AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süper Kupa finalinde yaşananlara ilişkin Suudi Arabistan'a yine toz kondurmadı. Yaşananların Türkiye'ye yönelik sinsi bir girişim olduğunu öne süren Erdoğan, "İslam düşmanlığına ve yabancı karşıtlığına varan bir furya ile karşı karşıyayız" dedi.

Kaynak: AA
Erdoğan Suudi Arabistan'a yine toz kondurmadı: Türkiye'ye yönelik sinsi bir operasyon var
Fotoğraf: AA

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında konuştu.

Ankara'da konuşan Erdoğan, Suudi Arabistan'da oynanması planlanan ve protokol krizi sebebiyle oynanamayan Süper Kupa finaline ilişkin yaptığı değerlendirmede Suudi Arabistan'a toz kondurmadı.  

"İslam düşmanlığına ve yabancı karşıtlığına varan bir furya ile karşı karşıyayız" diyen Erdoğan, "Türkiye'ye ve çıkarlarına sinsi bir girişim, açık bir operasyon var. Bu oyunu boşa çıkaracağız" ifadelerini kullandı. 

Erdoğan, ayrıca 2023 yılı ihracat rakamlarına ilişkin rakamları paylaştı. 

Erdoğan yüksek enflasyonun devam ettiğini belirterek "Enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.  

"ÇIKAN KRİZLERİN HEPSİ ÜLKEMİZİN YAKIN ÇEVRESİNDE YAŞANMAKTADIR"

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şu şekilde: 

"Türkiye olarak gerçekten stratejik olduğu kadar meşakkatli bir coğrafyada yaşıyoruz. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de küresel güç mücadelesinin odağında, ülkemizin merkezinde yer aldığı bir bölge vardır. Petrol ve doğal gaz başta olmak üzere dünya ekonomisini ayakta tutan yer altı kaynaklarının kahir ekseriyeti bu coğrafyada yer alıyor. Doğal zenginliklerin yanı sıra bölgemiz, dünya ticaret yollarının da tüm geneli itibariyle kalbinde bulunuyor. Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazı, Akdeniz'i Hint Okyanusuna bağlayan Süveyş Kanalı, Basra Körfezini Hint Okyanusuna bağlayan Hürmüz Boğazı, Akdeniz'in Atlas okyanusuna açılan kapısı olan Cebelitarık Boğazı dünya ticareti için hayati öneme sahip bağlantı noktalarından sadece birkaçı.

Küresel ticaret artıkça bu boğazların ehemmiyeti de özellikle artmakta ve Türkiye'nin durumunu da öne çıkarmaktadır. Dikkat ederseniz son dönemde patlak veren krizlerin, gerilimlerin ve sıcak çatışmaların hemen hepsi ülkemizin yakın çevresinde yaşanmaktadır.

"BU OYUNU BOŞA ÇIKARACAĞIZ"

Çeşitli provokasyonlarla ve art niyetli söylemlerle ülkemizi bölgesinden, bölgedeki ortaklarından, çok güçlü tarihi, dini, beşeri, ekonomik ve ticari bağlarının olduğu kardeş ülkelerden koparma girişimlerinin farkındayız. Yaz aylarında ülkemizin en önemli gelir kalemlerinden biri olan turizmi baltalamaya yönelik dış bağlantılı bir kampanya yürütülmüştü. Şimdi benzer bir dalganın muhalefet partilerinin de desteğiyle bu sefer spor üzerinden oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Asla tasvip etmeyeceğimiz nefret söylemleriyle insanlar, toplumlar, inançlar, ülkeler hedef alınıyor.

Sırf kökeninden dolayı insanlar horlanıyor, aşağılanıyor, hakarete maruz bırakılıyor. İslam düşmanlığına ve yabancı karşıtlığına varan bir furya ile karşı karşıyayız. Muhalefet aktörleri de gündeme gelmek uğruna maalesef bu mülevves, bu pespaye, bu son derece tehlikeli nefret siyasetine gönüllü figüranlık yapmaktadır. 

