TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya “örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Cezada indirime ve ertelemeye gidilmedi

Fincancı’ya ertelemesiz 2,5 yıl hapis cezası

MERAL DANYILDIZ

Barış akademisyenlerinden Türkiye İnsan Hakları Vakfı(TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincanlı, dün İstanbul Çağlayan Adliyesi 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde son savunmasını yapmak üzere hâkim karşısına çıktı. Fincancı’nın avukatları, TİHV’in Cizre raporunun dava dosyasına “suç delili” olarak konulmasına karşı ret talebinde bulundu. Talep, “Yargılamayı uzatma kastı” olduğu gerekçesiyle geri çevrildi.

Barış istemek suç değildir
Savunmasına, Hessen Eyaleti Albert Osswald Vakfı Barış Ödülü’nü alırken duyduğu mahcubiyeti anlatarak başlayan Fincancı, “Hepimize bir kez daha hatırlatmış olalım ki; “İnsan sorumluluktur, o nedenle 4 Ekim 2018’de heyetinize hangi suça ortak olmadığımızı anlatmak için, sizin beni Google’layarak bulduğunuzu tahmin ettiğim ve suç unsuru gibi göstermeye çalıştığınız Cizre ön inceleme raporumuzu da beyanımda zaten alıntılamış, inceleme sırasında bulduğum çocuk kemiğinin fotoğrafı da dahil, birkaç kez “ceset fotoğrafı” diye rahatsızlığınızı ifade ettiğiniz fotoğraflarla o dönemde yaşananları aktarmaya çalışmıştım. Bağımsız ve tarafsız olmadığını düşündüğüm mahkemelerde; uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan barış talebinin, insan hakları ihlallerinin belgelenmesinin cezalandırılması, insan haklarının, hukuk rejimi ile korunması zorunluluğunun hiçe sayıldığını göstermektedir burada hepimize. Barış istemek suç değildir, suçlamalarınızı kabul etmiyorum. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmiyorum çünkü suç işlemedim” dedi.

Cizre raporu delildir
Fincancı’nın avukatı Oya Meriç Eyüboğlu, “Sizin için farklı ifadelerin, kişiler arasındaki farklılıkların bir önemi yok. Son savunmaların da bir önemi yok. Her şey ‘mış’ gibi yapılıyor. Mahkemenin bütün talepleri reddetmesi, sübjektif değerlendirme yapmadığını gösterir. Herhangi bir hükümet, devlet, kendi egemenlik alanı içinde bu kadar ağır hak ihlali yapmakla suçlanıyorsa araştırma yapmalıdır. Ben, heyetiniz HDP raporuna önyargılı bakar diye o dönemde ihlalleri raporlayan Saadet Partisi ve CHP’nin raporlarını aldım. Özellikle mahkemeniz tarafından dosyaya sunulan Cizre raporu bir suç delili değil, savunma delilidir. Bu raporun alındığı yerde bizim sunduğumuz raporun üç katı rapor vardır” dedi.

Barış istemek insan hakkıdır
Eyüpoğlu’nun ardından söz alan Avukat Özgür Türkdoğan ise, 337 sivilin öldürüldüğünü kabul ediyor hükümet. Peki bunların araştırılması soruşturulması gerekmez mi? Bildiride yer alan ibareler devlet büyüklerini rahatsız edebilir. Barış istemek suç mu Sayın Başkan? Barışı istemek bir insan hakkıdır. Artık birileri suçlanıyor, daha sonra deliller üretilir oldu. Siyasi iktidarın yönlendirmeleri ve baskıları konusunda daha hassas davranmak gerekir. Bizlerin tek sığınacağı yerdir adalet” dedi.

Asıl ben sizi itham ediyorum
Fincancı, savunmasını “Bugün 19 Aralık. Bundan 18 yıl önce cezaevlerine yapılan ‘Hayata Dönüş’ operasyonuyla, 40 yıl önceki Maraş Katliamı’yla yüzleşemedik. Bu acılarla yüzleşemediğimiz için bugün yargılanıyoruz. Suçlamaları kabul etmiyorum. Emile Zola’nın dediği gibi, Asıl ben sizi itham ediyorum” sözleriyle bitirdi. Savunmaların ardından mahkeme, Fincancı’yı, ertelemesiz 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.