Erdoğan: Senin gazetenin tirajı ne?

18. Muhtarlar Toplantısı'nda Kaçak Saray'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim gözümüzde hendeği kazanla hendeği savunan arasında hiçbir fark yok" dedi. Erdoğan Suudi Arabistan ziyareti dönüşünde ifade ettiği "Hitler Almanyası" benzetmesi hakkında "Hitler örneğini verdiğimde hücum ettiler. Almanya o dönem parlamenter sistemle yönetiliyordu ama Hitler musallat oldu, bunu söyledim" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

- Biz bin yıldır bu topraklarda yaşamanın bedelini kesintisiz bir şekilde ödemiş bir milletiz. Bugün oynanan oyunların gerisinde bu coğrafyadaki bin yıllık hesaplaşmanın yattığını çok iyi biliyoruz. Fakat ne yapsalar boş. Özellikle son 200 yıldır yaşadığımız tüm acılara, maruz kaldığımız tüm haksızlıklara, kayıplara rağmen işte hala dimdik ayaktayız, evelallah ayakta durmaya devam edeceğiz. Üstelik sadece ayakta kalmakla yetinmiyor, her alanda büyüyor, gelişiyor, ileriye gidiyoruz. Dünkü Türkiye'yi sarsmak, önüne engeller çıkartarak yavaşlatmak, hatta yolunu değiştirmek kolaydı. Bugünkü Türkiye bu tür operasyonlar, ameliyatlar konusunda çok daha dirençlidir, çok daha sağlamdır.

- Ne bölgemizde oynanan oyunlar ne de içimizde sürekli ateşi canlandırılan fitneler milletimizi yolundan alıkoyamayacaktır. Geçtiğimiz 13 yılda yaşadığımız badirelerin hepsini nasıl geride bıraktıysak, önümüzdekilerin hepsini de inşallah o şekilde aşacağız.

- Şu güç bize karşıymış, şu devlet bizim aleyhimizdeymiş... Bunların hiçbiri önemli değil. Birisi kalkar Moskova'ya gider, nasihat alır döner. Ha ona çok yardım yapacaklarmış, onun arkasında ona güç veren terör örgütüne silah yardımı yapacaklarmış... Ne yaparlarsa yapsınlar. Ne diyor ilahi emirde? 'Allah bize yeter, o ne güzel bir vekildir. ' Eğer biz bu inanca, bu imana sahip olmasaydık, Malazgirt'te 20-30 bin kişilik bir kuvvetle o dönemin en büyük askeri gücü olan 200 bin kişilik Bizans ordusunun karşısına bile çıkamazdık. Eğer biz bu inanca sahip olmasaydık, 600 yıl boyunca üç kıtada hüküm süren tarihin en kudretli devletini kurup yaşatamazdık. Aynı şekilde bu iman olmasaydı, Çanakkale'de dönemin en güçlü silahlarıyla teçhiz edilmiş ordularını yenemezdik. Kurtuluş Savaşımızda aynı inancın ürünüdür. Terörle Mücadelede vatan savunmasında görev yapan güvenlik kuvvetlerimizin de Malazgirt'teki, İstanbul'un fethindeki, Çanakkale'deki, Dumlupınar'daki ruhla, inançla mücadele ettiklerini biliyorum. Bu ruh, bu iman bizde oldukça Allah'ın izniyle ne vatan toprağının bir karışını kimseye veririz, ne de hedeflerimizden vazgeçeriz.

- Değerli kardeşlerim üstadın (Necip Fazıl Kısakürek) dediği gibi, 'Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes / Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es!' Türkiye 2023 hedefleriyle bu doğrultuda attığı adımlarla surda işte o mukaddes gediği açmıştır. Esasen bugün bölgemizde ve ülkemizde yaşadıklarımızın bir bölümünün gerisinde bu gelişmeden duyulan endişenin yattığını da çok iyi biliyoruz ve onlara diyoruz ki, ne yaparsanız yapın bizi yolumuzdan döndüremeyeceksiniz.

-Bugün oynanan bu oyunların gerisinde bu coğrafyadaki bin yıllık hesaplaşmanın yattığını çok iyi biliyoruz. Fakat ne
yapsalar boş. Özellikle son iki yüz yıldır yaşadığımız tüm acılara, maruz kaldığımız tüm haksızlıklara, kayıplara rağmen, işte halen dimdik ayaktayız, evelallah ayakta durmaya da devam edeceğiz.

- Türkiye 2023 hedeflerine de ulaşacak 2053 ve 2073 vizyonuna da sahip olacağız. İnandığımız için üstün olduğumuzu biliyoruz.

