Üretim maliyetleri, tekelleşme ve tüccarların altında ezilen fındık üreticisinin şimdi de başı Kahverengi Kokarca ile dertte. Devletin seyirci kaldığını belirten üreticiler, sorunun çözümüne ilişkin adım atılmazsa üretiminin bitebileceğine dikkat çekiyor.

Fındık üreticisinin başı bu kez istilacı türle dertte
Fotoğraflar: AA

Gökay BAŞCAN   

Girdi maliyetleri altında her geçen gün ezilen ve neredeyse üretemeyecek duruma gelen fındık çiftçisinin şimdi de istilacı bir tür olan Kahverengi Kokarca ile başı dertte. Üreticiler, devlet yetkilileri önlem almazsa fındık üretiminin bitme noktasına geleceğinden endişeli. 

Beklentilerinin çok altında 54 TL açıklanan taban fiyat fındık üreticilerini memnun etmedi. Dolar bazında kazanılan para azalırken, girdi maliyetlerin de artması çiftçiyi zor durumda bıraktı. Tekelleşen fındık piyasası ve tüccarların baskısı altında ezilen fındık üreticisi, bu sene yine umduğunu bulamadı. 

Çiftçiler şimdi de fındıkların içine girerek çürüten ve kurutan Kahverengi Kokarca böceği ile mücadele etmek zorunda. Türkiye’de ilk olarak 2017’degörülen ve fındığın yanı sıra 300’den fazla meyve ve sebze türünü tehdit eden istilacı böcek bölgede her geçen gün artıyor. Hortumuyla kabuğu delerek içine giren Kokarca, fındığın delikli, boş ve çürük olmasına neden oluyor. Kokarca ile mücadelede yalnız bırakıldıklarını belirten çiftçiler ise devlet mücadele etmezse fındık üretiminin sekteye uğrayacağına dikkat çekiyor. 

ÇOK HIZLI ÜRÜYOR 

Çok hızlı üreyen ve üreme aşamasında 300 yumurta bırakabilen bu zararlı tür ile mücadeleyi 3 ayrı başlıkta değerlendiriliyor: Mekanik, biyolojik ve kimyasal. Çiftçiler ve uzmanlar acilen mekanik olan, yani öldürme yöntemi olduğu belirtilirken kalıcı çözüm için biyolojik mücadeleye işaret ediyor. Kimyasal mücadele ise diğer canlılara da zarar vereceği için önerilmiyor. Çiftçiler dünyanın başka bölgelerinde denenmiş ve başarılı olmuş ‘Samuray Arı’ uygulamasına geçilmesini istiyor. Özellikle Çin’de uygulanan ve başka bir arı türü olan Samuray Arı, kokarcanın döllendiği yerlere yumurtasını bırakınca kokarca yerine ‘samuray arı’lar ortaya çıkıyor. Bu da kokarcaların bölgeden yok olması sağlıyor. 

Çiftçiler ve uzmanlar yapılanları sıralamasına rağmen devletin topyekün bu konuda bir girişimi olmadığını belirtiyor. 

SEFERBERLİK ŞART 

İstilacı böceğe karşı henüz herhangi bir önlem alınmadığını belirten Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, çiftçinin endişeli olduğuna dikkat çekti. Samsun Tarım İl Müdürlüğü önderliğinde bir çalışma başlatıldığını ifade eden Sarıkahraman, “Mesela, bir köye belirli tarihler arasında ilaçlama için seferberlik yapmamız lazım. Tarım Bakanlığı’nın bu işte çalışan, bir sürü para verdikleri uzmanları var. Bu uzmanlar boşuna masanın başında oturmamalı. Ancak hep birlikte bu işin üstesinden gelebiliriz. Yoksa; bu durumu çiftçinin kendi haline bırakırsanız, çiftçi ‘Allah’tan geldi her şey’ deyip, salar gider. Olmaz, üstesinden gelemeyiz. Mutlak suretle devlet yardımıyla bunun üstesinden gelebiliriz” dedi. 

