Fikri Sönmez’in mücadelesi boynumuzun borcudur

AHMET ÖZDEMİR

Çullu Tepesi’nde bir evdeyiz. 5 kişiyiz. Gece zifiri karanlık. Saat 24.00’te, askeri birliğin, Perşembe Radar Üssü'nden hareket ettiğini öğrendik. Fikri abi de yanımızda. Yarının programı üzerine konuşuyoruz. 2000 kişilik askeri birlik, 4 gün önce Yeni Çeltek’ten yola çıkmış, Fatsa’dan geçerek Perşembe Radar Üssü'nde konumlanmıştı. Bu durum üzerine, Hürriyet gazetesi, “Fatsa Kuşatıldı” manşetini atmıştı, ama Fatsa halkı belediye önüne toplanarak, bu hayali ve hedef gösteren tutumun hesabını sormuştu. Özür dilemek zorunda kalan gazete yetkilisi, onlarca basın çalışanı ve halk önünde zor anlar yaşamıştı. Fatsa kuşatılmamıştı ama kuşatılma hedefli bir geçiş ve gözdağı yaşanmıştı.

Hani, Kenan Evren’in yüksekten uçtuğu kentin sahilinden, askeri birlikler böyle geçmişlerdi.

Bu sefer durum ciddiydi. Belli ki, askeri birliğin hazırlıkları bitmiş, Fatsa’ya girmeye karar verilmişti. 11 Temmuz Cuma, gün ışırken, konvoy Bolaman yönünde göründü. Palet sesleri, gecenin sessizliğini yırtarak ilerledi. Kent merkezinden içeri dönen konvoyu gördüğümüzde, durumdan iyice emin olduk.

Şehri terk etmeliydik. Bu karara öncesinden varılmış, her noktaya haber verilmişti.

Artık, ayrılma vaktiydi.

Vedalaştık. Ama, Fikri abi, “bi' dakika” diyerek durdurdu bizi. “Ben gelmiyorum” dedi. Oldukça kararlıydı. Bu kısa sürede, ne söylediysek de ikna olmadı. Hepimizin belleğinden o anda, Fikri abinin gözaltına alınışı, ağır işkence süreçleri, sakat kalmalar ve ölümler geçti. Hepsine hazır gibiydi.

“Ben bu kentin başkanıyım, Mücadelem içeriden devam edecek, merak etmeyin” dedi.

Hepimizi sıkı sıkı kucaklarken, göz pınarlarımız da harekete geçti. Biraz suçluluk, biraz kaygı iç içeydi.

Ancak hüzün tüm duygularımızın önünde yürüdü zamana.

Ve sonra…

Gözaltı ve işkence haberleri gün aşırı dalga dalga yayıldı.

Başkan’ın kaburgaları kırıldı.

Ona, sorgusu sırasında daha fazla işkence yapılmasına engel olan bir askeri yetkilinin, kaza süsü verilerek öldürüldüğü iddiası belleklere takılı kaldı.

Fikri Sönmez’in “içeriden” devam edecek olan mücadelesi, aldığı ağır hasarlarla 5 yıl kadar sürdü.

5 Mayıs 1985 yılında onu yıldızlara uğurladık.

Mücadelesi boynumuzun borcudur.

FATSA’MIN YÜREĞİNDE BİR HANÇER

……
Ama O, dingindi, gururluydu. Sarsılmadı hiç.
Alaycı/saygın bakışlar altında
Uzun adımlarla yürüdü zamana.
O’nun bundan sonraki yakın döğüşü müthiş bir ataktı.
Ne acı, ölüm sarrafları bükebildi bileğini,
Ne hainler, ne de, Fikri Bey diye diye idamını isteyenler.
O, bütün zamanların en iyi derecesini yaptı.
Kendi yaşam sayfasını da, onurlu bir tarihle kapattı.
Duyuyor musun Hekimoğlu’m, Köroğlu’m,
Börklüce’m, Pir Sultan’ım,
Maltepe’den Kızıldere’ye, Nurhak’a,
Beyaz yelelim, Aslan’ın, Adalım?
Bugün 5 Mayıs.
Bir kurşun daha saplandı yüreğine dünyanın.
……
Ahmet Özdemir - 20 Mayıs 1985