan'a farklı Davutoğlu'na farklı tavır aldı?

AKP'nin eski başbakan Ahmet Davutoğlu'nu ihraç talebiyle disipline sevk etmesinin yankıları sürüyor.

Konu hakkında bir yazı kaleme alan Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, "Doğrusunu isterseniz böyle bir ihtimal olduğunu AK Parti'li kaynaklarımdan öğrendiğimde, sürecin bu kadar hızlı gerçekleşeceğini tahmin
edememiştim. Öyle görünüyor ki geçmişte üç dönem milletvekilliği ve bakanlık yapmış Sadullah Ergin gibi önemli isimlerin Ali Babacan'ın kuracağı yeni partiye katılmak üzere (e-devlet üzerinden) AK Parti'den istifa etmesi de Davutoğlu ekibinin ihracıyla ilgili süreci hızlandırmış," ifadelerini kullandı.

"Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Babacan ile Davutoğlu'na yönelik tavrı arasında büyük farklar var," diyen Zeyrek, şöyle yazdı:

"Erdoğan, Babacan ve ekibini doğrudan hedef almazken “manifesto” üzerinden Davutoğlu'nu eleştiriyor. Erdoğan Babacan'ı partiden ihraç etmek bir yana, kendisiyle bizzat görüşerek yanında tutmaya çalışırken, Davutoğlu ile birlikte hareket eden isimler için ihraç kartını ortaya koydu. Diğer taraftan Erdoğan, Babacan'ın
adeta siyasi danışmanlığını yapan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de doğrudan polemiğe girmiyor.

Peki neden?

AK Parti tabanında bu soruma yanıt aradığımda şunu gördüm: Davutoğlu'nun, AK Parti'nin “fabrika ayarlarından” uzaklaştığı iddia edilen yıllarda Genel Başkanlık ve Başbakanlık yapması, AK Parti tabanında “hepimiz buradaydık” tepkisine neden oluyor. Bu nedenle Davutoğlu'nun AK Parti tabanından pay kapacak yeni bir parti kurmasının zor olacağı yorumu yapılıyor. Bu yorumu yapanlar, Davutoğlu'nun yeni bir parti kurmak yerine Babacan'ın kurması beklenen partiyle ya da Milli Görüş'ün mirasçısı Saadet Partisi'yle yoluna
devam edeceğini de söylüyor.

Buna karşın Abdullah Gül ile Ali Babacan'ın birlikte hareket ettiği isimler, eleştirilerini AK Parti içindeyken dile getirdiklerini, eleştirdikleri konularda adım atılmaması üzerine partiden fiilen uzaklaştıklarını ya da dışlandıklarını, bu nedenle de yollarını ayırmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar."

Zeyrek'in yazısının tamamı...