Fındık üreticisinin sesini duyan yok

Ekonomi Servisi

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde fındık sezonu başlamak üzere ama üreticinin sesini duyan yok. Bölgede fındık fiyatlarını kontrol etmek isteyen şirketler ise kendi rekolte tahminlerini açıklıyor. Çiftçiler Sendikası (Çiftçi Sen), rekolte tahmininin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanması yönündeki kararın uygulanmamasına tepki gösterdi. Çiftçi Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ve Yönetim Kurulu Üyesi Kutsi Yaşar imzasıyla yayımlanan açıklamada fındıktan para kazanan şirketlerin alım fiyatlarını düşük tutmak için abartılı kendi rekolte tahminlerini açıkladıklarına dikkat çekildi.

2021 fındık sezonu için Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyi 790 bin ton, TÜİK ise 30 Mayıs’ta yapmış olduğu açıklamada 700 bin ton, Tarım ve Orman Bakanlığı (Temmuz ayı çotanak sayımına göre iller baz alınarak) 656 bin ton olarak rekolte tahminlerini açıkladı. Ferrero temsilcileri ve İhracatçılar Birliği ise, fındık alım fiyatlarını düşürmede bu rekolte tahminlerini yeterli bulmamış, rekoltenin 815 bin ton olduğunu iddia etmişti. Bu rakamları fiyatları düşürmek için yapılan birer çarpıtma olarak gören Ziraat Odaları ve üretici temsilcileriyse, rekoltenin 650 bin tonun da altında olacağını söylüyor.

Çiftçi Sen açıklamasında 2020 yılı fındık fiyatlarının TMO tarafından 22,50 TL olarak açıklandığı serbest piyasada fındık fiyatlarının yılbaşına kadar 28,00 liraya kadar alıcı bulduğu hatırlatıldı. Ardından bir miktar gerileme olmuş, fındık fiyatları ortalama 21-24 TL bandı arasında seyretti.

Fındık piyasasının düzenlenmesinde aktif rol alan ve piyasayı tamamen kontrol etmek isteyen Ferrero ve ona bağlı şirketler, 2021 yılında yerel piyasalardan fındık toplayan manav ve komisyoncuları fındık stoklamakla eleştirmiş ve fındık fiyatlarında yükseliş beklentisinde olmadıklarını belirterek, küçük tüccarların piyasadan çekilmesini sağlamaya çalıştı.

Çiftçi Sen, fındık alım fiyatı belirlenirken sadece rekolte tahminleri üzerinden fiyat belirlenmemesi gerektiğini vurguladı:
“Pandemi sürecinde gittikçe kronikleşen ekonomik kriz ve tarımsal zehrinden, kimyasal gübresine tarımsal girdilerde yüzde 50-100 artışlar olduğu unutulmadan, ilerde dövizde olabilecek dalgalanmalar da göz önünde bulundurularak, taban alım fiyatı belirlenmelidir. Devlet milyonlarca liralık vergi indirimi ve teşvikleri İtalyan şirketi Ferrero’ya yapacağına, fındık üreticilerine ve onların kooperatiflerine yapmalıdır. Rekolte tahminlerini iklim koşulları ve külleme hastalığının verim kaybına etkilerini dikkate alarak hesapladığımızda 1 kg fındığın ortalama maliyeti 22,14 TL’dir. Çıkan bu maliyet fiyatının üzerine yüzde 25 kâr payı + yüzde 25 refah payı (asgari enflasyon oranı) eklendiğinde 1 kg fındığın alım fiyatı en az 34,5 TL olmalıdır.”

Çiftçi-Sen fındık üretimi ile ilgili yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

• 2000 yılında sözde “özgürleştirme yasası” olarak çıkarılan 4572 sayılı kooperatif yasasının şirketler lehine olan hükümleri kaldırılsın; FİSKOBİRLİK’in yönetimleri ve işleyişi, fındık çiftçilerinin demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulsun.
• Gerek Uluslararası sözleşmelerde, gerekse de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda var olan ve tartışmasız bir hak olan, çiftçilerinin bağımsız sendikal örgütlenmelerinin önündeki engeller kaldırılsın, sendikal örgütlenmelerine dönük iç hukuk düzenlemeleri yapılsın.
• Var olan Ziraat Odaları, Birlikler vb. çiftçi örgütlerinin de demokratik yapılara kavuşturulmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılsın.