Erzurum provokasyonu ve sağcılık

CAN SERHAT HALİS

Bugün Erzurum’da İmamoğlu mitingine yönelik gerçekleşen saldırı bir gerçeği tekrardan hatırlattı. Saldırı altındaki İmamoğlu, olaylara müdahale etmeyen polislere dönerek; “polis öylece bakıyorsun” demek zorunda kaldı. 

Bu türden provokasyonların neredeyse tamamında olduğu gibi polis olaylara müdahale etmek yerine öylece izliyor; hatta saldırganlardan taraf bir pozisyon alıyor. Bu yeni bir şey değil, 1960’lardan beri böyle…

Polis, üniversitelerde solcu öğrenciler saldırıya uğrarken de öylece bakıyordu. Madımak katliamında polis saatlerce ortalıkta görünmeyecekti. Maraş katliamının sürdüğü 3 gün boyunca polis sokağa çıkmamıştı. Ortaca’da kadınlar kendi güvenliklerini almak zorunda bırakıldı…

Sağcılık, ülkücülük ve gericilik uzun yıllar boyunca devlet tarafından korundu, desteklendi ve sol/demokrasi cephesinin üzerine saldırtıldı bu ülkede. Bunu bilmek için siyaset tarihinin derin dehlizlerinde kaybolmaya gerek yok; bu, yeryüzündeki en berrak olgulardan biri.

SAĞCILIK İLKEL KODLARLA ÇALIŞIR

Sağın kitle profili ilkel kodlarla çalışan bir mekanizmaya tabidir. Bu profil olaylar arasındaki neden sonuç ilişkisini anlamlandırmak yerine, sığ bir cehaletle örülmüş ajitasyona teslim olur. 

Bu anlamıyla sağın kitleselleşmesi ve siyasallaşması sola nazaran çok daha rahat ve hızlı olur. Ancak bundan daha fazlası, sağın provokasyonlara açık, saldırgan bir tutum izlemek konusunda oldukça kullanışlı oluşudur. Özcesi sağ yığınlar, tarihi pek çok örnekten de anlaşılacağı üzere, çok rahat bir şekilde sokaklara sürüklenebilecek karakterdedir.

Sağın siyasallaşması her zaman “şiddet uygulama” ve “düşman yaratma” paradigmasıyla at başı gider. Bu anlamıyla (içinde bulunduğumuz türden) siyasallaşmanın keskinleştiği bir dönemde sağın temel davranış eğilimi, şiddete başvurma ve düşmanlar yaratma şeklinde oluyor. Nitekim bugün Erzurum’da olan da bundan başkası değildi.

SAĞDUYU VE DÜŞMANLAŞTIRMA

Sağcılığın toplumsal kırılma anlarındaki temel yöntemlerinden biri, solu ve demokrat cenahı kandırmak ve bir şekilde tüm süreç boyunca oyalamak; kendi tabanını ise şiddet merkezli bir propagandayla konsolide etmektir. 

Bu yüzden aynı gün içinde iktidar cephesinden, birbiriyle çelişkili olan çeşitli açıklamalar duyabiliyoruz. Hem sağduyu muhtevalı, hem de keskin bir düşmanlaştırma içeren açıklamalar yapılıyor olması boşuna değil. 

Dikkat ederseniz bugün Türkiye’de, iktidar cenahının söylemleri böylesi bir eksende yürüyor. AKP karşıtı muhalefet bu noktada meseleyi tam idrak edememiş gibi. Oysa düşmanlaştırma ve şiddet merkezli bir yönlendirmenin sonuçlarının küçük bir yansımasını bugün Erzurum’da gördük. Bu sahnede gördüğümüz en dikkat çeken şey, bir grup gericinin saldırısı değil, polisin bu saldırıya duyarsız kalmasıydı. 

SOYLU'NUN POLİSLERİ

Tam da burada şu soru akıllara geliyor; bu kadar palazlanmış ve tüm devlet aygıtlarını elinde tutan, şiddete meyilli bir iktidar, seçimi kaybederse ne yapar? Şu anda bile keyfi olarak hukuki hiçbir zemini tanımayan bir iktidarın; kendisi için “ölüm kalım meselesi” demek olan bir seçimin sonucunu demokratik sınırlar içinde kabulleneceğini beklemeli miyiz?

Buna dair net bir cevabımız yok şu an. Ancak her yeni güne yeni bir dolandırıcılık ifşasının yer aldığı videoyla uyanıyoruz. Bu videolar çalınan hayatların, cebe indirilen milyar dolarların, çökülen gayri menkullerin boyutunu gösteriyor. Iceberg’in görünen bu küçük kısmı bile devasa saltanatlarını gözler önüne seriyor ve o devasa ayrıcalıklarını bırakmamak için her yolu deneyeceklerine dair bir şey söylüyor bize. 

Tam da bu noktada şu soru bir kez daha akıllara geliyor; Süleyman Soylu’ya bağlı polis, seçim günü yaşanabilecek olası provokasyonlarda da bugün olduğu gibi olayları öylece izleyecek mi? Ya da daha mı kötüsü… 

Her şeyden de öte, böylesi bir durumda demokratik hakkını kullanarak oy vermiş her yurttaşın, provokasyonlara pirim vermeden kol kola girerek kendi oyuna sahip çıkması gerekiyor. Çünkü örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez. Tarih, böylesi dayanışmaların yüzü suyu hürmetine akıyor biraz da…