New York'ta şartlı tahliye edilenler inşaat işçiliğine yönlendirilerek çok düşük ücretlerle, sigortasız ve can güvenliği olmadan çalışmak zorunda bırakılıyor.

Eski mahkûmlara kölelik dayatılıyor

Michael SAINATO

ABD'de New York kentinin inşaat endüstrisindeki simsarlar hapishaneden serbest bırakılan veya şartlı tahliye edilen işçileri düşük ücretlerle ve ciddi bir güvenlik riskiyle çalıştırıyor. Bu işçi simsarları, şirket tarafından ödenen ücretlerden yaptığı kesintiyle kâr elde ederek işçileri işe alıyor ve birbirleri arasında da işgücü maliyetlerini aşağı çekmek için aynı zamanda rekabet ediyor. Genellikle salıverilmelerinin bir koşulu olarak iş arayan eski mahkûmlar ise şartlı tahliye ihlaliyle hapse geri gönderilmemek için bulabilecekleri her işi yapmaya mecbur bırakılıyor.

ŞARTLI TAHLİYE İHLALİ KORKUSU

2019 yılında New York eyaletindeki hapishanelere düşen bireylerin yüzde 40'ı şartlı tahliye ihlalleri nedeniyle yeniden cezaevine atıldı. İşverenler ise şartlı tahliye edilenlerin mevcut koşullarını istismar ediyor ve onlara güvenilir olmayan çalışma şartları altında düşük ücretler veriyor. Geçen yıl New York'ta 9 bin 173 kişi daha inşaat işçisi olarak kayıtlara geçti. Bu işçilerin yüzde 24'ünü ise yeni serbest bırakılmış eski mahkumlar oluşturdu. Bu işçiler hiçbir sosyal yardımları olmadan, 15 dolar saatlik asgari ücretin çok altında işe başlatıldı. Eyaletteki inşaat sendikaları ise en düşük ücretin saatte 28 dolar olması gerektiğini savunuyor.

3 YIL BOYUNCA DİŞ AĞRISI ÇEKTİ

Eski mahkum John Simmons, New York'ta cezaevinden serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra, 2016'nın temmuz ayında inşaat sektöründe işe başladı. “Bu, hayatımda yaptığım bir hata nedeniyle kalifiye olduğum tek işti” diyen Simmons, “Bana ikinci bir şans vermek demek, sadece bana bir iş vermek değil aynı zamanda kendimi geçindirebileceğimden emin olmak demektir. Bir tamirhanede çalışırken beni başarısızlığa sürükleyerek, bana nasıl ikinci bir şans veriyorsun?” diye sordu. Bu sektörde çalışarak geçimini sağlamakta zorlandığını belirten Simmons, sigortası olmadığını bu nedenle dişini tedavi ettiremediği için üç yıl boyunca diş ağrısı çektiğini de sözlerine ekledi.
Önce inşaat şantiyelerinde temizlik görevlisi olarak işe başlayan Simmons, bir gün işverenlerinin kendisini bir inşaatta işçiliğe mecbur kıldığını ve bu konuda herhangi bir eğitim almadığı için bu işi yapmakta çok zorlandığını aktardı. Simmons, "Bir gün bana bu işin yapılması gerektiğini söylediler. Elime bir elektrikli alet verdiler ve işe gitmemi söylediler. Çalışanlara hiçbir saygıları ya da ilgileri yok" tepkisi verdi. Simmons'a inşaatın zorlu işlerini yapmaya başladığında koruyucu bir maske ve eldiven verilmediği gibi hiçbir kişisel koruyucu ekipman da sağlanmadı.

ÖLÜMLE BURUN BURUNA ÇALIŞTI

Çalıştığı inşaattaki işverenleri ise bir gün Simmons'a ve inşattaki birkaç arkadaşına, güvenlik kemeri olmadan tırmanmalarını emrettti. Yaklaşan bir fırtına nedeniyle inşaatın 12 kat yukarısına çıkarılarak iskeleler arasındaki bir bölgeye müdahale etmeleri istendi. Bu esnada herhangi bir güvenlik ağı kurulmadı ve güvenlik kemeri dağıtılmadı. Simmons, o gün can güvenliklerini neden tehlikeye attıklarını “Birçoğumuz, bu durumu şikayet edersek işimizi kaybedeceğimizden korktuk. Şartlı tahliye şartlarından biri de iş bulmayı ve sürdürmeyi aramanızı gerektiriyor. Bu nedenle konuşmaktan korktuk" şeklinde açıkladı.

Aynı zamanda siyah işçilere daha düşük ücretlerin ödendiği bu sektörde işçileri tazminat hakkından, sendika üyeliğinden, sigortalı çalışmaktan uzak tutmaya çalışan işverenler bu sistemde düşük ücretler dağıtmaktan da çekinmiyor. New York'ta inşaat işçilerinin bağlı olduğu sendikaların büyük bir oranı, çoğu şartlı tahliye olan işçilere dayatılan bu taşeron işleyişin gözetimini ve şeffaflığının artırılması gerektiğini savunuyor. Buna göre, yapılacak yeni bir yasal düzenlemeyle, inşaat sektöründeki işverenlerin çalıştırdığı işçilerle ilgili tüm bilgileri ve süreci içeren bir rapor sunması zorunlu da hale getirilmeli.

EMEKLİLİK YOK GELECEĞİM YOK

Danny Cooley, 2016 yılının sonlarında hapishaneden çıktığında saati 13 dolara bir inşaatçı dükkanında çalışmaya başladı. İşyerinde kendisine hiçbir kişisel koruyucu ekipman verilmediğini belirten Cooley, üzerinde şirket logosu bulunan güvenlik yeleğinin parasını ödemek zorunda kaldığını da söyledi. Cooley, kendisini kirlenmiş su ile temastan korumak için bir kişisel koruyucu ekipman veya uygun bot verilmediğini ve bu ekipmanların hiçbiri olmadan kendisine kanalizasyon suyundan geçmesinin söylendiği bir olayı da anlattı. Cooley, “Emeklilik yok, gelecek için hiçbir şey yok, bu bir çıkmaz iş” dedi.

Cooley ve şu anda Kuzey Amerikalı İşçilerin Uluslararası Sendikası (LIUNA) inşaat sektöründe bu olayları dizginlemek ve bireylere yeni girişim fırsatları sağlamak için kampanya yürütüyor. Onları başka bir hapishaneye yeniden mahkum etmeye benzeyen sömürücü işlere yönlendirmektense çıkış yollarını arıyor. Cooley, "Artık sendikaya üye olduğum için bir dolara olumsuz bir iş yapmak zorunda değilim. Bireylere yaşamlarındaki bir sonraki adımları atabilmeleri için yardım edebilmek hayatımı olumlu yönde değiştirdi" diye konuştu.


The Guardian'dan çeviren BirGün Çeviri Kolektif