Dink davasına katılan Paris Barosu avukatlarıyla görüşmeyen İstanbul Barosu Başkanı Aydın, ‘Ermeni kimliklerini ön planda ...

Dink davasına katılan Paris Barosu avukatlarıyla görüşmeyen İstanbul Barosu Başkanı Aydın, ‘Ermeni kimliklerini ön planda tuttukları için onları kabul etmedim’ dedi
Hrant Dink davasını izlemek için gelen Paris Barosu avukatlarını kabul etmeyen İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın’ın gerekçesi avukatların Ermeni olması!
ZEYNEP KURAY

Katledilen Gazeteci Hrant Dink'in duruşmasına gözlemci olarak gelen Paris Barosu avukatlarını 2 kez kabul etmeyen İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, kabul etmeme nedeni olarak avukatların Ermeni kimliklerini ön planda tutmalarını gösterdi.

»Avukatlar arası dayanışma protokolü imzalamanıza rağmen, öldürülen Gazeteci Hrant Dink’in 9'uncu ve 10’uncu duruşmasına gözlemci olarak katılan Paris Barosu avukatlarıyla neden görüşmediniz?
Biz dayanışma protokolüne sadık kalarak her türlü işbirliğini yapıyoruz sadece Paris Barosuyla değil, Lyon Barosuyla geçen hafta imzaladık, Madrid Barosuyla, Berlin Barosuyla diğer barolarla imzaladık.
Uluslararası Avukat Birliğin 2010 yılında İstanbul’da kongresi yapılacak. Bütün bunlarda biz ev sahipliği yapıyoruz.
Paris Barosu bize yazdığı ilk yazısında, İstanbul’daki Hrant Dink davasına gözlemci geleceğini ancak gelirken, bir Paris Barosu Avukatıyla beraber Ermeni kökenli 5 avukat ile beraber davada gözlemci olacaklarını söylediler.
Bizim Ermeniler, Rumlar, Kürtler ile bir sorunumuz yok ki biz insan olarak bakıyoruz meseleye zaten. Eğer Paris Barosu getirdiği avukatların etnik kökenlerini ön plana çıkartmasaydı hiç bir sorun yaşanmayacaktı.

»Etnik kökenlerini ön plana çıkardıkları için mi Paris Barosu Avukatlarını kabul etmediniz?
Tabii o yüzden kabul etmedim. Hrant Dink sadece Ermeni olduğu için öldürülmedi. Hrant Dink özellinde bu ülke sorun yaşasın diye öldürüldü. Hrant Dink bir aydındı ve o aydın görüşün içersinde diğer aydınlarımız gibi katledildi. Dolayısıyla meseleye sadece Hrant Dink’in isminin Hrant olmasından dolayı ya da Ermeni olduğu için öldürüldüğünü kimse söyleyemez.

»Cinayet günü olay yerinde bulunan tanıkların beyanlarında katillerin tetiği çektikleri zaman ‘ Geber Ermeni’ diye bağırdıkları öğrenildi. Başka nedenler de olabilir ama ağırlıklı Ermeni olduğu için öldürüldüğü söyleniyor?
Bu yargıya nasıl varılıyor ki? Söylemler başka şey, gerçek başka şeylerdir o nedenle İstanbul Barosu herkese kucağını açar.
Bütün barolarla uluslararası kuruluşlarla gereken her türlü etkinliği yapar. Gelecek olan Paris Barosu meslektaşlarımıza da kapımızın sonuna kadar açık olduğunu.
Bu davada gözlemci olmalarında hiç bir sakınca olmadığını ancak sadece etnik kökenlerini ön plana alarak değil insan haklarını ön plana çıkartmalılardı. Biz bunu bilirdik.

»Paris Barosuna bağlı 24 avukat hakkınızda rapor yazmış.
Budan hiç haberim yok. Beni de İstanbul Barosunu da çok bağlamıyor çünkü insan hakkı ihlalleri noktasında çifte standart gösterenlerin kim olduklarını biz çok iyi biliyoruz. Biz hukuk kurumları olarak, insan hakkı, temel hak ve özgürlükler, uluslararası sözleşme yükümlükleri konusunda, Anayasal düzenlemeler noktasında kim varsa işbirliği yaparız.
İstanbul Barosu hiç bir zaman insan hakkı ihlallerinde bulunmamıştır tam tersi, siyasi görüşüne, etnik kökenine bakmaksızın sadece insan olması ona yardım etmemize, haklarını korumamıza yeter de artar da.

Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Taylan Tanay:
Bu tavır kabul edilemez. Biz olayın başından itibaren gelen meslektaşlarımızı İstanbul'da karşıladık, kendilerine burada davayla ilgili bilgi sunduk ama İstanbul Barosu ne yazık ki bu meslektaşlarımızın davayı izleme taleplerini reddetti. Bu tip davaların uluslararası meslek ve hukuki örgütler tarafından izlenmesi Türkiye'de adil yargılamayı ihlal etme değil tam aksine tesis eder bunu böyle algılamak gerekirdi.

Avukat Ömer Kavili:
Gerçekten dehşet verici bir ifade etnik kökenlerini belirtikleri için kabul etmemek... Hiç bir hukukçu hak sahibinin kimlik, kişilik, cinsiyet, milliyet, etnisitesine bakmadan sadece hak sahipliği muhataplığını esas alır. Hukukun standardı budur ve böyle bir cevap kabul edilemez. Ama herkes kendine yakışanı söyler.

Avukat Halis Yıldırım:
Öncelikle bir hukukçu olarak bu gerekçeyi hiç doğru bulmadığımı ifade etmem lazım. Sonuç itibariyle bu ülkede evrensel anlamda insan yaşam hakkını ilgilendiren bir mesele bir insan öldürülmüş hangi ülkenin barosundan ve hangi etnisiteye ait olduğunu söylesin söylemesin böyle bir açıklama yapmasının etik olmadığı düşünüyorum.

Çağdaş Avukatlar Grubu Avukatı Kemal Aytaç:
Avukatlar arasındaki dayanışmada Rus, Ermeni, Yunan ayrımı yapılabilir mi? Bu ırkçı bir zihniyettir. Baro başkanının tutumu ırkçı ve milliyetçi bir anlayıştır ve kabul edilemez. Oysa Hrant Dink Türkiye kamuoyunda herkesin kabul ettiği gibi Ermeni, gazeteci ve aydın ilerici olduğu için katledildi.

Avukat ve BirGün yazarı Sabri Kuşkonmaz:
Bu yaklaşım itaatkâr hukuk yaklaşımıdır. Oysa barolar hukuk yaratan kurumlardır, savunma kurumlarıdır.
Etkin savunma her zaman mevcut hukuka muhalif olarak başarılı olur. Mevcut yönetimdeki bu yaklaşım tam tamına yürürlükte olan hukuka itaat etme merkezli bir yaklaşım olduğu için böyle bir sonuç doğruyor. Bu İstanbul Barosunun tarihinde bir leke olarak kalacaktır.

Eski Baro Başkanı Avukat Yücel Sayman:
Bu bir ayrımcılık ve kabul edilebilir bir şey değil. Ayrıca da Baro ilişkiler bakımında da barolar birbirine bu konuda birbirlerine yardımcı destek olurlar bu gerçekten dar bir bakış açısı.