Saray içeride ve dışarıda sıkıştı. Manevra arayışı hızlandı. Gözler 14 Haziran’daki Biden-Erdoğan görüşmesinde. Zirve öncesinde Ankara’dan Washington’a giden sinyaller yeni yönelimin göstergesi.

Erdoğan rotayı Batı’ya çevirdi

İbrahim VARLI

Ankara-Washington hattında gözler 14 Haziran’daki Biden-Erdoğan görüşmesinde. İçeride olduğu kadar dışarıda da sıkışan Saray rejimi açısından görüşme kritik. Çözülmeye yüz tutan iktidarının “bekası” için uluslararası destek arayışındaki Erdoğan, dümeni yeniden Batı’ya kırarak “raf ömrü”nü uzatma arayışında. Bunun için de ABD emperyalizminin yeni yönelimleri doğrultusunda pozisyon almaya çalışıyor. Rusya ile ilişkiler, S400’ler, F35 savaş uçakları, Suriye ve Doğu Akdeniz gibi pek çok konudaki anlaşmazlıklar nedeniyle Washington ile krizden krize yol alınsa da Erdoğan için “eli kanlı katil” dediği Biden ile yapılacak yüz yüze görüşme pozisyonunu tahkim etme açısından önemli. Yeni yol haritası yüz yüze görüşmede çizilmeye çalışılacak.

Biden, Erdoğan yönetimine mesafeli tavrını sürdürse de Çin ve Rusya gibi küresel rakiplerine karşı cephe hattını güçlendirmek için Türkiye gibi önemli bir aktöre ihtiyaç duyuyor. Hazirandaki zirve ve buluşmalar kapışmanın şeklini de gösterecek. 9 Haziran’da G-7, 14 Haziran’da NATO, 24 Haziran’da ise AB zirveleri Çin ve Rusya’ya karşı tavrı açığa çıkaracak. Brüksel’de hafta başında gerçekleştirilen AB zirvesinde Rusya’ya karşı daha sert bir döneme girilmesi gerektiği konusunda mesajlar verildi. Ancak, somut adımların nasıl olacağı NATO zirvesi sonrasına bırakıldı.

ZİRVE ÖNCESİ MESAJLAR

NATO’su, AB’si, ABD’siyle Batı İttifakı’nın alacağı kararlar bağımlılık ilişkisi nedeniyle Saray rejiminin geleceği açısından önemli. Biden, Ankara’yı safını Batı’dan yani ABD’den yapmaya zorluyor. AKP de bu yönde adımlar atmaya başladı. Erdoğan bu süreçte oldukça dikkatli davranıyor. Biden’ın 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul etmesi karşısında yüksek perdeden tepki verilmemesinin arka planında da bu temkinlilik var.

1- POLONYA’YA İHA/SİHA SATIŞI

25 Mayıs’ta Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ile Ankara’da 24 adet Silahlı İnsansız Hava Araçlarını (SİHA) anlaşması imzalandı. Böylece AB üyesi Polonya Türkiye’den drone alan ilk NATO üyesi ülke oldu. Polonya, Baltık ülkeleri ve Ukrayna ile birlikte AB ve NATO ülkeleri arasında Rusya karşıtlığıyla başı çekiyor. Rusya ve Çin’e karşı müttefikleri çoğaltma Biden’ın politikasının temelini oluşturuyor. AB ve NATO, Rusya’nın Doğu Avrupa’daki etkisini kırma bakımından büyük önem taşıyor. Ukrayna ve Polonya’ya İHA/SİHA satışına göz yuman ABD, Türkiye’yi Rusya’ya karşı öne sürerken, Moskova’yı kışkırtma peşinde.

2- ABD’Lİ ŞİRKETLERİN CEO’LARIYLA ZİRVE

Erdoğan, 26 Mayıs’ta ABD’li küresel şirketlerin yöneticileriyle video konferans yönetimiyle bir araya geldi. Google, Amazon, Coca-Cola, Boeing, Microsoft, Johnson & Johnson, Hilton, General Electric, Netflix, Citibank, Cargill gibi 20’den fazla büyük şirketin yöneticisinin katıldığı buluşmada Erdoğan, mesajını şu sözlerle verdi: “Başkan Biden’ın 1915 hakkında yaptığı açıklama ilişkilerimize ilave yük getirse de Sayın Biden ile NATO zirvesinde gerçekleştireceğimiz görüşmenin yeni dönemin habercisi olacağına inanıyorum.” Kulislere göre ABD’li dev şirketler Türkiye’deki yatırımlarından ve hükümetin özel desteğinden oldukça memnun.

3- WASHİNGTON’DAN İLK ZİYARET

Washington’dan Ankara’ya ilk ziyaret 27 Mayıs’ta gerçekleşti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken İsrail, Filistin, Ürdün ve Mısır’ı kapsayan Ortadoğu tutuna çıkarken yardımcısı Wendy Sherman da Ankara’ya geldi. Biden-Erdoğan görüşmesi öncesi Washington’dan Ankara’ya yapılan ziyaret zamanlaması açısından önemliydi. Ziyarette ikili ilişkiler, bölgesel ve uluslararası meseleler ile Erdoğan-Biden zirvesinde ele alınacak konular masaya yatırıldı. Sherman, yaptığı paylaşımda, “Afganistan, Suriye ve bölgesel sorunlar hakkında verimli bir görüşme yaptık. İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün önemini tartıştık” dedi.

İSLAMCILARIN KIBLESİ BEYAZ SARAY

NATO zirvesi öncesi yapılan anlaşmalar, açıklamalar ve diplomasi trafiği AKP iktidarının son dönemlerde Rusya ile girdiği yakın ilişkilere sınır koyacağı ve yeniden güçlü şekilde ABD ve NATO eksenine döneceği anlamına geliyor. Bu duruma Moskova’nın nasıl tepki vereceği merak konusu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 24 Mayıs Pazar günü Ankara’yı, Ukrayna’nın “askeri duygularını körüklememesi” konusundaki sert uyarısıyla kendisini gösterdi. Lavrov, bir gazeteye verdiği mülakatta, “Türk meslektaşlarımızın durumu dikkatlice analiz etmelerini ve Kiev’in militarist duygularını körüklemeyi bırakmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı. Dışarıdaki gelişmeler Saray rejimini içeride de karar almaya zorluyor. Kanal İstanbul’dan Montrö anlaşmasına, amirallerin gözaltına alınmasından iktidar koalisyonunun bünyesindeki ulusalcı kesimlere yönelik müdahaleler hepsi Amerika’ya göre konumlanmanın hamleleri. Görünen o ki Biden, transatlantik ilişkileri onarmaya çalışıp, Rusya-Çin cephesine karşı yeni tahkimatlar yapmaya soyunurken Saray rejimi de ittifakın bir parçası olduğunu göstermek için özel bir gayretkeşlik içerisinde.