Her turisti cezbedecek bir rota Madrid, Toledo, Kordoba... Sizi çeken ne varsa hepsinden tatmin olarak ayrılacağınız sıcak, renkli, neşeli bir ülke. Gezide de şunu fark ettim: Hiç evde oturan yok. Evleri terk edilmiş, sahibi kapatıp yazlığa gitmiş sanırsınız, öylesi bir sessizlik.

Evler sessiz, hayat sokakta
Kraliçe Isabella, Kral Ferdinand ve Kristof Kolomb’un Krallar Sarayı’ndaki heykeli. (Fotoğraflar: Aslı Delikara)

Aslı DELİKARA

HER TURİSTİ CEZBEDECEK BİR ROTA: MADRİD, TOLEDO, KORDOBA

İspanya. Tarih, yemek, müzik, dans, tabiat, mimari, sanat… Sizi çeken ne varsa hepsinden tatmin olarak ayrılacağınız sıcak, renkli, neşeli bir ülke. Yıllar önce Barselona, Madrid, Sevilla, Granada’yı görmüştüm. Madrid’te gözüm kalmıştı doğrusu ve fırsat bulunca yeniden bu güzel kente uçtum. 4 gün Madrid, 3 gün Kordoba’da kalıp, günübirlik de Toledo’ya gittiğim gezi,

Avrupa’da geçirdiğim en renkli, lezzetli, neşeli tatillerden biri oldu. Şimdi övme zamanı…

ÜLKENİN KALBİ, MADRİD

İspanya’nın en büyük şehri ve başkenti, kalbi burası. Uzunca bir dönem İslam kültürü altında yaşayan ülkeye İslam orduları 711’de girmiş, 1492’de Granada'nın düşmesine kadar hüküm sürmüş. Ülkede özellikle Endülüs olarak adlandırılan bölgelerde (Sevilla, Granada, Kordoba, Malaga gibi) bu kültürün izlerini görmek mümkün. 16. yüzyılda İspanya Kralı II. Felipe'nin tahtı Madrid'e taşıması da şehir için bir dönüm noktası olmuş. Saraylar, meydanlar bu dönemin izlerini yansıtıyor.

HAYAT SOKAKTA

Caddelerin arasına serpiştirilmiş küçük meydanlar, her yerde yiyip içen neşeli, rahat insanların ülkesi burası ve hep sokaktalar. İlk geldiğimde aklıma takılan soruya bir ikincisi ekleniyor: İlki “Bu insanlar hangi ara çalışıyor”du (malum siesta var), bu gezide de şunu fark ettim: hiç evde oturan yok. Abartmıyorum, evleri terk edilmiş, sahibi kapatıp yazlığa gitmiş sanırsınız, öylesi bir sessizlik. Bizler ev odaklı yaşarız; pencereden bakarız, bir şey asarız, kapının önünde bir yaşam ibaresi olur ve ileri yaştakiler -maalesef- sosyal hayata pek karışmaz. İspanya’da -yaşlısı engellisi dahil- herkesler sokakta.

MÜZE LİSTENİZDE EL PRADO’YA DA YER AÇIN

ABD’ye Çin’e kadar açılmayıp yakınlarda gezdiğimizi var sayalım; en zengin müze/galeri sıralamasında British Museum, National Gallery, Hermitage, Louvre’un ardından bencileyin El Prado (Museo del Prado) geliyor. İspanya Dali, Picasso, Miro, Velazquez gibi dünya çapında ressamlar yetiştirmiş bir toplum, bu zenginlik elbette müzelerine de yansımış.

El Prado Müzesi, sanat tarihinin en çok çözümlenen tablolardan biri olan Velazquez’in “Nedimeler”ine (Las Meninas), Bosch’un “Dünyevi Zevkler Bahçesi”ne (The Garden of Earthly Delights), Caravaggio’nun David and Goliath’ına, Albercht Dürer’in “Adem ve Havva”sına (Adam and Eva), en etkileyici savaş tasvirlerinden biri olan Goya’nın “3 Mayıs 1808”ine (El 3 de mayo de 1808 en Madrid) ev sahipliği yapan muhteşem bir galeri. Girişte, o uzun kuyrukta beklediğinize asla pişman olmayacaksınız.

Şehir rehberlerinde pek yazmıyor ama Madrid Arkeoloji Müzesi ve müze civarında bulunan Amerika’nın Keşfi Anıtı (Monumento al Descubrimiento de America) da bence 2-3 günlük gezi içine sıkıştırılmalı.

El Prado’nun yakınındaki Reina Sofia Müzesi ise hayatımda gördüğüm en etkileyici eserlerden biri olan Picasso’nun “Guernica”sını gururla taşıyor. Sadece bu görkemli resim için bile ziyaret edilir ki, Salvador Dali, Rene Magritte, Diego Rivera, Joan Miro gibi sanatçıların tablolarını da bu müzede göreceksiniz. Mekanda aynı zamanda video-art, pop-art gibi güncel sanat çalışmalarına da yer verilmekte.