Böcek akınının, özellikle Perşembe ve Fatsa ilçelerinde büyük tahribata neden olduğunu belirten Sarıkahraman, “Bir böcek, haşere… Bunun Ünye’ye sıçraması, peşimizden komşu ilçemiz Kerme’ye ya da Samsun’a sıçraması an meselesi. Şimdiden önleminin alınması lazım. Bu soruna önlem alınmazsa zararları çok büyük olur. Sebze ve meyvelere de zarar verdiğini tespit ettik. Bu yıl meyve ağaçlarında, sebze yapraklarında ciddi anlamda tahribat gördük. Ürün kaybı olarak henüz bize bir şey hissettirmedi ama baktığımızda sorunun kaynağını anlayabiliyoruz” ifadelerini kullandı. 

DEVLET DESTEĞİ ŞART 

Fındık üreticisi Cemal Çetin ise devlet yardımı olmadan üstesinden gelmenin mümkün olmadığını belirtti. Çetin, “Ordu Fatsa’da özellikle Meşebükü dedikleri bölgede istilacı türün arttığını belirten fındık üreticisi Cemal Çetin, “Bölgede başta fındık olmak üzere, Trabzon hurması, incir, fasulye, mısır hepsinde görüldü. Önlem alınmazsa tehlike daha büyüyecek.  Devlet mücadele etmezse biz tek başımıza bu sorunun üstesinden gelemeyiz” dedi. 

“Devletin henüz bir desteği yok” diyen bir diğer fındık üreticisi Cemil Ceylan şu ifadeleri kullandı: “3 mücadele var: İlki direkt öldürme yolu. İkincisi ise samuray yolu. Hayvanın yumurtayı bıraktığı yere, yumurtanın üzerine samuray arısı bırakılıyor ve döllenmede korkarca çıkacağına samuray arısı çıkıyor. Üreme engellenmiş oluyor. Son mücadele ise kimyasal ilaçlarla yapılan müdahaleler. Bu yöntemin yasak olduğunu söylüyorlar. Gittiğimiz yerlerde, hem ziraat odalarından hem de ilçe tarım müdürlüğünden aldığımız bilgiler ışığında bu mücadelenin devlet tarafından yasaklandığını öğrendik. Hayvanlara, insanlara ve doğada yaşayan diğer canlılara zarar verdiği için yasaklanmış. Kokarcayla en iyi mücadelenin samuray arılarıyla yapılan müdahale olduğunu söylediler. Doğru olanı da bu. Tarım enstitüsündeki mühendis arkadaşlar, bu kış boyunca samuray arı üreteceklerini söylediler. Mayıs ayında yumurtlamaya başlıyor kokarca. Bu dönemde arılar kullanılarak üremeleri engellenmeye çalışılacak. Toplu bir mücadele yok. Kendi arazimde önlem alsam, bu sefer diğer arazilerde üreyip yine sorun oluyorlar.  Şunu söyleyim, devletin bir desteği yok. Sadece buradaki kurumların çalışmaları var.” 

*** 

Mücadele edilmediği için arttı 

Eski Samsun Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hayati Tosun Kahverengi Kokarca’nın Türkiye’ye geldiği süreci ve önümüzdeki süreçte yapılması gerekenleri anlattı. Tosun, “Ülkemizde ilk olarak 2017-2018 yılında Doğu Karadeniz Bölgesi’nde görülmeye başladı. Mücadele edilmediği için de her geçen gün popülasyonu arttı. Yaz döneminde zararsız olduğu düşünülerek evlere kadar gelen bir canlıydı. En çok zarar gören ürün fındık. Ancak, Samsun ölçeğinde mısırda, fasulyede, incirde hatta kivide zararları görüldü” dedi.  

