Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin İstanbul 4. Olağan İl Kongresi’nde de medyayı hedef alan açıklamalarını sürdürdü.

ESRA KOÇAK ANKARA

Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin İstanbul 4. Olağan İl Kongresi’nde de medyayı hedef alan açıklamalarını sürdürdü. Her fırsatta medyaya yüklenmeyi görev edinen Erdoğan’ın pazar günkü il kongresinde yaptığı “Bazı gazetecilerin ulusal tasmaları vardı, tasmalarını çıkardık. Artık uluslararası tasma takanlar var’, “Uludere olayı üzerinden, Türkiye’de bir istismar siyaseti yürütülüyor. Uludere üzerinden yürütülen kampanya, uluslar arası bir karalama kampanyasıdır. Bunun içinde PKK terör örgütü var. BDP var, CHP var, bir de belirli medya kuruluşları var” şeklindeki konuşması büyük tepki çekti.

Gazeteciler ve meslek kuruluşlarının temsilcileri Erdoğan’ın medyaya yönelik saldırısını gazetemize değerlendirdi.

‘TERÖRİST İLAN ETMEK DE YETMEDİ’
Ercan İpekçi (TGS Genel Başkanı): Gazeteci meslektaşlarımızla ilgili olarak kullanılan hakaret içerikli “akbabalar, tasmalarınızı çıkardık, uluslararası tasma taktınız” sözlerinden dolayı Başbakan’ı kınıyoruz. Bir basın meslek örgütü olarak “en sert ve en sarsıcı” açıklamaları bile “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirmemize rağmen, Başbakan’ın bu üslubu, açıkça “nefret söylemi” içermektedir. Uludere’de 34 yurttaşın katledilmesiyle ilgili gerçeklerin kamuoyunca öğrenilmesi amacıyla mesleki görevlerini yerine getiren basın emekçilerine yönelik bu “kin ve nefret” söylemi içeren açıklamalar, belki de başbakan’ın  “kindar eğitim” tıynetine uygun düşebilir ancak “basın ve ifade özgürlüğü” kapsamında savunulması mümkün değildir. Bu, Erdoğan’ın, hatalarından kaynaklanan endişe ve korku dolu ruh halinin dışavurumu olsa gerek. Görevlerini yaptıkları için cezaevine konulan ve yargılanan meslektaşlarımızı “terörist” olarak suçlamak yetmemiş gibi şimdi de “uluslararası tasma” takmakla itham edilebiliyorlar.

‘SUÇU HEP MEDYADA ARIYOR’
Ahmet Abakay (ÇGD Genel Başkanı): Başbakan yanlış yere savaş açıyor, onun problemi terörle ise terörle uğraşsın, medyayı bıraksın. “Her kürtaj bir Uludere’dir” diyor, Kendini halkını bombalama ancak bu kadar pişkince hafife alınabilir. Uludere’nin arkasında belli medya organları var diyerek hedef şaşırtıyor. 34 kişiyi bombalayıp sorumluluktan kaçamazsın. Gazetecilerin tasmalı olup olmadığına gelince, zaman zaman tasmalı gazeteciler olmuştur. İktidarın eteklerinde gazetecilik yapanlar olmuştur. Bundan daha kötüsü uluslararası devlet yöneticilerinin olmasıdır. Başbakan ayağı taşa çarpsa suçu medyada arıyor, ama medya görevini yapıyor. Bunu bırakıp Uludere’nin sorumlularını bulsun.

KİM NE DEDİ?
»Doğan Tılıç (BirGün gazetesi yazarı): Beni asıl şok eden bu sözler karşında medyanın suskunluğu ve dün atılan manşetler. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir medya kuruluşu ya da sıradan bir insan kendisine karşı edilen ağır laflara karşı sessiz kalamaz. Ancak manşetlere baktığımda sessiz kalmak bir yana medya kendisine o sözleri söyleyen karşısında vecd ile secde ediyor. Başbakan isim vermeden tüm medyaya yükleniyor. Başbakan ilk defa medyaya fırça atmıyor ancak medya niye bu kadar susuyor şaşırtıcı.

»Fatih Polat (Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Erdoğan’ın şimdi Sincan Cezaevi’nde tutulan Çevik Bir’den ne farkı var diye sormamız lazım. Hatta daha beter de diyebiliriz. Darbelerle ve darbecilerle mücadele etmek iddiasında olan bir siyasi lider olarak Başbakan’ın bu tavrı rahatsız edici. Burada yandaş medyanın temsilcilerinin de az buçuk ahlakları varsa buna karşı bir tutum alması gerekiyor.  Başbakan ilk kez aslında bir tasmayla tasvir yapıyor. Bu son derece aşağılayıcı bir ifade, basın meslek örgütlerinin sağlam bir duruş sergilemesi gerekiyor. Bu zihniyetin memleket açısından da AKP açısından da kürtaja ihtiyacı var.

»Eren Keskin (Özgür Gündem Genel Yayın Yönetmeni): Başbakan’ın  faşizan karakteri iyice ortaya çıkmış durumda. Uludere sanki bir ilkmiş gibi tartışılıyor ama bu devletin halktan özür dilemek zorunda olduğu binlerce olay var, Uludere bunlardan bir tanesi.  Devlet o kadar suçlu ki yavuz hırsız ev sahibini bastırır mantığıyla medyaya saldırıyor. Başbakan’ın bu sözlerinde çok ağır bir hakaret de var. O bunları söylerken isim vererek söylemiyor ama kimleri kast ettiği son derece açık, sanırım ki Başbakan ile ilgili suç duyuruları çoğalacak.

»Pınar Öğünç (Radikal Gazetesi Yazarı): Bir gazeteci olarak, bu ülkenin bir vatandaşı olarak Uludere’nin hesabını sormak her şeyden önce ahlaki bir meseledir. Ne yapsaydık, üç gün sonra unutsa mıydık? Mayamızda zaten bu var.  Başbakan’ın unutulsun diye kürtaj meselesi gibi sivri gündem değiştirme manevraları da oluyor ama emin olabilir ki ‘yatıp kalkıp Uludere diyen’ bir kitle karşısında daha uzun süre duracak. Şimdi bir de ‘uluslararası kampanya’ boyutu gündeme geldi, tasmalı medya suçlamaları çıktı. Bir saniye kendi çocuğunu, kardeşini o battaniyelere sarılmış olarak düşünmeyen bir insan bunları söyleyemez. Gerçekten bir saniye yeter...