1994 yerel seçimlerinden bu yana tüm kritik evreleri şansı ve son anda kurduğu ittifaklarla aşan Erdoğan yeniden böyle bir anın hazırlığını yapıyor. Bir yandan haftalık gündemlerle günü kurtarırken diğer yandan ulusal ve uluslararası alanda yeni partner ve olanak arayışında

Erdoğan, şansa inanır tesadüfleri çok sever

YAŞAR AYDIN yasaraydin@birgun.net

Türkiye AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haftalık olarak ortaya attığı gündemlerin arkasından yuvarlanmaya devam ediyor. Sorun çözme yeteneğinin kaybeden iktidar, yaşanan sıkıntıların üzerini sahte başarı öyküleriyle harmanladığı Türk-İslam soslu hamaset nutuklarıyla örtmeye çalışıyor. Tam anlamıyla günün kurtarma telaşında.

Ekonomik ve siyasal çıkmaz içine giren Erdoğan, siyasal ömrünü uzatarak kendisi için bir mucizenin gerçekleşmesini bekliyor. Belediye başkanlığından bu yana bir anlamda şapkadan tavşan çıkaran Erdoğan, tabanını yine öyle bir beklentiyle bir arada tutmaya çalışıyor.


İSTANBUL’U NASIL KAZANDI?

Erdoğan’ın siyasal hayatında “tesadüflerin” ve şansın etkisi hep oldu. İlginç ittifaklar, aniden ortaya çıkan siyasal figürler, karşısında bölünmüş olarak duran muhalefet onun şansı oldu. 25 yılı aşkın bir süredir durum çok değişmedi.

27 Mart 1994 İstanbul Yerel Seçimleri Erdoğan’ın güçlü bir şekilde siyaset sahnesine girmesini sağladı. Beş güçlü adayla yarışan Erdoğan, tarihte görülen en düşük oy yüzdelerinden birini alarak İstanbul Belediye Başkanı seçildi. Refah Partisi adayı yüzde 25’le seçimi kazanırken yüzde 20’nin üzerinde oy alan 2, yüzde 10’nun üzerinde oy alan 2 aday vardı. Merkez sağ ve merkez sol ortadan ayrılırken Erdoğan ve siyasal İslamcılığının önü açılıyordu.

Bu tarihten bu yana her şey Erdoğan’ın isteği gibi gelişti. Olmaz denilen olduruldu.

♦ DYP-ANAP İTTİFAKI BOZULDU: 14 Ağustos 2001’de AKP kuruldu. Kısa süre sonra Devlet Bahçeli ani bir kararla koalisyondan çekilerek ülkeyi erken seçime götürdü. 1 Kasım 2002 Genel seçimlerinde yüzde 5 ile 10 arasında oy alan beş parti baraj altında kaldı. ANAP-DYP arasında imza aşamasına gelinen ittifak son anda bozuldu. AKP tek başına iktidar oldu.

♦ BAYKAL’IN HAMLESİ: AKP iktidar Erdoğan cezası dolayısıyla Meclis dışındaydı. AKP Erdoğan’ı Meclis’e taşımak için önce Siirt seçimlerini yenileme kararı alırken Erdoğan’a af yolunun açan Anayasa değişikliğinin CHP desteğiyle hayata geçirdi. Baykal-Erdoğan görüşmesi hâlâ “sır” olma özelliğini taşıyor.

♦ CEMMAAT, LİBARELLER ve BOYKOT: AKP’nin önünün temizleyen en önemli kırılma anlarından biri hiç kuşku yok ki 12 Eylül 2010 Anayasa referandumu oldu. Gülen’in, “Evet için mezardakileri kaldırın” çağrılarına liberaller “yetmez ama evet” diyerek destek verdi. Kürt hareketi “Boykot” dedi. Sonuçta AKP, bugünlerde de güçlü bir şekilde kullanacağı yargıyı dizayn etme şansına ulaştı.

SAYFALAR YETMEZ

Erdoğan ve AKP’nin siyasi hayatını uzatan gelişmeleri sadece alt alta yazsak bile sayfalar yetmez. AKP kapatma davası, Ergenokon süreci, 7 Haziran’dan 2 Kasım seçimlerine giderken yaşanan kitle katliamları, şiddetlenen iç savaş, Suriye meselesi ve “Allah’ın lütfu” olarak adlandırdıkları 15 Temmuz bunların sadece birkaçı. Farklı zaman dilimlerinde yaşanan ve iç politikada dengeleri değiştiren AB, ABD ve Rusya’nın desteği.
İnanılması zor ama Türkiye’nin siyasal yörüngesinin etkileyen tüm bu tesadüflerin hepsi 25 yıl içinde yaşandı. Ve ne hikmetse hepsi de Erdoğan ve AKP’nin lehine yaşanan gelişmeler oldu.

erdogan-sansa-inanir-tesadufleri-cok-sever-773280-1.

erdogan-sansa-inanir-tesadufleri-cok-sever-773281-1.

BİR KEZ DAHA DENEYECEK

Doğu Akdeniz, Libya, Ayasofya derken geldik Karadeniz’de bulunan doğalgaza. Ekonomik değeri olsa da Türkiye için umut olacak bir müjde değil. Ama bu ve benzeri gelişmelere Erdoğan’ın çok ihtiyacı var. Hem ülke içerisinde hem de dışarıda yapacağı hamleler için zaman ve güç topluyor. Evet AKP-MHP koalisyonu zor durumda. İktidar zayıflıyor. Bu sürecin oluşmasın iktidara karşı yapılan muhalefetin payı son derece sınırlı. Muhalefetin hiçbir şekilde Erdoğan’ın işini zorlaştıracak, ülkeyi seçime götürecek ve yenecek bir ritmi yok.


Erdoğan, şansının bir kez daha yaver gitmesini, güzel bir tesadüf ya da kendisine uzanacak bir el bekliyor. Dışarıda ABD seçimlerine kulak kabartırken içeride eldekini muhafaza ederek yeni dostluklar kurma peşinde. Tam da Cem Uzan ülkeye gelmeye hazırlanırken.

20 sene sonra boyunca bu kadar “ilginç rastları” görüp, bu kez olmamasını dileyip Aziz Nesin’in hikâyesinde olduğu gibi “du bakalım ne olacak” denirse Erdoğan, şapkası olmasa da tavşan çıkarmayı yine başaracaktır.