Feministin Çantası: İçimize ilmek ilmek işleyen bir sevgi

BİRGÜN KADIN

”Önemli olan istektir, hiçbir istek diğerlerinden soylu değildir” diyerek naifliği, umutları ve tutkuları ile Sevgi Soysal’ı çıkartıyoruz feministin çantasından. Açtığımız gibi temiz bir öğle havasını içimizde hissediyoruz. Bizlere coşkulu hisler yaşamayı, iyi yazmayı konduramayanlara inat iyi ki doğdun Sevgi!

Anneannesi, teyzesi ve kendisi arasında gizli yol kurarak kadınlık hallerini kendine özgü tarzıyla işleyen Sevgi, Tante Rosa ile zihinlerimize işledi.

12 Mart 1971 Askeri Muhtırası’nın ardından Sevgi’in hayatı artık eskisi gibi olmadı. Yürümek kitabı müstehcenlik gerekçesiyle toplatıldı, sonra tutuklandı, TRT’den ayrılmak zorunda kaldı.

Ama kendine yılgınlığı yasaklayan Sevgi, bu memlekete olan umudunu hiç kaybetmedi. İkinci kez tutuklandığında bir de sürgün eklendi. Dedik ya yılgınlık ve umutsuzluk yok diye, cezaevinde yazdığı Yenişehir’de Bir Öğle Vakti adlı romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı.

Adana’da sürgünde bulunan bir kadının başından geçen olaylar etrafında 12 Mart’ı eleştirdiği romanı Şafak romanını Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu izledi. Sevgi tutkularını, inandıklarını hiç kaybetmedi. 1976 yılında gözlerini kapattığı dünyaya öykülerini, romanlarını, sesini ve mücadelesini bıraktı.