Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın seçim çalışmalarına nasıl katıldığını sorgulayan Prof. Dr. Ersan Şen, konuyla ilgili sosyal medyadan yeni bir açıklama yaptı, görüşlerinin çarpıtıldığını savundu.

Kaynak: Haber Merkezi
Ersan Şen'den tepki alan İmamoğlu ve Yavaş yorumu üzerine yeni açıklama: Çarpıtıldı

Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, tepki çeken Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş yorumu ardından yeni bir açıklama yaptı.

Katıldığı canlı yayında kamu görevlisi olup da iktidarın seçim çalışmasını yürüten isimlere değinmezken,"Şu anda İmamoğlu ve Yavaş sahada nasıl propaganda yapıyor? İzin mi aldılar? Baktığınız zaman bunlar kamu görevlisi, siyasetçi değil. İstifa etmediler" diyen Şen'in bu ifadeleri tepki almıştı.

Ersan Şen, tartışma ve tepkiler üzerine sosyal medyadan yaptığı yeni açıklamada Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın seçim çalışmalarına katılmalarının doğru olmadığını savundu.

Şen açıklamasında, görüşlerinin çarpıtıldığını savundu: "Sosyal medyada bazı kişilerin; algı oluşturmaya yönelik, maksadını aşan ve haksız, söylediklerimi tabiri caizse cımbızla çekip alan, yayının ikinci kısmında konunun yasal yönden değerlendirilmesi ile ilgili beyanlarımı gözardı ederek ve sadece programın ilk kısmında sistemle ilgili yaptığım eleştirileri çarpıtarak paylaştıklarından haberdar oldum. Aynı yayında ve sadece iki saat arayla, ilki sisteme yönelik eleştirilerimi içeren ve ikincisi de doğrudan konu ile ilgili olmak üzere ortaya koyduğum görüşlerim bellidir, çelişkili değildir ve daha da önemlisi sosyal medyada eğilip büküldüğü, kesilip biçildiği şekilde de değildir."

Açıklamasında “Belediye başkanlarının izin veya istifa gibi bir şart öngörülmeksizin, serbestçe görev yerlerinden, makamlarından uzakta kalmaları ve siyasi faaliyette bulunmaları isabetli değildir” ifadelerini kullanan Şen, “Belediye Başkanlarının mazeretsiz ve kesintisiz, izinsiz veya yetki devri olmaksızın belediye ile ilgili tüm görevlerini bir tarafa bırakarak seçim propagandasına katılacaklarına elbette ihtimal vermiyorum” dedi.

Şen, şöyle devam etti:

“Yasal engel bulunmasa da, seçimle gelen belediye başkanlarının, aktif olarak görevleri başında olmaları gerektiği, bu görevlerinin seçim propagandasına göre öncelikli olduğu, mevzuatımızda belediye başkanları ile ilgili bu konuda açık yasal düzenleme olmamasının ve öngörülebilir usul ve esaslar bulunmamasının ciddi bir eksiklik olduğu kanaatindeyim.”

Ersan Şen, ayrıca bakanların milletvekili adayı olması konusuna da değindi. “Milletvekili adayı olacak bakanların istifa etmesine gerek yoktur” diyen Şen, “Ancak yapacakları seçim propagandası ile ilgili gezilerinde makam otomobillerini ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapmaları veya bu maksatla yapacakları gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalarla törenler yapılması ve resmi ziyafet verilmesi yasaktır” ifadelerini kullandı.

Ersan Şen'in sosyal medyadan yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:

