Yaptıkları tartışmanın çarpıtıldığından yakınan Dengir Mir Mehmet Fırat, Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına 7 Ekim’de belgelerle yanıt vereceğini açıkladı…

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu"nun iddialarıyla ilgili gelecek hafta salı günü (7 Ekim) belgeleri yayınlayacaklarını söyledi. Fırat, Baykal"la ilgili de belge bulunduğunu ima etti.

Kılıçdaroğlu ile yaptıkları tartışmayla ilgili bazı gerçeklerin çarpıtıldığını belirten Fırat, “Türkiye"de patronaj basın var. Verdiğimiz belgeleri dahi okuma lütufunda bulunmuyorlar, yok farz ediyorlar ama tahmin ediyorum salı günü, bu sefer okuma mecburiyetinde kalacaklar. Çünkü internet vasıtasıyla bütün köşe yazarlarına bütün basına bütün belgeleri tek tek, biraz da büyüterek göndereceğiz” dedi.

Bütün sıkıntıların kaynağının Deniz Baykal"a yönelttiği 3 temel soru olduğunu öne süren Fırat, şöyle konuştu: “Bu sorulara cevap veremiyorlar. Cevap veremedikleri için, bu soruyu soran kişiye yani bana özel sempatileri var. Ama ne yaparlarsa yapsınlar. Benim bu 3 soruma cevap vermedikleri süre içinde her toplantıda, her fırsat bulduğumda soruları tekrar edeceğim. Bu soruya doğru cevapları verinceye kadar.

Salı günü bu işi, belgeleriyle bitireceğiz. 3 sorumuzun cevabını bekliyoruz. Dokunulmazlıkla alakası yok. Bunun Erdoğan ile tartışmayla da alakası yok. Bunu ben soruyorum, bir vatandaş olarak soruyorum. Vatandaşlık hakkımı kullanıyorum. Şu servetin kaynağı olarak iddia edilen avukatlık süreci içerisinde hangi vergi dairesine kayıtlıydı, ne kadar gelir beyan etti, ne kadar vergi ödedi. Bu kadar basit.”

 

‘SAHTEKÂRLIK YAPIYORLAR’

Fırat, bir gazetecinin “ortada belge karışıklığı var, belge fazlalığı yaşanıyor” demesi üzerine “Belge fazlalığı yok. Sahtekârlık yapılıyor” dedi.

Fırat, bir belgede kendi adının yazıldığını ve “kırmızı hattan çıkartılması” ibaresinin bulunduğunu anımsatarak, “Ancak tarihi, TIR’ın yakalanmasından 8 ay öncesi. Salı günü bunların da evrakını göndereceğim. O şirketin o tarihte ortağı da değilim. Ancak, buna rağmen şirketin hiçbir zaman hiçbir şekilde kırmızı hat uygulamasına tâbi olmadığının resmi yazısını göndereceğim” dedi. Kendisi üzerinden Mersin"deki şirketin itibarının zedelendiğini ileri süren Fırat, şöyle devam etti: “Hem ceza davası hem de tazminat davası açacaklar. Tazminat davasının kısa sürede neticeleneceğini düşünüyorum. Benim siyasiler hakkında dava açma adetim yok. Bu tartışmalar için her gün yüzlerce dava açmam gerekir. Ben belgeleri ortayı koyacağım, utanıp özür dilerlerse dilerler.”

 

BELEDİYELERDEKİ İDDİALAR

Fırat, basına yansıyan, belediyelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını da takip ettiklerini belirtti. Fırat, Çankaya Belediyesi ile ilgili kasetler ortaya çıkınca, AKP"li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak aleyhinde iddiaların öne sürüldüğünü vurguladı.

Bunun bir rövanş haline geldiğini belirten Fırat, “Onu örtmek için bunu getiriyorlar. Belediyeci değilim. Bunlardan anlamıyorum ama cevabını belediye başkanı vermiştir. Çirkin olan bunun rövanş haline getirilmesidir. Bir belediye başkanı kalkıyor, kendi sesiyle, dönen pisliği bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. "Benimki kirli ama sizde de bu var" demek çözüm değil. Türkiye"nin bütün pisliklerden arınması lazım” dedi.

Fırat, bir gazetecinin, Çankaya Belediyesi ile ilgili CHP"nin bir açıklama yaparak, bir an önce soruşturma başlatacakları yönündeki beyanını hatırlatması üzerine, “Böyle bir refleks bizde de olacak. Her konuda eğer ciddi görüyorsak araştırırız. Bizim prensibimiz var. CHP"nin her iddiasında kelle almaya kalksak, omuz üstünde kelle kalmaz” diye konuştu.

 

‘DOĞAN, KORKUTMAK İÇİN DAVA AÇTI’

Fırat, Türkiye"nin en büyük manevi tazminat davasının Aydın Doğan tarafından açıldığını belirtti. Aydın Doğan"ın bir medya patronu olduğunu ve sahibi olduğu medyanın Kılıçdaroğlu ile yaşanan tartışmayı yükselten, bu hale getiren unsur olduğunu savunan Fırat, şöyle konuştu:

“Bana karşı 1 milyon YTL"lik dava açılmıştır. Böyle bir dava daha önce hiç açılmadı. Neden? Çünkü, medya gücünü silah olarak kullanmak yetmiyor. Ekonomik güç de gerekiyor. Öyle bir dava açılıyor ki yargı tehdit unsuru olarak kullanılıyor. Bununla "Ey vatandaş benle ilgili bir şey yaparsan avukat ordumu senin üstüne salarım, 1 milyon YTL de dava açarım" deniliyor. 1 milyon YTL değil, 100 milyon YTL"lik dava açsalar beni etkilemez. Sadece bana karşı açılmış bir dava değil. Benim dışımdakileri korkutmak için açılan davadır.”

 

‘SENDİKALAŞMA MECBURİ OLMALI’

Fırat, Türkiye"de tarafsız ve bağımsız bir basının yerleşmesi gerektiğini, bunun da tek yolunun basın çalışanının özgürlüğü olduğunu vurguladı.

Çalışanı özgür olmayan bir medyanın özgürlüğünden bahsedilemeyeceğini belirten Fırat, “Geleceği patronun iki dudağı arasındaysa, o insan özgür değildir. Bir dönemden sonra Türkiye"de özellikle basın emektarlarının sendikal faaliyetleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. Basında sendikalaşmayı mecburi hale getirmek gerekir. Çünkü, basın özgürlüğünü sağlamadığınız müddetçe düşünce özgürlüğünü sağlamanız mümkün değil. Medyayı, patronların ekonomik çıkarlarını sağlayacak bir silah olmaktan çıkarmak gerekir” dedi.