Eşit Bakım Emeği Günü: Görünmeyen emeği düşünme ve değer verme vakti

Prof. Dr. Zuhal Yeşilyurt Gündüz (zuhal.gunduz@tedu.edu.tr)

TED Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi


BAKIM EMEĞİ

İnsan hayatı bakım emeği olmaksızın mümkün değildir. İnsanların varlığını sürdürmesi bakım emeği sayesinde sağlanabilmektedir. İnsanların birlikte bulundukları tüm toplumlarda bakım emeğinin düşünülmesi, planlanması, sağlanması ve sürdürülmesi gerekmektedir.1 Bakım emeğinin düşünülmesi ve planlanması ise “zihinsel yük” (“mental load”) olarak tanımlanmaktadır. Bakım emeği ve zihinsel yük çoğunlukla kadınlar tarafından üstlenmektedir.2

ÇİFTE MESAİ

Kadınlar zihinsel yüke ve bakım emeğine çok zaman harcamalarına ve bakım emeği yükünün çoğunu taşımalarına rağmen çoğunlukla bakım emeği için bir ücret almamaktadırlar. Bu ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en önemli sebepleri arasındadır. Kadınlar ücretsiz bakım emeğini sağlarken, ücret karşılığı işlerden uzaklaşmaktadırlar veya ücret karşılığı çalışsalar da onlardan ev içi bakım emeğini aynı şekilde sürdürmeleri beklenebilmektedir. Bu ise çifte mesai anlamına gelmektedir.

DUYGUSAL ARTI DEĞER

Bakım emeği ikiye ayrılmaktadır, “pratik” ve “sosyal”. Pratik boyutu performansa yöneliktir ve yemek pişirme, çamaşır yıkama, temizlik gibi işleri içerir. Sosyal boyutu ise ilgilenmekten oluşur ve özen, itina, alaka, ilgi ve sevgiyi duygusal bir iş olarak benimser. Bu duygusal emek, duygusal katılımı gerektirir ve sevgi, şefkat ve sevecenlik olmaksızın gerçekleştirilemez. Çocuk, hasta, yaşlı bakımı bu alanda değerlendirilmelidir. Bakım emekçileri evin yaşam kalitesini iyileştirmektedirler. Onlar sayesinde çocuklar sağlıklı bir evde büyür, evler temizdir, çamaşırlar mis gibidir, banyolar hijyenik. Bakım emekçileri sayesinde hastalar en iyi şekilde bakılır, yaşlılar bakılır, onurlarına yakışır şekilde ilgi, alaka, saygı görür. Dolayısıyla bakım emekçileri dört duvardan oluşan bir evi bir yuvaya dönüştürmektedirler ve duygusal bir artı değer üretmektedirler.

Kapitalist sistem içerisinde üretim iş yerinde yapılan “üretim”dir (“production”). Bu üretimi mümkün kılabilecek tek öğe ise “yeniden üretim”dir (“reproduction”) yani bakım emeği. Dolayısıyla yeniden üretim – bakım emeği – yoksa, üretim de yoktur. Buna rağmen üretim görülüp değer verilirken yeniden üretim ise görünmezdir.

BAKIM EMEĞİ: TOPLUMSAL CİNSİYET BOYUTU

Türkiye’de yaygın olarak ifade edilen “evinin kadını olmak” ifadesiyle ev – özel, mahrem, kadının olması gerektiği mekan olarak tanılanmaktadır. Toplumsal cinsiyet rollerinin ve kalıplarının sonucu kendini “evinin kadını” olarak gören, daha doğrusu görmek zorunda bırakılan kadınlar da neredeyse tüm bakım emeğinden sorumlu tutulmaktadır. Teknolojik gelişmeler – çamaşır makinası, bulaşık makinası, elektrikli süpürge vb. icatlar ve bunların kitle üretimi ve satışı – pratik bakım emeğinin bedensel yükünü azaltmış gibi görünse de günümüzdeki temizlik beklentileri, hijyen standartları o kadar yüksektir ki, ne kadar temizlik yapılırsa yapılsın bir eksiklik duygusu kalabilmektedir ve sürekli olarak temizlik yapmak anlamını taşımaktadır. Netice itibariyle yemek yapmak, temizlik yapmak, çamaşır yıkamak vs. gibi bakım emeğinin pratik boyutu da çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi sosyal boyutu da kadınlar tarafından ağırlıklı olarak yüklenilmektedir.

Tüm bunların ışığında bakım emeği yine kadınların sırtına yüklenmeye ve kadınların emeği sömürülmeye devam etmekte. Peki buna karşı ne yapılabilir?