ŞEHİR TURU

Madrid yürüyerek de gezilebilir bir şehir. Tatlı yokuşları yormuyor. Her Madrid rehberinde olan yerlere illa ki uğrarsınız: Gran Via, Puerta del Sol, Plaza Mayor, Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real de Madrid), Chueca Mahallesi, Yahudi Mahallesi ve El Retiro Parkı (Parque de el Retiro).

YEME-İÇME

İspanyollar pratik ama lezzetli ve süslü tabakları seviyor. Kapak, örtü anlamına gelen meşhur Tapas, kızarmış ekmek üzerine mayonez, ançuez, havyar, domates vb. soslardan oluşan meze demek. İspanyol omleti (Tortilla) bildiğiniz patatesli soğanlı omlet. Paella; deniz ürünleri, tavuk, sebzeli, şarap soslu pirinç pilavı. Empanada bir çeşit kalın hamurlu, bol içli börek ve Churros tatlısı (bizim lokmalara benzeyen bir çeşit kızarmış hamur). Milli içkileri Sangria meyve, şarap, soda ya da gazoz ve likörlü bir içecek. Bira biraz tatlımsı yeşil zeytin ve turşuyla servis ediliyor.

Bir AVM mantığında işleyen şarküteri-kasap marketlerin çoğu tapas bar işlevi de görüyor, birini görseniz yeter, en civcivlisi Mercado de San Miguel.

DÜNYANIN EN BÜYÜK BİTPAZARLARINDAN BİRİ: EL RASTRO

İşte burayı şiddetle öneririm: dünyanın en büyük açık hava pazarlarından (bitpazarı) biri olan El Rastro pazar sabahı erkenden açılıyor. Öğlene sıkış tepiş olunuyor. TL/Euro paritesine rağmen ucuz ve ilginç birçok şey, etrafta bir sürü kafe-bar var.

El Rastro

KORDOBA YOLLARINDA

Ay kırmızı, at kara
Torbamda zeytin kara
Bilirim de yolları varamam Kordoba’ya.
….

Adını ünlü İspanyol şair Lorca’nın dizlerinden duyduğum Kordoba’yı (Cordoba) görmek bu gezimin havucu idi. Madrid’ten gitmek çok kolay, üstelik gördüğüm en güzel tren istasyonu Atocha’yı da bu vesileyle görmüş oldum (Estacion de Atocha).

2004’te 191 kişinin öldüğü ve 1841 kişinin yaralandığı İslamcı terör örgütü El -Kaide saldırısı bu istasyonda gerçekleşmişti. Kötü anıları yok etmek için mekan büyük bir botanik bahçesine dönüştürülmüş.

Kordoba Sokakları. (Aslı Delikara)

DÜNYANIN EN MEŞHUR CAMİİLERİNDEN BİRİ BURADA

Kordoba, Emevi hanedanlığı boyunca İslam aydınlanmasının, kültür ve felsefesinin altın çağını yaşamış. 600’den fazla kütüphane, 1 milyondan fazla el yazması kitabın olduğu şehirde, döneminin en büyük kütüphanesi, üniversiteleri, sarayları inşa edilmiş. Şehrin tarihi kesiminde bu dönemi izleri var. En önemli tarihi eseri ise Kurtuba Camii (La Mezquita).

Endülüs İslam mimarisinin en önemli örneklerinden biri kabul edilen camii, UNESCO tarafından 1984’te Dünya Mirası ilan edilmiş. Sonsuzluğu anlatır gibi birbiri ardına sıralanan kemerleri, insanı ezmeyen büyüklüğü ve tüm inançları kucaklayan uhrevi atmosferiyle tek başına dâhi geziyi anlamlı kılacak kadar etkileyici bir yapı. 600'lü yıllardan bu yana ilkin Vizigot Kilisesi, sonra camii, ardından katedral olarak ayakta.

DÜNYACA ÜNLÜ ÇİÇEK FESTİVALİ: FIESTA DE LOS PATIOS DE CORDOBA

Bu şehirdeki kadar güzel avluyu, bahçeyi hiçbir yerde görmemiştim. Her mayıs ayı Kordoba Belediyesi ev sahipliğinde en güzel çiçeklendirilen avlular, teraslar yarışıyormuş. Bina dışlarına çiçeklerin asıldığı Çiçekli Sokak (Calleja de las Flores) da pek meşhur. 

