İnşaatlarda tuğla taşıyan İlmihan, Nurgül ve Nesrin, “Bize bu işi yapamayacağımızı söyleyip duruyorlar. 22 yıldır bu işten ekmek kazanıyoruz, çocuklarımızı büyütüp, evlerimizi kendimiz yaptık” diyor.

‘Erkeklere muhtaç değiliz, her işi yaparız’

SEDA BALMUMCU

Her hafta sayfamızda çeşitli meslek dallarından kadınların deneyimlerini paylaşıyoruz sizlerle. Bugün de sayfamızda farklı bir deneyim okuyacaksınız. Fındık bahçelerinde başlayan dostluklarını dayanışmayla inşaatlara taşıyan Karadenizli üç kadının; İlmihan, Nurgül ve Nesrin’in hikâyesini…

Dayanışma diyoruz; çünkü Nurgül, inşaat ile uğraşan eşi işçi bulamadığı için İlmihan'dan yardım istiyor ve bu şekilde 22 yıl önce başlıyor bu hikâye...Normalde Türkiye’de kadınların inşaatta işçi olarak çalışması yasak; ama İlmihan D., Nurgül K. ve Nesrin G. 22 yıldır Doğu Karadeniz illerindeki inşaatlarda tuğla taşıyor. Tırlarla gelen tuğlaları aşağıya indiriyor ve inşaatta çalışan işçilere götürüyorlar.

İlk olarak 56 yaşındaki İlmihan D. ile konuşuyoruz. “Hiçbir şeyimiz yoktu, yatağımız yorganımız bile yoktu, ben 5 ay bebek yatağında yattım” diyerek başlıyor sözlerine. 22 yıldır bu işi yaparak 5 çocuk büyüttüğünü, ev yaptığını söylüyor. “Kendimi sigortalı yaptım, emekli olmak için 500 günüm kaldı, şimdi kendimi emekli yapacağım” diyor gururla.

SANA NE BENİM KOCAMDAN

İlmihan,”Kadından öğretmen oluyor, doktor oluyor, mühendis oluyor, inşaatçı neden olmasın?” diye soruyor ve ekliyor: “Bize işimizi çok görmesinler. Kadınlar isterse her şey olur. Her inşaata gittiğimizde 'Sizin kocanız nerede?' diye soruyorlar. Sana ne benim kocamdan.”

“Bazı erkekler ağalık yapıyor” diyen İlmihan, erkeklerin kadınlar üzerinde kurmaya çalıştığı baskı ve tahakkümü tek cümlede özetliyor böylece. Sonrasında şunları söylüyor:

“Kadınlar çalışmasın, evde otursun, temizlik ve yemek yapsın... İşte de çalıştığımızı görmek istemiyorlar. Neden çalışmasın kadınlar? Neden evde oturup kocamın bana ekmek getirmesini bekleyeyim? Belki iş bulamadı, hastalandı, çalışamadı. Belki çekti gitti. Benim ayaklarımın üstünde durmam lazım, tüm kadınların ayakları üstünde durması lazım...”

VAZGEÇMEDİM, SİNMEDİM, ÇALIŞTIM

Yıllarca çalıştığını, sağlığı el verdikçe çalışmaya devam edeceğini söyleyen İlmihan, “Kadınlar erkeklere muhtaç bırakılıyor; sonra erkekler tarafından öldürülüyor. Benim kocam çalıştığım için beni dövdü, elim kırıldı. Ben ne yaptım? Vazgeçmedim, sinmedim, gittim, çalıştım, ev yaptım, çocuklarımı büyüttüm. Şimdi o çalışamıyor” diyor.
İlmihan tüm kadınların da bunu yapması gerektiğini söylüyor; “Erkek berduşluğa, oraya buraya mı gidiyor? Kadınlar neden ölümü beklesin? Kendi ayakları üzerinde dursun. Kadınlarda çok mücadele var. Kadınlar öldürülmesin.”
Nurgül K., 48 yaşında. Eşinin işçiye ihtiyaç duyması ile bu işe başlıyor.” Kadınlar isterse her şeyi yapar” diye başlıyor sözlerine.

“Giresun'dan Hopa'ya kadar her gün bir yere gidiyoruz. Başta çok yadırgıyorlar, beceremeyeceğimizi düşünüyorlar ama sonra alışıyorlar. Neden beceremeyelim?” diye soruyor Nurgül ve ekliyor: “Bu işle çocuklarımızı büyüttük, evlerimizi yaptık. Kimseye muhtaç değiliz.”

Peki, yasal engeller hakkında ne düşünüyorlar? Nurgül şöyle cevap veriyor:

“Kadınların ağır iş yapması yasakmış yasalara göre. Bu bizim ekmek paramız, bununla yaşıyoruz. Güya kadın hakları nedeniyle yasak diyorlar; madem haklarımızı o kadar gözetiyorlar, neden o kadar kadın öldürülüyor?”
Bir yandan tuğla taşıyıp bir yandan bize hikâyelerini anlatan kadınlar, işlerini bitirip dinlendikten sonra evlerine dönmek üzere yola koyuluyorlar. Yarın başka bir inşaatta, başka şaşkın bakışlar altında ama gururla çalışmaya devam edecekler.