Erdoğan: Sorun, bir milletvekilinin hapiste bulunması sorunu değil

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet yürüyüşü üzerinden Kılıçdaroğlu'na yüklendi: "Sorun, bir milletvekilinin hapiste bulunması sorunu değil. Sorun, bu işin ucunun nerelere varabileceğini biliyor olmasıdır. Yargı terör örgütlerine destek verenlere yönelik soruşturmasını genişlettikçe bunlarda korku artıyor."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası’nda konuştu. Önce iş dünyasına yönelik mesajlar veren Erdoğan, ardından CHP lideri kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Erdoğan, şunları söyledi:

Çok daha büyük hedeflere yürüyoruz. 2023 hedefleri bu amaca yöneliktir. İstediklerinizi yapmaya varız, peki siz bu talepler karşısında bize ne taahhüt ediyorsunuz? El ele vereceğiz bu işi başaracağız. Vergi gelirini, ihracatı artırmayı taahhüt ediyor musunuz? Hem bunları yapacağız, hem yatırımları yapacağız.
FETÖ’nün derdi bu ülkeyi yıkmaktı, bu ülkeyi ele geçirmekti. Milletim 15 Temmuz’da ölümü korkuttu, ölümün üzerine gitti.
Ülkemize salınmaya çalışılan DAEŞ’e de fırsat vermedik. Diğer terör örgütlerine de nefes aldırmadık. Suriye’de terör devleti oyununu bozduk, Irak’taki benzer çabayı da bozacağız.

Turizmdeki kayıpları telafi etme yolunda ciddi mesafe aldık. İşsizlik tek haneli rakama düştü, bu güzel bir gelişme. Yatırımlarda gözle görünür kıpırdanış var. Faizler düşmeli diyoruz, bankalar vatandaşın parasını soyup-soğana çevirme aracı olarak görüyor. Bankalar yüzde 40 kar elde etmişse burada bir sorun var. Bu yıl ikiye katladılar bu felaket. Parayı değerli kılan, bankaların kasasında yatması değil esnafın, sanatkarın, girişimcinin tezgahında bulunmasıdır. Şayet bankacılık sektörü piyasayı fonlama konusunda biraz daha cesaretli olursa, ekonomideki yükselişimiz hızlanacaktır. En azından tüm göstergelerin olumlu yönde seyrettiği şu dönemde bankacılık sektöründen bu yönde güzel haberler beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum.

Anamuhalefetin başındaki zat bir Alman dergisine Türkiye’nin gidilmeyecek yer olmasından bahsediyor. Tabii üzerlerine gidilince de bu sefer ‘Biz öyle bir şey demedik’. Bütün kayıtlar ortada, o dergi ortada. Kimi aldatıyorsun, kimi aldatacaksın. Zaten sizin hayatınız bu… Akşam başka sabah başka. Dürüstlük yok. Bizi aldatmanız mümkün değil. Onlarla beraber hareket ediyorsunuz.

Türkiye’de güvenlik garantisi yok nasıl dersin. Ankara’dan İstanbul’a güvenlik içinde yürüyorsun.
Yargı terör örgütlerine destek verenlere soruşturmasını genişlettikçe bunlarda korku artıyor, korkunun ecele faydası yok.

Akıncı’da generallerin selam durduğu kişi, arsa bakmak için orada olduğunu söylüyor. FETÖ sanıkları ifadelerinde zıvanadan çıkıyor. Mahkemede masal anlatanlar nasıl bir dünyada yaşıyor bilinmez ama milletimiz bunları mahkum etmiştir. Anamuhalefetin başındaki zatın asıl gölgelemeye çalıştığı, adeta gövdesini siper ettiği hususun FETÖ’cülerin akıbeti olduğu açıktır. Siyasette yalan söyleme, söylediğini inkar etme işinde bu zatın oldukça mahir olduğunu kendi tecrübelerimizden biliyoruz.

Sorun, bir milletvekilinin hapiste bulunması sorunu değil. Sorun, bu işin ucunun nerelere varabileceğini biliyor olmasıdır. Yargı terör örgütlerine destek verenlere yönelik soruşturmasını genişlettikçe bunlarda korku artıyor. Çünkü kabahatlerinin farkındalar ama korkunun ecele faydası yok. Şayet terör örgütleriyle karanlık ilişkiler içine girmişlerse, adalet önünde bir defa bunlar bu hesabı verecekler. Değil Türkiye’ye husumetleriyle maruf yabancılarla, şeytanla bile işbirliği yapsalar, ülkemize ve milletimize karşı işledikleri suçların hesabını vermekten kurtulamayacaklar.

Güneydoğu’da, Doğu’da birileri gelecek, operasyon yapacak, yok öyle şey. Gabar’da da Cudi’de de Tendürek’te de, daha da ileri Kandil’de de bunların beynine beynine biniyoruz, bineceğiz. Bu topraklara kim saldıracak olursa, bizim insanımıza kim musallat olursa bedelini anında ödeyecektir Türkiye’ye ihanet yarışması açıldı da bizim mi haberimiz yok? Türk milletine en büyük ihaneti kim yaparsa, büyük ödül ona vadedildi de biz mi duymadık? Bu gönüllü mankurtluk dalgasına kapılıp gidenler, kendilerinin ve evlatlarının geleceklerini de tehlikeye attıklarını acaba görmüyorlar mı? Terör örgütleri ağzıyla konuşanlar, teröristlerin cansiparane savunucusu kesilenler, bu işin sonunun nereye varacağını hesaplamıyorlar mı? Bizim tek milletimiz parçalandığı, tek bayrağımız indiği, tek vatanımız bölündüğü, tek devletimiz yıkıldığı zaman kimsenin kendisini bu kıyametten uzak tutamayacağı belli değil mi? Öyleyse Türkiye’nin içinden geçtiği şu kritik dönemde herkes aklını başına alsın.