EŞİT BAKIM EMEĞİ GÜNÜ

Almanya’nın Bonn şehrinde bulunan klische*esc derneği’nin kurucuları Almut Schnerring ve Sascha Verlan çifti toplumsal cinsiyet eşitsizliğini konu eden 10 Mart Eşit İşe Eşit Ücret Günü’nü düşünürken eşitsizliğin asıl nedeninin doğumdan ölüme kadınların üzerine yüklenen bakım emeğinin eşitsiz dağlımı olduğunu ifade etmişlerdir. Birçok konunun “günü” varken, yaşamın devamlılığı için olmazsa olmaz olan bakım emeğinin neden ayrı bir günü olmadığını sorgulamışlar ve böyle bir günün olması için kendileri “Eşit Bakım Emeği Günü” (“Equal Care Day”)3 başlatmaya karar vermişlerdir.

Görünmeyen emeği kutlamak için görünmeyen günü, yani 29 Şubat gününü seçmişlerdir. Sadece her dört yılda bir görünen bu özel gün aynı zamanda bakım emeği dağılımında 4:1 oranını da temsil etmektedir. Kadınların bir yıl içerisinde gerçekleştirdikleri özel, profesyonel ve gönüllü bakım emeğine karşın erkeklerin aynı işi yapmaları dört yıl sürmektedir.

Eşit Bakım Emeği Günü “aile içinde gerçekleşen ve gönüllü olarak sağlanan karşılıksız bakım emeğini de göz önünde bulundurur. Eşit Bakım Emeği Günü ücretli ve ücretsiz hizmetlerin koşullarının karşılıklı bağımlı, birbirine bağımlı ve bazen de birbirleriyle rekabet ettiğine dikkat çekmektedir. .. Oxfam 2020 tarafından yayınlanan bir sosyal eşitsizlik çalışması, dünyanın dört bir yanındaki kadınların karşılıksız olarak 12 milyar saat çalıştığını göstermiştir.”4

İlk kez 29 Şubat 2016’da Bonn’da kutlanan Eşit Bakım Emeği Günü zamanla daha çok tanınmış ve yaygınlaşmıştır. Türkiye’de ilk kez 01 Mart 2021 tarihinde TED Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi tarafından Almut Schnerring’ın katılımıyla birlikte kutlanmış ve “Zihinsel Yük Araştırması: TED Üniversitesi Örneği” başlıklı araştırma tanıtılmıştır.5

EŞİT BAKIM EMEĞİ MANİFESTOSU

TED Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi görünmeyen bakım emeğinin görünür kılınması ve değer verilmesini talep eden “Eşit Bakım Emeği Manifestosu”nu aynı etkinlikte tanıtmıştır. Equal Care Day Initiative’in Almanca orijinal manifestosu ile kısmen örtüşmekte olan manifesto Türkiye’deki toplumsal, siyasal, sosyo-ekonomik ihtiyaçlar ışığında ve COVID-19 pandemisinin ışığında hazırlanmıştır.6 Eşit Bakım Emeği Manifestosu’nun talepleri bireysel düzeyden mahalle ve yerel düzeye, oradan devlet ve uluslararası düzeye kadar uzanmaktadır. “Görünürlük ve Takdir”, “Adil Bölüşüm”, “Yapısal Destek” başlıkları altında sıralanmaktadır.

İKİNCİ KEZ KUTLANACAK

1 Mart 2022 Salı günü saat 14:00’de TED Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi Eşit Bakım Emeği Gününü ikinci kez kutlayacaktır. Equal Care Day Initiative’in katılımıyla ve youtube üzerinden gerçekleşecek olan bir yayın ile Prof. Dr. İpek İlkkaracan (İstanbul Teknik Üniversitesi, Ekonomi Bölümü) “Türkiye’den Eşit Bakım Emeği için bir Öneri: Mor Ekonomi” konulu sunumunu çevrimiçi gerçekleştirecektir.7

Mor Ekonomi bakım emeğini merkezine koyan, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, sürdürülebilir bir ekonomik sistemi tasavvur etmektedir. Yeşil Ekonomi, üretim ve tüketim örüntülerini doğanın yeniden üretim süreçleri ile uyumlu hale getirecek önerileri içerirken, Mor Ekonomi bakım emeğinin yeniden üretimi, eşitsizlikler üzerinde temellenmeyen bir toplumsal dayanışma ile nasıl sürdürülebilir kılınabilir sorusuna odaklanmaktadır. https://genderstudies.tedu.edu.tr/tr/genderstudies üzerinden zoom etkinliğine kayıt olup katılabilirsiniz.

Eşit Bakım Emeği – hemen, şimdi!