İKİ DÖNEMDE ÜRÜYOR 

Kokarcaların iki dönemde ürediği hatırlatan Tosun, “İlk üreme mayıs-haziran dönemi. Bu dönemde çoğu üretici, fındık kurdu dışında çok fazla zararlı canlıyla mücadele etmediği için otomatik olarak sayıları arttı. Yine bu dönemde, aşırı fazla yağış olduğundan, ilaçlı mücadeleyi de insanlar kullanmadılar. Bu sene, bunun verdiği bir dezavantaj oluştu. Bu da temmuzdaki 2’nci üremeye sebebiyet verdi. Şu anki yoğunluk bundan kaynaklanıyor. Eylül-ekim ayında da devam edecek bu sorun” dedi. 

KONTROL SAĞLANABİLİR 

Canlıların kışın kapalı yerlerde yaşamının sürdürdüğünü belirten Tosun yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Fındık hasadı bitmek üzere ancak bu canlı açıkta kışı geçirmiyor. Evlere, depolara, kapalı alanlara giriyor. İlaçlı mücadele düşünülebilir ancak bu ruhsatlı ilaçlar, bu mevsimde kullanılabilecek ürünler değil. Mayıs-temmuz arası dönemde 2. üreme dönemi- en az 1 veya 2 mücadele yapılarak kontrol sağlanabilir. Hayvanın kışı geçireceği yerlerde toplanma feromonlarıyla yani hayvanı cezbedici kokularla imhaları da sağlanabilir. Yurtdışından, İtalya’dan getirilen bir feromon, cazibe kokusu. Üreticimizin, insanımızın şunun bilincinde olması lazım; bu hayvan aktif döneminde günlük 5 kilometreye kadar uzanabilen bir canlı. Bu canlının bir tanesinin bile üreme döneminde 300’e yakın yumurta verebildiğini düşünüyoruz. Bu nedenle ergin döneminde canlıların toplanması önemli.” 

ÜRETİCİ BİLGİLENDİRİLMELİ 

Sorunun çözümüne ilişkin “Devlet mücadelesi olmalı” vurgusu yapan Tosun şöyle devam etti: “Tarımsal ürün ihracatında fındık birinci sırada. 2-2,5 milyar dolarlık hasılat sağlayan tamamen yerli ve milli bir ürün. Dolayısıyla; böyle bir ürünün piyasasının, kalitesinin, veriminin-verimliliğinin düzenlenmesi tamamen bir devlet politikası olmalı. Fındık arazileri hep iç içe. Bu nedenle buradaki mücadelenin devlet mücadelesi olması lazım. Samsun ölçeğinde bakıldığında Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün çalışma süreci başlamış, Tarım İl Müdürlüğü ile entegre olarak. Ama bu çalışmaların kesinlikle ‘üreticiye tavsiye’den öteye çıkarılıp bu feromon tuzakların bir an önce artırılması, ülkeye getirilmesi ve üreticiye dağıtılması lazım. Tarım sadece gıda yetiştirmek değil, aynı zamanda dünyadaki iklim ve tahıl krizi göz önünde bulundurulduğunda ülkemiz bir lokomotif konumunda. Fındık piyasasının dünyada belirleyiciyiz. Bu konuda gereken çalışmaların devlet tarafından, hızlıca yapılması ve üreticinin bilgilendirilmesi lazım. Gerekli önlemler alındığında bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamayız.” 

*** 

Ortak çalışma gerekiyor 

Geçen yıl bölgede ‘Fındık Mitingi’ yapan SOL Parti ise yalnız bırakılan fındık üreticiler için çalışmalara başladı. SOL Parti Tarım Çalışma Grubu yaptığı açıklamada, “Fatsa Sol Parti İlçe Örgütü bu konuda, siyasi partilerin, meslek örgütlerinin, sendikaların, derneklerin, muhtarların ve tüm halkın içinde yer alacağı ortak bir çalışma içindedir. Şu sıralar, örgütlü yapılarla görüşmeler sürmektedir. Önümüzdeki haftalar içinde köy toplantıları planlanacaktır. Çalışmalar içinde salon toplantıları ve miting gibi tasarımlar da yer almaktadır. Bundan sonra, bireysel mücadele yöntemlerini geliştirmenin dışında, sorun; tüm örgütlü yapıların ortak mücadelesi ile bölge ve ülke kamuoyuna taşınacaktır” denildi.