Terör örgütünün eylemlerine estek veren bir anamuhalefetimiz var

- Sadece hükümete, Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na karşı pozisyon almak adına terör örgütü ile aynı safta buluşmakta sakınca görmeyen bir siyaset anlayışıyla karşı karşıyayız. Maalesef hendek kazan teröristleri arkadaşı olarak gören, terör örgütünün eylemlerine bilboard ilanları ile destek veren bir anamuhalefetimiz var.

-Yaşanan hadiselerin bölge insanının talepleriyle bir ilgisi olmadığı görülmüştür. Evleri yıkılan, yakılan o insanlar kürt değil mi?

-Türkiye'de Kürt sorunu değil terör sorunu vardır. Bu oyun bin yıllık bir hsaplaşmanın bir tezahhürüdür. Türkiye'de artık Kürt sorunu yoktur bunu kimseye yutturamazsınız.

- Kandil'in şamar oğlanına dönenlerin durumunu ibretle takip ediyoruz.

- Siyasetin imkanlarını kendi ülkesine saldırmak için kullananlara karşı çok daha kararlı durmanın zamanıdır.

- Türkiye gereğinden fazla müsamahakar bir ülkedir ama bıçak kemiğe fazlasıyla dayandı. Şu anda yargılanıyorlar. Bu yargılananların sayısı daha da artacak.

- Ben siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım. Yapılan hata kurum olarak değil, şahıs olarak ödenmelidir. Bu belediye başkanı olur, milletvekili olur, genel başkan olur.

- Milletvekili dokunulmazlığı terör örgütüne perde olmak için getirilmiş bir dokunulmazlık değildir. Meclisimiz ve yargı bunun istismarına izin verilmemelidir. Terör örgütünün yanında yer alanların süratle ayıklanmasına ihtiyaç vardır.

-Terör örgütü mensubu gibi hareket eden milletvekilleri konusunda Meclis'in ve yargının harekete geçmesi şarttır, diye düşünüyorum. Aynı şekilde milletin kendisine hizmet için emanet ettiği imkanları terör örgütünün emrine sunan belediye başkanları konusunda da meclis üyeleri konusunda da İçişleri Bakanlığı ve yargının harekete geçmesi gerekiyor ve geçtiklerini de biliyorum.

- Ben 'Türk biçimi veya Türkiye biçimi bir Başkanlık sistemi' dedim, başladılar saldırmaya... Ya bunlar kendi ülkelerinin markasını da istemiyorlar. Mecbur muyuz illa Amerikan sistemi, Fransız sistemi
veya şu sistemi bu sistemi söylemeye... Biz hepsinden alırız. Adeta bir arı gibi ondan da ondan da hepsinden toplarız. Balımızı yapar, milletimize sunarız.

-Başkanlık sistemiyle yönetilen pek çok ülke hem demokrasi bakımından hem kalkınma bakımından, bölgesindeki ülkelerin fersah fersah önüne geçebiliyor. Demek ki burada asıl mesele, ülkenin hedefleriyle yönetim biçimi arasındaki ilişkiyi doğru kurabilmektir. İşte Türkiye'nin de kendi yönetim sistemini kendi ihtiyaçlarına göre belirlemeye ihtiyacı vardır.

- Türkiye'nin değişik alanlarda, adeta sistemini yenileme noktasında bir tazelenmeye, bir yeni başlangıca ihtiyacı var. Bu millet, bu ülke değişime, yeniliğe, daha iyiyi, daha güzeli aramaya hiçbir zaman kapalı olmamıştır. Her kim ki bu gerçeğe sırtını dönmüşse o tarihin tozlu raflarındaki yerini almıştır.

-Gökten zembille inmiş cumhurbaşkanı değilim. Ne yaptıysam hepsi de anayasaya uygundur buna rağmen şahsımı eleştirenler, benim yönetim sistemimizi tartışmalıyız teklifime karşı çıkıyorlar. Medya gruplarının ahlaki olmayan saldırılarını görüyorsunuz. Bu medya mensuplarının ahlaktan hiç nasibi olmaz mı? Yüzde 52'ye yapılan saygısızlığın ne anlama geldiğini biliyorlar mı? Bunlar kendi isteklerinin kendi arzularının yerine gelmeyişi sebebiyle çılgına dönüyorlar. Senin gazetenin tirajı ne, yüzde 52'nin düşüncesine nasıl ahlaksızca saldırabilirsin, nasıl saygısızlığı gösterebilirsin?

- Mevcut sistemden bu kadar memnunsanız beni niye eleştiriyorsunuz? Memnun değilseniz alternatiflerinin tartışılmasına neden karşı çıkıyorsunuz? Bu ne perhiz bu ne lahana. Elbette ben bu eleştirilerin de herhangi bir ilke ürünü değil günlük reflekslerden ibaret olduğunu 40 yıllık siyaset tecrübeme dayanarak gayet iyi biliyorum