Ergenekon savcılarına telekulak mahkûmiyeti

BirGün ANKARA

Yargıtay, FETÖ savcılarının, RTÜK Üyesi İlhan Taşcı ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun telefon görüşmelerini dinleyip Ergenekon dosyasına koymalarının yasadışı olduğuna hükmetti. Yargıtay kararında, herhangi bir dinleme kararı olmadığına dikkat çekilerek ‘özel hayatın, hayatın gizli alanının ihlali ve kişilik haklarına saldırı’ olarak nitelendirildi.

RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, 2009’da gazetecilik görevini sürdürürken dönemin CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile telefon görüşmeleri yaptı.

Kılıçdaroğlu, dönemin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluklara ilişkin Sayıştay raporlarını yazan Taşcı’ya telefonda, haberlerin çarpıcılığını anlatmak için “Bombaları patlatıyorsunuz” dedi. Daha sonra bu görüşme tapelerinin Ergenekon soruşturma dosyasının ekleri arasında yer aldığı ortaya çıktı.


Bunun üzerine Taşcı, 2009’da FETÖ savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve Murat Yönder hakkında 20 bin liralık tazminat davası açtı. 12 yıldır süren davada, Yargıtay 4’üncü Hukuk Dairesi, FETÖ’cü savcıları oybirliğiyle tazminata mahkûm etti. Ergenekon savcılığının ardından 2011’de Yargıtay Üyeliğine seçilen Murat Yönder dışındaki savcıların dosyası ayrıldı. Üye sıfatı nedeniyle Yargıtay 4’ncü Hukuk Dairesi, Yönder hakkındaki kararı hükme bağladı. Diğer savcıların dosyası ise alt mahkemelerde görüşülecek.

HUKUKSUZLUĞUN TESCİLİ

Taşcı’nın avukatı Mutluhan Karagözoğlu, dairenin bu kararının yasadışı dinlemenin yanında, bu kişilerin savcılık görevini yaparken açıkça hukuka aykırı davrandıklarının tescil edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Karagözoğlu, “Yönder, Yargıtay Üyesi olduğu için daire onun yönünden karar verdi. Yargıtay’ın bu kararı ışığında mahkemelerin diğer savcılar hakkında da hükme varmasını bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı.

RTÜK Üyesi İlhan Taşcı ise kararı, “Bir dönemin karanlık dehlizlerindeki işbirliğinin, Türkiye’ye ve ülkenin saygın insanlarına, aydınlarına dönük haysiyet cellatlığının tescillenmesi anlamına geliyor. Hukuktan, adaletten uzak bir dönemin utanç vesikasıdır bu karar” sözleriyle değerlendirdi.