200 YILI AŞMIŞ GELENEK: MAYIS HAÇLARI GÜNÜ (CRUCES DE MAYO)

Hristiyan dünyası için önemli olan festivalin geçmişi dördüncü yüzyıla uzanıyor. Mucizeler yarattığına inanılan bir haça dayanan festivalde, geleneksel giysili roman kadınların çiçeklerle bezeli arabalarda halkı selamlaması, dans, müzik ne ararsanız var. Ana aktivite ise “En İyi Dekore Edilmiş Haç Yarışması”.

KÖPRÜ, MÜZELER, SARAYLAR…

Krallar Sarayı (Alcázar de los Reyes Cristianos), portakal bahçeleri, havuzlarıyla doğayla tarihin iç içe geçtiği bir mekan. Kraliçe Isabel ve Kral Ferdinand tarafından yönetilmiş ve Endülüs'ü geri almak için stratejik kararların alındığı yer burasıymış.

Krallar Sarayı

Roma Köprüsü (Puente Romano) ise 1. Yüzyılda inşa edilmiş, Kurtuba Camii’nin hemen altında bulunuyor. Köprünün diğer ucu ise modern Kordoba’ya açılıyor.

Arkeoloji Müzesi (Museo Arqueológico de Córdoba): İki katlı müzede Roma dönemine ait heykeller, mozaikler gibi buluntuların yanı sıra Vizigot, İslam ve Hristiyan dönemlere ait eserler var, bahçe de pek güzel.

Medinetü’l-Zehra Sarayı (De Medinat Al Zahra) 2018 yılında UNESCO Dünya mirası listesine alınmış, bir arkeolojik kompleks. Buluntuların sergilendiği bir müzesi de var.

FLAMENKO İÇİN DOĞRU ADRES

Kordoba, Flamenko gösterileri için en doğru adreslerden biri. Büyük şehirlerde de Flamenko şovlar var elbet ama yerinde görmek isteyenler hakkını Kordoba’da kullansın.

TOLEDO

Madrid’ten yarım saatlik bir tren yolculuğu yaparak geleceğiniz Toledo, tarihi bölgesi ve içindeki mimari unsurlarla 1986’da UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış bir kale şehri. İstasyonda sizi Endülüs izlerini taşıyan kemerler Endülüs bölgesinin aslında Kuzey Afrika-Endülüs İslam süsleme sanatının simgelerinden “Zellige” motifli seramikler karşılıyor.

Bir günde rahatlıkla gezeceğiniz şehir, geçmişte ülkeye başkentlik yapmış, yani Madrid’ten önce başkent Toledo imiş. Tarih boyunca Roma, Vizigotlar, Müslüman ve Hristiyan medeniyetlerine ev sahipliği yapan, hepsinin izlerini taşımakla birlikte kendine özgü güçlü bir aurası olan bir şehir burası. Dar yokuşlu flama/bayraklarla süslü sokaklar, korunmuş Orta Çağ mimarisi, canlı ve şükür ki siesta rehavetinde olmayan mağazalar hem ağırbaşlı hem cıvıl cıvıl olabilen Toledo'nun karakterini oluşturuyor.

Toledo Katedrali

BİR GÜNE NELER SIĞDIRIRSINIZ?

Ünlü ressam El Greco burada yaşamış ve üretmiş. Eserlerini ve hayatından izleri görebileceğiniz müzesi (Museo del Greco), Toledo'nun sembolü Alcázar Kalesi, Toledo Katedrali, camiden sinagoga çevrilmiş Santa María La Blanca’ya gidebilirsiniz. Dönüp dolaşıp çıkacağınız ana meydan ise Puerta del Sol. Birbirinden güzel butikler, hediyelik eşya dükkanları bu meydanda ve etrafındaki dar sokaklarda.

CERVANTES’İN İLHAM KAYNAĞI

Edebiyat dünyası, Modern Avrupa romanını Miguel de Cervantes’in yazdığı "Don Quijote” ile başlatır. Mançalı Don Kişot ile arkadaşı Sanço Panza’nın çocuksu cesaretle atıldığı maceraları konu alan kitabın Toledo’da tamamlandığı söyleniyor.

38 dile tercüme edilen, halen dünyanın en çok okunan romanları arasında olan Don Kişot’u birçok ressam tuvaline taşıdı. Picasso onlardan biri.

ÇELİĞİ VE BADEM EZMESİ MEŞHUR

Toledo çelik işçiliği, UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras ilan edilmiş. İspanya'nın ünlü kahramanları ve soyluları, üstün kalite ve mükemmel dengesinden dolayı savaş alanlarında ve şövalye turnuvalarında bu kılıçları kullanmışlar.

Marzipan denen badem şekerlemeleri Toledo’yla anılsa da bu tat, İspanya’nın geneli için bir gastronomik işaret. Havaalanında çeşit çeşit badem tatlısı satılıyor, en hesaplısını çantaya atabilirsiniz, hepsi lezzetli.