Memleketimizde herhalde en zor iş konuşmak, tartışmak ve kendini anlatmak olsa gerek. Bazıları dinlemeden, başını, sonunu bilmeden linç etmeyi veya kendi tarafında göstermeyi seviyor. Herhalde siyasi, iktisadi, sosyal ve hukuki meselelerin tartışılması hiçbir dönemde bu kadar zor olmadı. Bir değerlendirmeyi istediği yere çekmekte, istediği gibi anlamakta, kırıcı, küçümseyici sözlerle insanı tahkir etmekte üstümüze yok. Elbette kimseyi engelleyemeyiz, fakat paylaşılan fikirlerin düşünce açıklaması olduğu ve bağlayıcılığının bulunmadığı göz ardı edilmemelidir. Fikirlerimin dikkate alındığını, hangi tarafın işine yarıyorsa o tarafın memnuniyet duyup diğer tarafın kızdığının da farkındayım. Fikirlerim, sipariş üzerine hazırlanmış düşünce açıklamaları değil. Yıllardır makale ve yazılarla zaten güncel konular hakkında fikirlerimizi paylaşıyoruz, hatta bunları "Yorumluyorum" başlıklı kitaplarda topluyoruz. Bir bardak suda fırtına koparmanın, haksız ithamlarda bulunmanın bir gereği ve faydası yok. Şimdi son güncel konu ile ilgili görüşümü paylaşıyorum:

10.04.2023 tarihinde Tv 100 kanalında katıldığım "Eşit Ağırlık" isimli programda; birisi saat 21:35 ila 21:36, diğeri ise saat 23:43 itibariyle olmak üzere iki kısmında, şu anda görevde olan İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının seçim propagandasına katılması ile ilgili görüşlerimi paylaştım. Yayının erken saatlerinde paylaştığım ilk görüşümde sistemden ve yetersiz mevzuattan kaynaklanan fiili durumla ilgili eleştiride bulunurken; yayının ilerleyen saatlerinde ise, görevde olan İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının seçim propagandasına katılmaları ile ilgili engelleyici, yasaklayıcı bir hükmün olmadığını, bu çalışmalara katılabileceklerini, mevcut seçim döneminde Sayın Başkanların bu çalışmalara katılmalarının sahaya olumlu yansıdığını ifade ederken, eleştirilerimi de ortaya koydum.

Sosyal medyada bazı kişilerin; algı oluşturmaya yönelik, maksadını aşan ve haksız, söylediklerimi tabiri caizse cımbızla çekip alan, yayının ikinci kısmında konunun yasal yönden değerlendirilmesi ile ilgili beyanlarımı gözardı ederek ve sadece programın ilk kısmında sistemle ilgili yaptığım eleştirileri çarpıtarak paylaştıklarından haberdar oldum. Aynı yayında ve sadece iki saat arayla, ilki sisteme yönelik eleştirilerimi içeren ve ikincisi de doğrudan konu ile ilgili olmak üzere ortaya koyduğum görüşlerim bellidir, çelişkili değildir ve daha da önemlisi sosyal medyada eğilip büküldüğü, kesilip biçildiği şekilde de değildir.

Bu konuda yayının erken vakitlerinde paylaştığım ilk görüşümde; seçim öncesi işleri ve benzeri konularda, kanaatimce açık ve yeterli düzenlemeler içermeyen sistemimizi "garabet bir sistem" olarak tanımlayarak, bu sistemde cevabı olmayan, yani mevzuatta açıkça düzenlenmeyen bazı soruları sordum. Sözlerimi çarpıtma gayreti içerisinde olan bazı sosyal medya kullanıcılarının cımbızla çekip aldığı gibi "belediye başkanları izin almadan veya istifa etmeden seçim propagandasına katılamaz" demedim, olması gerekenin aslında izin veya istifa olduğunu, ancak mevzuatımızda seçimle geldiği görevinin başında olması gereken belediye başkanlarının seçim propagandasına katılmaları ile ilgili bir düzenleme olmadığını, usul ve esaslarının mevzuatta açık şekilde gösterilmediğini söyledim.

Yayının 23:43 saati itibariyle daha uzun şekilde paylaştığım görüşümün devamında ise; görevde olan belediye başkanlarının seçim propagandasına katılmasını yasaklayan hüküm bulunmadığını ve bu tür çalışmalarına yasal engel olmadığını izah ettikten sonra, işin siyasi boyutu olarak Sayın Büyükşehir Belediye Başkanlarının sahada olmalarının olumlu bir hava oluşturduğunu net şekilde ifade ettim.

