Tam 7 yıl önce darbe girişimi gerçekleştiren FETÖ’nün tasfiyesinin ardından boşalan kadrolara diğer cemaatler ve gerici vakıflar yerleştirildi. Başta Menzil, İsmailağa, İskenderpaşa cemaatleri olmak üzere tüm cemaatler pastadan payını aldı. FETÖ’ye ait yurtlar ise TÜGVA, Ensar, TÜRGEV gibi vakıflara devredildi.

FETÖ gitti, diğerleri geldi
Fotoğraf: Depo Photos

Mustafa KÖMÜŞ

AKP’nin uzun yıllar ortak olduğu FETÖ’nün, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin üstünden 7 yıl geçti. Darbe girişimi sonrası yaşanan tasfiyelerin ardından kamuda FETÖ’nün boşalttığı yerlerde yeni cemaat ve dini örgütlenmeler palazlandı. Uzun yıllar ittifak halinde ülkeyi birlikte yöneten AKP ve FETÖ’nün devletin bölüşümündeki yaşadığı kavga ülkeyi darbenin eşiğinden döndürürken, ‘eski ortak’tan boşalan yerler yeni cemaat ve tarikatlar tarafından dolduruldu.

FETÖ’den boşalan kadroları doldurmak için cemaatler ve vakıflar sıraya girdi. Yeni dönemde eğitim gerici vakıflara teslim edilirken cemaatlere Sağlık Bakanlığı’ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, yargıya kadar birçok bakanlıkta etkin rol verildi. Kendi medyasını da oluşturan cemaatlerin tamamı birer holdinge dönüştürdü. Bazı tarikatların vakıfları aracılığıyla üniversiteleri bile bulunuyor. Bazı tarikatlar ve hâkim oldukları alanlar şöyle:

• MENZİL

FETÖ’nün tasfiyesinin ardından en çok yükselen cemaatlerden biri Menzil oldu. Çok sayıda radyo-televizyon kanalı bulunan cemaat başta sağlık olmak üzere birçok alanda hâkim. Cemaatin eğitimde, askeriyede, Emniyet’te ve yargıda gücü bulunuyor. Özellikle esnaf arasında örgütlenen Menzil, Adıyaman kökenli bir tarikat olmasına karşın AKP iktidarının açtığı alanla bütün ülkeye yayıldı. Tarikatın, ülke genelinde en az 150 yurdu bulunuyor. Özellikle Recep Akdağ’ın bakanlık yaptığı dönemde Menzil Sağlık Bakanlığı’nda önemli oranda kadrolaştı. Cemaatin ayrıca birçok özel hastanesi de bulunuyor.

Diyanet’in birkaç yıl önce hazırladığı raporda ise Menzil’in kamuda örgütlenmesinin büyük sorunlara yol açacağı ifade edilmişti.

• İSMAİLAĞA

İsmailağa Cemaati, 15 Temmuz’un ardından pastadan en büyük pay alan diğer bir cemaat. Cemaat son birkaç yılda eğitimin gericileşmesinde büyük rol oynadı. Ayrıca başta Marmara Bölgesi olmak üzere ülke genelinde kaçak kurslarıyla çocukları etkisi altına almış durumda. ‘Medrese’ adını verdikleri bu kurslarda sadece İstanbul’da 10 bin çocuk ‘eğitim’ görüyor.

Nakşibendi geleneğinin Türkiye’deki en etkin grubu olan İsmailağa Cemaati’nin ülke genelinde açtığı çok sayıda öğrenci yurdu da var. Cemaat aldığı ihalelerle de son dönemde gündemde.

• SÜLEYMANCILAR TARİKATI

Süleymancılar, uzun yıllar gizli sürdürdükleri hareketlerini, Özal döneminde gün yüzüne çıkarttı. Siyasetle yakından ilgili olan Süleymancılar, bu yönleriyle FETÖ’ye en çok benzeyen cemaat.

AKP’nin ilk yıllarında FETÖ’nün de etkisiyle gücü azalan Süleymancılar, son 7 yılda ise daha iyi bir konuma geldi. Milli Eğitim Bakanlığı’nda FETÖ’nün boşalttığı kadrolara, Süleymancılar dolduruldu. Süleymancılar, ülke genelinde iki bin binden fazla olduğu tahmin edilen öğrenci yurtlarında dini eğitim veriyor.

Süleymancılar’a ait olan Aladağ’daki yurtta yaşanan ve 11 çocuğun ölümü ile sonuçlanan yangından sonra ortaya çıkanlar hükümetin bu grubu himayesinin ulaştığı noktayı bir kez daha gözler önüne sermişti.

• MALATYALILAR CEMAATİ

Gülencilerle beraber, AKP iktidarından en fazla “nemalanan” grupların başında Malatyalılar geliyordu. FETÖ gibi eğitimde kadrolaşmaya veren grup, boşalan kamu kadrolarını doldurma konusunda diğer cemaatlere oranla öne çıktı.

