MEB, son yıllarda din derslerinin ağırlığını liselerde artırırken felsefe derslerini ise azalttı. Eğitimci Gezici, öğrencilerin bu yüzden sınıf değiştirmek istediğini söyledi ve ekledi: “Din dersleri iktidarın politik aracı”

Felsefeye makas, dine yönlendirme

Mustafa KÖMÜŞ

Milli Eğitim Bakanlığı eğitimi gericileştirirken öğrencilerin analitik düşünmelerini destekleyecek dersleri de azalttı. Anadolu liselerinde her sınıfta haftada ikişer saat din kültürü ve ahlak bilgisi dersi verilirken felsefe dersi sadece 10’uncu ve 11’inci sınıfta veriliyor. Bunun yanında seçmeli din derslerinin sayısı da oldukça fazla. Kuran, siyer, temel dini bilgiler gibi derslerin yanı sıra İslam kültür ve medeniyeti ile İslam bilim tarihi gibi dersler de seçmeli ders olarak alınabiliyor. Bu derslerden Kuran ve siyer de haftada en az ikişer saat tüm sınıflarda uygulanabiliyor. Ayrıca bütün sınıflarda bu dersler alınabiliyor. Felsefe grubundan olan sosyoloji, psikoloji, mantık dersleri ise sadece 11’inci ve 12’nci sınıflarda seçilebiliyor.

POLİTİK BİR ARAÇ OLARAK GÖRÜLÜYOR

Aynı zamanda Rehberlik Öğretmeni de olan Bolu Eğitim Sen Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici din derslerinin iktidarın politik bir aracı olduğunu kaydetti. Gezici şunları aktardı: “Din Kültürü, diğer dinlerin de anlatıldığı bir ders değil bir Sünni İslam inancından, tek mezhep üzerinden anlatılan bir şey. Dolayısıyla bu iktidarın politik olarak eğitimde araçsallaştırdığı bir durum. Biat edilmesini isteyen, sorgulamayı istemeyen ezberci bir eğitim sistemimiz var. Felsefede de bu anlamda çok da düşünülmesini, sorgulanmasını istemeyen bir müfredat var. Bununla birlikte felsefe derslerinin son derece az olduğunu görüyoruz. 9 ve 10’uncu sınıflarda felsefe dersleri seçmeli olarak yok. 11 ve 12’nci sınıflarda da sadece sözel alanı seçenlerde sınava yönelik bir içerik olarak karşımıza çıkıyor. Eğitimin genelinde pedagojik bir yaklaşımları yok.”

SINIF DEĞİŞTİRMEK İSTİYORLAR

“Normal akademik lisede çalışan bir öğretmen olarak, çocukların gerçekten bu dersleri istemediğini söyleyebilirim” diyen Gezici şöyle devam etti: “Seçmeli kısmının da tartışılması gerek. Çünkü çocuklar adına seçilmiş dersler. Zaten ihtiyaç ve ilgi duymadıkları, yani yetenekleri doğrultusunda seçmediği dersler. Şunu mutlaka söylememiz gerek: 4+4+4’ten itibaren söylediğimiz gibi ‘zorunlu seçmeli’ sistemi. Çocuklar adına seçiliyor bu dersler. Velilerin ve çocukların rızasıyla, ilgisiyle olan bir şey değil. O yüzden buradaki temel niyet ve kasıt da ortaya çıkmış oluyor ‘zorunlu seçmeli’ olarak. Diğer bir yandan psikoloji ve sosyoloji derslerine çocukların gerçekten ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz. Akademik bir lise seçmiş öğrenci ve ona zorunlu olarak din dersi dayatılıyor. Burada biçim olarak cocukların ilgisi, yetenekleri gibi şeyler söz konusu değil. Ama içerik olarak baktığımızda da bu çocukların gerçekten bezdiğini söyleyebilirim. Mesela çocukların sınıf değiştirme talepleri oluyor. ‘Neden’ diyorum, ‘O sınıfta daha az din dersi seçilmiş’ diyor mesela. Demek istediğim çocukların ilgi duyduğu, ihtiyaç duyduğu bir şey değil.”

Pedagojik açıdan da dini derslerin ağırlığının problemli olduğunu söyleyen Gezici “Çocukların 4 yıl boyunca 6 saat Kur'an-ı Kerim, Peygamberin hayatı ve temel dini bilgiler dersleri içerik olarak bile doldurmuyor. Çocuklar açısından sıkıntılı diyebilirim. Bunun dışında felsefe ile ilgili olarak, görüntüde Bakanlık 9’uncu sınıflarda bilgi kuramı dersini koymuştu. Evet, çok ihtiyaçtır çocuklar acısından. Ama sadece 9’uncu sınıflar seçebiliyor. Diğer alanları dört yıl boyunca seçebilirsiniz. Bilgi kuramı dersinin seçildiğini görmedim çünkü felsefe grubu öğretmen ataması yok ve öğretmenimiz yok deniliyor. Zaten seçmeli dersleri zorunlu yaparken gerekçelerinden birisi okulun koşullarına göre olması. Okulun koşullarında da yeterince din kültürü öğretmeni ataması var” dedi.