Bu nefret dalgasının Türkiye'ye yatırım yapan, deprem felaketi dahil zor zamanlarımızda yanımızda olan, ülkemizin en önemli ticari ortakları arasında yer alan kardeş ülkeleri hedef alması asla tesadüf değildir. Burada Türkiye'ye ve Türkiye'nin çıkarlarına yönelik sinsi bir operasyon, çok açık bir sabotaj girişimi vardır. Nasıl daha önceki kirli senaryoları yırtıp attıysak, Allah'ın izniyle bu oyunu da mutlaka boşa çıkaracağız.

"EKİM AYINDA İŞSİZLİK SON 11 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE"

Önceki yıl, yani 2022'de yüzde 5,5 oranında büyüdük. Bu büyüme oranına en büyük katkı ise 2,4 puanla ihracatımızdan geldi. 2023'ün üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9 oranında büyüyerek, son 13 çeyrektir süren kesintisiz büyüme trendimizi devam ettirdik. Böylece G-20 ülkeleri içinde en hızlı büyüyen ikinci ülke olduk. İhracat tarafında da benzer bir tablo karşımıza çıkıyor. İlk defa 2021'de yüzde 1 seviyesini aşan küresel ihracattan aldığımız pay, 2022'de yüzde 1,02'ye yükseldi. Geçtiğimiz yılın ilk iki çeyreğinde ise bu oran yüzde 1,03'e çıktı. Güçlü büyüme performansının yanında, büyüme kompozisyonumuz da olumlu yönde gelişti.

Nitekim, 2023'ün üçüncü çeyreğinde yatırımlarda yaşanan yüzde 14,7 oranındaki artış, son 2 yılın en yüksek seviyesini ifade ediyor. Mal ve hizmet ihracatının, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesine katkısı, 2023'ün üçüncü çeyreğinde yüzde 0,3 puan oldu. Üretimin güçlü etkilerinin, son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle görüyoruz. Salgın öncesi döneme göre, son 3 yılda 4 milyonun üzerinde ilave istihdam oluşturduk. Yalnızca 2022 ocak ayına kıyasla dahi bakıldığında sağlanan ilave istihdam 1 milyon 848 bin kişinin üzerindedir. Ekim ayında işsizlik oranımız yüzde 8,5 olarak gerçekleşerek, son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi.

"ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRMEK İSTİYORUZ"

Avrupa'sından Amerika'sına son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon oranları alınan onca tedbire rağmen yüksek seyretmeye devam ediyor. Üretim, istihdam ve ekonomik büyümeden taviz vermeden, enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren, küresel ekonomide yeni bir olağanüstülük yaşanmazsa, politikalarımızın etkilerini daha net göreceğiz. Tabii bu süreçte çeşitli bahanelerle milletimizin çoluk çocuğunun rızkına, refahına, malına, mülküne, cebindeki parasına kasteden açgözlülere kesinlikle fırsat vermeyeceğiz.

Yatırımı, istihdamı ve üretimi gözeten, ihracatçının finansmana erişimine öncelik veren bu sürecin sonunda, daha önce olduğu gibi inşallah enflasyon meselesini vatandaşımızın günlük hayatından çıkaracağız. 2023 senesi ülkemiz açısından gerçekten zorluklarla, sıkıntılarla, deprem başta olmak üzere pek çok imtihanla geçen sancılı bir yıl oldu. Bu süreçte sadece bölgemizdeki belirsizliklerle mücadele etmedik, aynı zamanda ülkemiz ekonomisine 104 milyar dolarlık ilave fatura yükleyen 6 Şubat depremlerinin olumsuz sonuçlarıyla da mücadele ettik. Elbette 50 binden fazla insanımızı kaybettiğimiz, 11 ilimizde çok ciddi yıkıma ve tahribata yol açan bir tabii afetin altından kalkmak kolay değildi. Depremin yaralarını sarma konusunda, devleti ve milletiyle Türkiye'nin elde ettiği başarıyı, dünyada başka hiçbir ülke gösteremezdi."