Fotoğrafçı Engin Güneysu’nun belgesel kitabı Radio Sarajevo, Saraybosna’nın yakın geçmişteki tarihi olaylarını ele alıyor. Güneysu, “Ben savaş fotoğrafçısı değil, savaş karşıtı bir fotoğrafçıyım” diyor.

Faşizme karşı eller vizöre
1984 Kış Olimpiyatları için Igman Dağı'na kurulan ödül platformu.

Erkin Can SEYHAN

Fotoğraf sanatçısı Engin Güneysu, 2012 yılından beri üzerinde çalıştığı belgesel kitap çalışması Radio Sarajevo’yu okurlarla buluşturdu. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kkültür surulan ve 1945’ten beri kesintisiz olarak yayın hayatını sürdüren Radio Sarajevo’nun ismini verdiği kitap, Saraybosna coğrafyasının yakın geçmişteki tarihine dikkat çekiyor. Yayın hayatına “Faşizme ölüm, halka hürriyet” sloganıyla başlayan radyonun ilham verdiği kitap, koleksiyon baskısı olarak yalnızca 450 adet ve numaralı olarak basıldı. Radio Sarajevo’yu Engin Güneysu ile konuştuk.

Öncelikle kitap fikrinin ortaya çıkış sürecinden ve böyle bir kitap hazırlamanızdaki motivasyondan söz eder misiniz?

Ben 1981 doğumluyum. Berlin Duvarı’nın yıkılışı, Körfez Savaşı ve Bosna Savaşı gibi tarihi olaylar benim çocukluğuma denk geldi. 2012’de Bosna’yı ilk ziyaretimde derinlemesine gözlem yapma imkânı buldum. Şehirde gezerken atılan havan toplarının yerlerdeki izi, binalar üzerindeki kurşun delikleri ya da izleri ve en önemlisi de insanların yüzünde kalmış hüzün beni çok etkiledi. Bunun üzerine aklıma gelen ilk şey fotoğraf fikriydi; kitaba dönüşmesi daha sonra oldu. Çocukken TV ekranlarında gördüğüm ve hafızama yerleşen puslu görüntü, Saraybosna sokaklarına indiğimde netleşti. 2012’de rehabilitasyon merkezine gittiğimde oranın varlığının savaşta, Srebrenitsa Katliamı’nda yakınlarını yitirmiş ve zarar görmüş insanlar için olduğunu gördüm. Bu kitabı yapmaya orada karar verdim. Rehabilitasyon Merkezi benim fotoğraflarını çektiğim ilk konuydu. Ama giriş, gelişme ve sonuç da olmalıydı. Bu yüzden Yugoslavya’nın yakın geçmişteki tarihsel sürecini yakından araştırdım, savaşta kaybedilenlerin yakınlarıyla görüştüm. Tarihsel süreçteki başlangıç noktam da 1984’teki Sarajevo Kış Olimpiyatları oldu. İkinci bölümde Bosna Savaşı’na odaklandım. Savaşı anlatmaya çalışan fotoğraflar çekip bir flashback yapmaya çalıştım. Kitabın üçüncü bölümünde Srebrenitsa Katliamını ele aldım. Dördüncü bölüm için rehabilitasyon merkezine gittim ve orada fotoğrafların yanı sıra bir de video belgesel çektim. Kitabın son bölümü ise günümüz Bosna’sını anlatıyor. Savaşta çok sayıda kayıp ve göç vermiş bir Balkan ülkesinin bugününe odaklandım.

RADIO SARAJEVO, Engin Güneysu, 2022RADIO SARAJEVO, Engin Güneysu, 2022

COĞRAFYA İLE YAKIN TEMAS

İlk ziyaretinizi 2012 yılında gerçekleştirdiniz ve retrospektif bir bakış açısı kullanmak zorundaydınız. Bunu nasıl işlediniz?

Kitaba ismini veren Radio Sarajevo benim için yol gösterici oldu. Kitabın girişinde “Coğrafyaya yakından temas etmek insanın tahmin bile edemeyeceği şeyleri yaşamasına sebep olabiliyor” cümlesi var. Ben oraya sıradan bir fotoğrafçılık çalışması için gittim ama daha sonra Saraybosna’nın köylerine gittiğimde, farklı coğrafyalarda farklı insanlar gördüm, ev tuttum. Farklı bir dünya inşa ettim. Bir sürü de olay yaşadım. Ama tarihi bir süreci yakından incelemek için odaklandığınızda görsel ve yazılı materyaller yol gösterici olur ve işinizi kolaylaştırır. Ben de o yoldan gittim.

Engin GüneysuEngin Güneysu

Saraybosna, dünya tarihinin köklü yerleşim yerlerinden biri olmakla birlikte yakın geçmişi kapsayan süreçte de birçok önemli olay yaşadı. Savaşlarla ve acılarla derinden yüzleşen bir coğrafyada fotoğrafçılık yapmak nasıl bir deneyim?

Saraybosna halkı bana çokça yardımcı oldu. Ne yaptıklarını ve yaşadıklarını biliyorlar. Yaşadıklarını doğru değerlendirebiliyorlar. Bağımsızlık referandumunda yüzde 99,44 gibi bağımsızlık lehine bir oy oranından bahsediyoruz. Ama savaş yine kaçınılmaz oldu. Saraybosna’da acılarla yüzleşmiş ve yakınlarını kaybetmiş çok sayıda insanla temas kurdum ve bu süreçte onlarla yakından empati kurmam gerekti. Yalnızca görsele odaklanmayan, onun sosyolojik ve tarihsel altyapısını da aktarmaya çalışan bir kitap. Haber fotoğrafçılığı dediğimiz kavramda güncel bir haberi sunmak tabii ki önemli ama tarihsel süreçleri de fotoğraf yoluyla insanlara anlatmakta yarar var. Kaldı ki Srebrenitsa’nın etkileri güncel. Hâlâ kayıplarının kemiklerini bekleyen insanlar var. Bu yüzden tarihsel ve sosyolojik derinliği olan olaylara yoğunlaşmalıydım. Ben bir insan olarak bu tür çalışmaları doğaya karşı bir görev olarak bildim. Ben savaş fotoğrafçısı değil, savaş karşıtı bir fotoğrafçıyım.