Bir kez daha önemli gördüğüm konularda istikrarlı görüşlerimi kısaca ifade ediyorum:

1- Milletvekili adayı olacak bakanların istifa etmesine gerek yoktur; Anayasa m.114 yürürlükten kaldırılmış olup, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu m.18'de seçim öncesi istifa etmesi gerekenler arasında bakanlar sayılmadığı gibi, bakanların "yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri" kapsamında kabul edilmesine de yasal olarak imkan yoktur. Bu konuyu ayrıntıları ile "Bakanların Milletvekili Adayı Olabilmeleri İçin İstifa Etmeleri Gerekir mi?” başlıklı yazımızda kaleme aldık. Bakanların seçim öncesi propaganda yapmaları ve bu çalışmalara katılmaları serbesttir. Bakanlar bu konularda; 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun hükümleri ile bağlı olup, Kanunun 65. maddesinde gösterildiği üzere, bakanların (ve milletvekillerinin) yurt içinde yapacakları seçim propagandası ile ilgili gezilerinde makam otomobillerini ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapmaları veya bu maksatla yapacakları gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalarla törenler yapılması ve resmi ziyafet verilmesi yasaktır.

2- Cumhurbaşkanının seçim gününe kadar seçim propagandası yapması serbesttir ve bunu engelleyen bir hüküm de yoktur. Hatta Başbakan için öngörülen kısıtlamaya Cumhurbaşkanı yönünden yer verilmemiştir.

3- Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları yönünden siyasi faaliyetin kısıtlanması, sadece siyasi partilerin yönetim ve denetim organlarında görev alma yasağı olarak öngörülmüştür. Bunun dışında, siyasi faaliyette bulunmalarını engelleyen yasal bir düzenleme yoktur. Ek olarak; belediye başkanlarının, aynı anda Cumhurbaşkanı yardımcılığı görevini ifa etmelerini engelleyen açık yasal düzenleme olmadığını, ancak bunun uygulamada çeşitli hukuki sorunları beraberinde getireceğini daha evvel bu konuda kaleme aldığımız "Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sıfatlarının Aynı Kişide Birleşmesi Mümkün mü?” başlıklı yazımızda net şekilde ifade ettim.

Şahsi görüşüm; seçimle iş başına gelen ve belediye başkanlığını yaptığı şehrin tüm vatandaşlarına eşit mesafede olan ve bu tarafsızlıkla kesintisiz şekilde görevi gereği hizmet veren büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının, mevzuatta hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın, izin veya istifa gibi bir şart öngörülmeksizin, serbestçe görev yerlerinden, makamlarından uzakta kalmaları ve siyasi faaliyette bulunmaları isabetli değildir. Bu görüşüm; tümü ile mevcut mevzuat hükümlerinin yeterliliği ile ilgili olup, olan ve aslında olması gereken sistemle ilgili eleştirimden ibarettir. Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları izin kullanabilir, yetkilerini devredebilir ve görevi başında olmadığı sürede görevinin gereklerinin tayin ettiği vekili tarafından yerine getirmesini sağlayabilir. Diğer taraftan; mazeretsiz ve kesintisiz olarak 20 günden fazla süre ile görevini terk etmesi ve bu durumunda mülki idare amiri tarafından belirlenmesi, başkanlık sıfatının düşmesi sebeplerinden birisidir. Tartışma konusu olayda; Sayın Belediye Başkanlarının mazeretsiz ve kesintisiz, izinsiz veya yetki devri olmaksızın belediye ile ilgili tüm görevlerini bir tarafa bırakarak seçim propagandasına katılacaklarına elbette ihtimal vermiyorum. Ancak tekrar belirtmeliyim ki; yasal engel bulunmasa da, seçimle gelen belediye başkanlarının, aktif olarak görevleri başında olmaları gerektiği, bu görevlerinin seçim propagandasına göre öncelikli olduğu, mevzuatımızda belediye başkanları ile ilgili bu konuda açık yasal düzenleme olmamasının ve öngörülebilir usul ve esaslar bulunmamasının ciddi bir eksiklik olduğu kanaatindeyim.