Özellikle Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde TRT ve Dışişleri Bakanlığı’nda kadrolaştı. Adını doğduğu Malatya ilinden alan cemaatten habersiz bir dönem kamuya temizlik işçisi dahi alınamıyordu.

• İSKENDERPAŞA CEMAATİ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da dahil olduğu İskenderpaşa Cemaati’nin özellikle yargıda büyük bir etkinliği bulunuyor. Hakyolcular adıyla yargıda örgütlenen cemaat Danıştay ve Yargıtay üyelikleri seçimlerini dahi etkiliyor. Özellikle eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül döneminde cemaat yargıda oldukça büyümüştü. Cemaatin Hâkimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkemesi’nde de üyelerinin bulunduğu iddia ediliyor.  Öte yandan Koca’nın Sağlık Bakanı olmasının ardından burada cemaat üyelerinin etkin olduğu biliniyor.

• EĞİTİM ENSAR’A VE TÜGVA’YA TESLİM

Cemaatlerin yanı sıra darbe girişimi ardından ülke genelinde FETÖ’ye ait okullar ve kurslar kapatılırken, AKP eğitimi vakıflar eliyle yürütmeye devam etti. Milli Eğitim Bakanlığı, Karaman’daki yurdunda çocuklara yönelik yaşanan cinsel istismar olaylarıyla tepki çeken Ensar’a imzaladığı protokollerle eğitimde büyük alan açtı.

Ensar, ortaokul ve liselerin yanı sıra üniversiteye giriş kursundan Kuran kursuna kadar istediği her alanda eğitim verebiliyor.

Yine ortaokulda ve liselerde egemen olan diğer bir vakıf ise TÜGVA. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu vakfın eğitim alanında birçok faaliyeti bulunuyor. Son olarak İstanbul’da yüzlerce okul TÜGVA’ya tahsis edilmişti.

TÜGVA darbe girişiminin ardından kapatılan FETÖ’ye ait yurtların 18’ini herhangi bir bedel ödemeksizin bünyesine kattı.

• ÜNİVERSİTEDE TÜRGEV

Tıpkı TÜGVA gibi Bilal Erdoğan’ın öncülüğünde kurulan vakıflardan biri de TÜRGEV. TÜGVA’yla benzer şekilde FETÖ’den yurt alan TÜRGEV’in bunun yanında birçok yurdu bulunuyor. TÜRGEV FETÖ’nün üniversitede yarattığı boşluğu doldurmayı amaçladı. Vakfın aynı zamanda bir de üniversitesi bulunuyor. TÜRGEV dışında da birçok cemaatin vakfının da üniversitesi var.

MENZİL’DE ‘EŞŞEYHLİK’ DÖNEMİ

Menzil lideri Abdülbaki Erol’un ölümü ardından cemaatte ‘yeni Gavs’ kavgası başladı. Yaşarken ‘halife’ ilanında bulunmayan Erol’un üç oğlu da cemaatte mürit paylaşımı yapıyor. BirGün yazarı Timur Soykan, Menzil’de başlayan ‘mürit kapma yarışını’ anlattı. Abdülbaki Erol’un ölümü sonrası ortaya çıkan ses kaydını Twitter’dan yaptığı paylaşımlarla anlatan Soykan, asıl meselenin milyarlarca liralık paranın paylaşımı olduğunu vurguladı. Soykan, Abdülbaki Erol’un büyük oğlu Muhammed Saki’nin cemaatin başına geçmesini iki kardeşinin istemediğini belirtti. 3 kardeş arasında mürit toplama yarışının başladığına dikkat çeken Soykan, “Ama asıl mesele milyarlarca liralık paranın paylaşımı. Sonuçta Menzil dev bir holding. Kavga çıkmasından çok endişeli oldukları görünüyor” dedi.

Zikirlerin ve tövbelerin iptal edilmesinin arkasında mürit kapma yarışının olduğuna dikkat çeken Soykan, “Bu sayede Şeyh'in oğulları müritleri paylaşacak. Oğullar dışında kimse tövbe alamayacak” ifadelerini kullandı.

Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, Erol'un ardından şeyhliğin Saki, Mübarek ve Fettah adlı üç oğlu tarafından ortaklaşa yürütüleceğini yazdı. Saymaz, “Erol, sağlığında halife atamadığı için hem Menzil hem de tarikat tarihinde ilk kez eş-şeyhli sistem kurulacak” dedi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Abdulbaki Erol için tam sayfa ilan verdi. Erdoğan'ın Hürriyet gazetesinde yayımlanan ilanında, Erol için "ülkemizin manevi rehberlerinden" diye bahsedildi. Erdoğan, Erol'un ölümünün ardından sosyal medya hesabından taziye mesajı da paylaşmıştı.