Yemeksepeti’nde çalışan ve mesai saati artırılan kurye kaza yaptı. Nakliyat-İş Sendikası duruma tepki gösterirken işçiler ise “Bize sormadan mesai yazıyorlar. Hem yorgunluğun hem de moral bozukluğunun etkisiyle kaza yapıyoruz” dedi.

Fazla mesai kaza getirdi

Rıfat Kırcı

Bir süredir sendikalaşma sürecinde olan Yemeksepeti işçileri yoğun baskı, mobbing ve artırılan iş yüküyle mücadele ediyor. 6 bin 200 kuryesi olan şirkette örgütlenen Nakliyat-İş Sendikası’nın üyelikleri yapılan işkolu değişikliğiyle düşürülürken işçiler sendikalaşmaya devam ediyor. Sendikal sürecin başlamasıyla koşulların kısmen iyileştirildiğini belirten işçiler buna rağmen çalışma koşullarının hâlâ çok ağır olduğunu aktardı. Önceki akşam Yemeksepeti’nin banabi uygulamasında kurye olarak çalışan bir işçi 8 saatin üzerine eklenen fazla mesai süresinde kaza yaptı. İşçinin vücudunda ezikler meydana geldi. BirGün’e konuşan kuryeler “Çok daha tehlikeli kazalar yaşıyor. Sendika bunun için olmalı. Baskılar son bulmalı, ücretlerimiz artırılmalı, çalışma koşullarımız düzeltilmeli” dedi.

Bahşişin vergisini veriyoruz

Yemeksepeti bünyesinde kuryelik yapan bir işçi şöyle konuştu: “Bize 2 yıldır zam yapılmadı. Pandemi sürecinde en çok kazanan firmalardan biri Yemeksepeti oldu ama bize zarar ettiklerini söylüyorlar. Aldığımız bahşişlerin bile vergisini veriyoruz.”

Kendilerine sorulmadan sık sık fazla mesai yazıldığını aktaran kurye, “Eski şef bize sormadan kafasına göre mesai yazıyordu. Mesai yazdıkları zaman bile yemek paramızı vermiyorlar. Biz acıktığımızda kendi cebimizden veriyoruz. Baskı yapıyorlar eski çalışanlara istifa etmeleri için” ifadelerini kullandı.

Omzu yırtıldı işten atıldı

İş yüklerinin ağır olduğunu aktaran kurye, şunları söyledi: “Ben Yemeksepeti’nin Vale projesinde çalışıyorum. Pandemi sürecinde Yemeksepeti’nin bir diğer kolu banabi’de açık oluştu. Orada da çalıştık. Bizim sözleşmemizde öyle bir madde yok ama biz çalıştık. Damacana taşımak zor oluyor. Çoğu apartmanın asansörü yok. Bir arkadaşımız omzunu yırttı. 3-4 aylık rapor aldı. Bu arkadaşımızı devletin verdiği raporu hiçe sayıp işten çıkardılar. Mahkeme süreci devam ediyor. Bir başka arkadaşımız da Vale’de çalışırken kaza yaptı, kaval kemiğini kırdı. Sonra o arkadaşı banabi’de depoya verdiler. Ağır iş yaptığı için ayağındaki sorun tekrarladı. İyileşmesini beklemeden çalışmaya başlamak zorunda kaldı.”

İmkânlarımızı aldılar

Sendikaya karşı yapılan baskılar nedeniyle şirkete olan güvenlerini yitirdiklerini aktaran işçi, şöyle devam etti: “Bizim işkolumuzu değiştirdiler. Bunu da sorduk. Cevap alamadık. Biz bu şirkete ilk girdiğimizde şirketin genel müdürlüğüne girip çıkabiliyorduk. Bizim dinleneceğimiz, yağmurda çamurda sığınabileceğimiz bir alanımız yok. Biz Yemeksepeti’nin bu imkânlarından yararlanabiliyorduk. Şimdi bu imkânları elimizden aldılar. Şirket içi çalışan yetkililere 6 ayda bir zam yapılıyor. Biz 2 yıl sonra alabildik. Asgari ücrete yapılan zammın altında kaldı bize yapılan zam.”

Gerekirse koşun diyorlar

Banabi’de çalışan bir kurye ise siparişleri yetiştirmeleri için çok sık baskıya uğradıklarını söyledi. İşçi “Gerekirse koşun dendi bize” dedi ve ekledi: “İşyerinde müdürlerin baskısı oluyordu. Elimize poşetleri veriyorlar, hızlı hızlı çıkarıyorlardı bizi. Soğuk zamanlarda ısınma zamanımız bile yok. Yarım saatimiz var dinlenmek için ama yoğunluk varsa o yarım saati bile kullanamıyoruz.”

Damacanalar kaza nedeni

Damacana taşımakta çok zorlandıklarını aktaran kurye “Damacanalar çok sorun yaratıyor. Arka tarafta olduğu için dengeyi sağlayamıyoruz. Çok kaza yapıyoruz. Biz bunları anlattık. ‘Damacanaları kaldıracağız’ dediler ama hiçbir adım atmadılar” dedi.

Buzlu havada yola çıkardılar

Sendikal sürece de değinen işçi şunları söyledi: “Bizi istifaya zorladılar. ‘Sendikalı olursanız esnaf kendi kuryesine geçer’ dediler, işsiz kalacağımızı söylediler. Çalışanları şeflik, müdürlük vaatleriyle istifa etmeye çalıştırdılar. Ama biz istifa etmeyeceğiz. Sendika olayını duyduktan sonra süreler sorun olmaktan çıktı. Zam yaptılar. Eskiden nerede kaç dakika durdun, yolda kaç dakikada gittin, bunların hepsi baskı unsuruydu. Eskiden fırtınalarda çıkardık yola. Buzla havalarda çıkardık. Bu sene yapamadılar. Sendika korkusuyla bu baskılar bitti. Şimdi de bizim işkolumuzu değiştirdiler, sendikalı olmayalım diye. Ama biz sendikadan vazgeçmeyiz.”