Haber bizim gazetelerde de yer aldı, büyük ihtimalle duymuşsunuzdur: İngiltere’nin en önemli spor spikerlerinden olan Andy Gray

Haber bizim gazetelerde de yer aldı, büyük ihtimalle duymuşsunuzdur: İngiltere’nin en önemli spor spikerlerinden olan Andy Gray, bir maçta kadın yan hakemi aşağılayan sözler sarfettiği gerekçesiyle maçların yayıncı kuruluşu Sky Sports’tan kovuldu. Gray, maç esnasında kadın hakemin ofsayt kuralını bilmediğini ima etti, üstüne bir de maçtan önce çekilen ve ünlü spikerin “Kadın hakem mi? Hayatta güvenmem” dediği görüntüler ortaya saçıldı.

Sonuçta, yıllık 1.7 milyon sterlinlik sözleşmesi hemen iptal edildi, sen sağ ben selamet.

Buralardan bakınca insan tabii, kanalın bu refleksini, bu hızını, bu kararlılığını anlamakta güçlük çekiyor. Erman Toroğlu’yu düşünsenize örneğin...

Hatta şöyle yapalım, Toroğlu’nun İngiltere’de maç anlattığını (veya yorumladığını) düşünün. “Bu yan hakem akşama kaç bayrak kaldırır Şansalcığım?” Şakası bile kötü!

Bırakın kovmayı buralarda bir insana bu lafları etsin diye para veriyorlar. Ümit Aktan’ın yıllar önce anlattığı bir maçta söyledikleri geliyor aklıma: “Bizim bunlardan daha önce de dört çocuğumuz olmuştu!”

Başka sorum yok sayın hakim!

***

Geçenlerde bahsettiğim UEFA mali kriterleri açıklandı, bir kez daha uzun uzun para pul meselelerini yazıp başınızı şişirmeyeyim.

Lakin kriterlerin çok net bir vurgusu var: 2012‘den itibaren kulüplerin giderleri gelirlerinden daha yüksek olamayacak. Nokta! Bunun için tüm hesapları kontrol edecek, eski Belçika Başbakanı’nın başında olduğu bir komisyon kuruluyor.

2013-2014 sezonundan itibaren ise yaptırımlar devreye giriyor. Nedir bu yaptırımlar? Basit, giderin gelirinden yüksekse Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası filan hayal. UEFA daha önce de bu para pul işlerine kriterler getirmişti ama bu sefer işi sıkı tutuyorlar gibi. Bakalım göreceğiz...

***

Beşiktaş birkaç yıl sonra hemen yukarıda yazdığım sebeplerden ötürü UEFA Kupası’na, Şampiyonlar Ligi’ne gidemeyecek olabilir. Fakat şimdilik yapılan transferlerle başka bir takım olmuş gibi duruyor. Sahiden ısıran, durdurulması güç bir takım.

Ama derdim, anlatmak istediğim bu değil. Devre arasında yapılan transferlerle birlikte benim bu takımı izleme nedenim haline gelen bir futbol bilgesi, Ernst kulübeye çekildi.

Sessiz sedasız.

Yanarım yanarım, en çok buna yanarım. Ernst’in o düz ve akıl dolu oyunu olmadan Beşiktaş eksik gibi geliyor bana.

Sözün özü: Ernst’imizi geri istiyoruz!